Miniğim

5.5K 224 15
                                    

Alina'nın anlatımından:

Sabırsızklıkla yatağımda kıpırdandım. Kayra doğalı iki saat olmuştu. Ilk yarım saat göğsümde durmuştu minik bebeğim. Sonra Leyla hem banyo yapmak hem de kontrol etmek için almıştı onu. Kerem'in yardımıyla elimi yüzümü yıkayıp temiz bir gecelik giymiştim. Ben yatmadan önce de Kerem saçlarıma bir kırmızı kurdele bağlamıştı.
- Çok yakıştı. - dedi saçlarımı öperken
- Teşekkür ederim sevgilim. - dedim
- O çok güzel Alina.
- Sanki bir rüyanın içindeyiz Kerem. Onun geldiğine hala inanamıyorum. - dedim onun omzuma yaslanarak
- Çok iyi iş çıkardın az önce sevgilim. Seninle gurur duyuyorum.
- Biliyorum.
- Artık getirseler ya kızımızı. Ben doyamadım ona.
- Bende doyamadım kuzuma. Kerem annemleri de aramadık. Hepsini tek tek aramaya kalkarsak bütün gün sürer işimiz. Ailemiz kocaman bizim malum.
- Aslına benim aklımda bir fikir var. - dedi Kerem
- Nedir o?
- Sadece annelerimizi arayıp söyleyeceğiz. Bir de Mustafa'ya söylersek bütün ailemiz öğrenecek zaten.
- Peki. - dedim gülerek
Kapı açıldığında kafamı kocamın omzundan kaldırıp baktım. Leyla gelmişti kucağında kızımızla. Kerem yanımdan kalkınca doğruldum.
- Evet, özlediniz mi bakalım minik kuşu? - dedi Leyla yanıma gelirken
- Hem de çok. - dedim
Leyla nazikçe Kayra'yı kucağıma bıraktı. Gözlerini kocaman açmış bakınıyordu kızım.
- Ama sen daha bir şey göremiyorsun ki kızım. Ne o şaşkın bakışlar? - dedim elini öperek
- Meraklı evet. Bu arada Kayra tamamen sağlıklı bir bebek. Boyu 51 santim, kilosu 3.500. Az önce topuğundan kan aldım orada da bir sorun çıkmadı. - diye anlattı Leyla
- Ağladı mı? - diye sordu Kerem uzanıp Kayra'nın bacağına dokunarak
- Hayır ağlamadı. Çok güçlü bir kız Kayra.
- Leyla her şey için çok teşekkür ederim. - dedim
- Canım benim işim bu, teşekküre gerek yok. Hem sen nasılsın ağrın sızın var mı? Dikişlerin acıyor mu?
- Ben Kayra'yı görünce tüm acılarımı unuttum.
- Her zaman öyle derler anneler. Ha bu arada karnı acıkmaya başladı, südün geldiyse emzirebilirsin.
- Geldi. - dedim sırıtarak
- Peki. Ben artık sizi kızınızla hasret gidermeniz için yalnız bırakıyorum. Bir şey olursa aramanız yeterli, ben buradayım.
- Tamam. Teşekkür ederiz tekrar.
Leyla odadan çıktığında Kerem karşıma oturup hayranlıkla Kayra'yı izlemeye başladı. Uzanıp kısacık saçlarına bir öpücük kondurdu.
- Emzirmeden önce kucağına almak ister misin? - dedim
- Ilk önce karnını doyur. Sonra sevda gideririz.
- Peki.
Kayra'yı tek elime alıp göğsümü açtım. Kızımı sonra kucağıma yerleştirip göğsüme yaklaştırdım ve iştahla kapışını seyrettim.
- Belli ki gerçekten çok aç. - dedi Kerem gülerek
- Ilk defa göğüs görmesine rağmen iyi gidiyor. - dedim ben de ona katılarak
Kerem uzanıp Kayra'nın saçlarını okşamaya başladığında kızım gözlerini kapattı. Yanağına bir öpücük kondurup mis kokusunu içime çektim. O kadar güzel kokuyordu ki benim bebeğim.
- Yüzünde çok değişik bir ifade var. - dedi Kerem bana bakarak
- Nasıl bir ifade?
- Sanki acı çekiyorsun gibi. Canını mı acıtıyor emerken?
- Hayır. Hissiyat biraz garip. Senin yaptığın gibi yapıyor.
Kerem gülmeye başladığında sırıttım. Birden gülüp Kayra'yı korkutmak istemiyordum.
- Desene babasına çekmiş.
- Evet. Baksana gözler bile tıpkı seninki gibi koyu kahverengi. Bana benzeyen bir yerin var mı kızım? - dedim sessizce yanağına dokunarak
- Burnu seninki gibi küçücük. Ha bir de bak dudakları bile küçük, benimkiler büyük yani bana benzemiyor. - dedi Kerem
- Evet, galiba öyle.
Kerem elini Kayra'nın saçlarından çekip eline dokundu, o ise küçücük parmaklarını parmağının etrafına sarıp sıktı.
- Buradayım kızım, korkma. - dedi yanağını öperek
Kayra göğsümü bırakıp geri çekildi. Ağzını açıp esnerken küçük bir kedi yavrusu gibi ses çıkardı.
- Uykusu geldi. Al hadi kucağına uyumadan.
Kerem ayağa kalkıp kollarını açtı. Kayra'yı nazik bir şekilde koydum kucağına. Önceden kucağına bebek aldığından zorlanmıyordu kocam. Kendime çeki düzen verip doğruldum biraz. Kerem odada dolaşıp kızımıza konuşuyordu. Uzanıp elime telefonumu aldım ve artık aileme doğum yaptığımı söylemeye karar verdim. Annemi çaldırırken karşımdaki ikiliyi hayranlıkla izliyordum. Bana daha dün akşam babalığın ne olduğunu bilmediğini söyleyen sevgilim şimdi bu konuda çok iyi gidiyordu.
- Alina, ne yapıyorsun kuzum, nasılsın?
Annemin sesini duyduğumda telefona döndüm.
- Iyiyim annem. Sen nasılsın? - dedim
- Çok iyiyiz yavrum babanla biraz yürüyüşe çıktık. Ne oldu akşam kuzum erkenden ayrılmışsınız. Abin başının ağrıdığını söyledi iyi misin şimdi? Yanına gelmemi ister misin?
- Isterim tabi annem. Şu anda sana çok ihtiyacım var.
Kayra ağlamaya başladığında Kerem onu pış pışlayarak yanıma geldi. Yatağa oturduğunda uzanıp kızımın yanağını okşadım.
- Kızım, bak anne burada, ağlama. - dedi Kerem sessizce
- Kuzum, evde değil misiniz siz? Nereden geliyor o ağlama sesi? - annem konuşunca sırıttım
- Anne, duyduğun ses Kayra'ya ait. - dedim
Annem'den bir süre ses gelmeyince bana merakla bakan kocama baktım.
- Anne? - dedim
- Kayra mı geldi? - dedi ağlamaklı sesiyle bir süre sonra
- Evet. - dedim bende göz yaşlarımı tutamayarak
- Alina inamıyorum sen gerçekten doğum mu yaptın?
- Evet. - dedim göz yaşlarım arasından gülerek
- Niye aramadın kızım? Nasıl iyi misin? Kayra iyi mi?
- Ikimizde çok iyiyiz anne. Merak etme.
- Ne zaman doğdu? Nasıl oldu? Alina anlat hemen!
- Anneciğim hastanedeyiz biz, sen geldiğinde her şeyi anlatacağım. Bekliyoruz sizi.
- Hemen geliyoruz.
Annem kapattığında Kerem'e baktım ve karşılıklı gülmeye başladık.
- Onlara haber vermedik diye bizi öldürecekler sevgilim.

Baş Belası KarıcığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin