Bölüm 3: KIZLAR BULUŞMASI

7.2K 592 86
                                    

INSTAGRAM: gulsenkilicaslanofficial


Eve varış hiç bu kadar uzun sürmemişti. Sonunda 4. Levent'te, yaşadığım rezidansın 13. Katındaki, 113 numaralı dairemin kilidini açıp kendimi ferah ve geniş daireme bıraktım. Maaşımla kredisini ödeyemeyeceğim kadar pahalı bir daireydi aslında ama dairenin uğursuzluğu bana uğur getirmişti. Başka bir banka haczetmişti ve ben de hemen ihalesine girmiştim. Önceki iki sahibinin evde oturmaya dahi fırsatları olmamıştı. Evin ilk sahibi, eşi -camdan aşağı atlayıp- intihar ettiği için evi, değerinin dörtte üçü fiyatına satmıştı. İkinci sahibi, kredi çekip kelepir daireye konmuş ama o da krizde batınca sahip olduğu her şeyi kaybetmiş ve daire de bankaya geçmiş. Evin bu kötü ünü yüzünden bir yıl bankanın elinde beklemiş. Sonunda ihale açılış fiyatı yeterince düşünce ben talip oldum ve emlakçıların bile gözünü korkutan bu şık daire, benim olmuş oldu. Yaklaşık üç yıldır burada yaşıyorum ve daha elime kıymık bile batmadı. Yani hepsi batıl inanç!

Öte yandan bu akşam, dairemde en büyük cadı kazanı kaynayacaktı. Hemen üstümü değiştirip sağlıklı beslenmem için gelen günlük kutu yemeğimi yedim. Sonra da filtre kahve demleyip -misafirlerim için- rezidansın altındaki pastaneden ikramlık bir şeyler aldım.

Ve saat sekiz buçukta, güvenlik, arkadaşlarımın geldiğini haber verdi. Dairemin zili çaldığı an "Hoş geldiniz kızlaaar..." diyerek kapıyı açtım. Sevgi yumağı olup dördümüz birbirimize sarıldık kapı eşiğinde.

Eve neşeli bir giriş yapsalar da hepsinin yüzünde aynı merak vardı. Işılay'ın uzun, ince, solgun yüzünde de aynı meraklı bakışlar vardı. Gonca'nın tombul, kırmızı çehresinde de ve kız kardeşim Feride'nin, iki arkadaşımın aksine çok daha genç ve bakımlı yüzünde de...

Kahveleri ikram ederken Gonca "Bu mini rulo pastalara bayılıyorum," diyerek çilekli bir rulo pastayı mideye indirdi. Gonca, aramızda hayatı en yoğun tempoda giden kişiydi. Hem çocuk doktoruydu hem de anneydi. Beş yıldır sorunsuz giden evliliğini, dünya tatlısı bir kız bebekle taçlandırmıştı. Kızı üç yaşındaydı şimdi ve Mina'yı özlediğim için "Neden Mina'yı da getirmedin?" diye hayıflandım.

"Dedikodu kokusu aldım. Yok muydu önemli bir haberin?"

"Var, hem de ne haber?"

"O zaman biz büyükler konuşurken, küçük kızımın duymaması gereken şeylere, kulak misafiri olmasını istemeyişimi anlayışla karşılarsın."

"Kusura bakma, hiç o açıdan düşünmemiştim. Gerçekten üç yaşında bir çocuğun duymaması gereken şeyler anlatacağım bu akşam."

Işılay "Ay ne oldu? Meraktan öldüm!" dedi heyecanla. "Benim hayatım hep aynı monotonlukta gittiği için sizinkilerle yaşıyorum biliyorsunuz."

Işılay da evlenmişti üç sene önce ama evliliği bir buçuk yıl ancak sürmüştü. Sonrasında ailesinin evine geri dönmüştü ve şimdilerde cehennem gibi hayatı vardı. Gururundan çoğu zaman anlatmasa da evde, anne-babası ve kardeşlerinin onu sürekli küçümseyip hizmetçi gibi kullandığının farkındaydık. İş hayatına hiç atılamamıştı, durumumuz iyi diye evliyken eski eşi ve boşandığında da tutucu babası tarafından "Dul kadınsın, otur evinde," denilerek önü kesilmişti. Birkaç kez Gonca'yla yardımcı olmaya çalıştıysak da gururundan asla kabul etmedi.

Kardeşim Feride "Evet, abla çatlatma lütfen!" diye bastırınca "Peki, kızlar sıkı durun," dedim. "Ezel, bizim bankada işe başladı!"

Feride: "Hangi şube?"

Ben: "Şube değil."

Gonca: "İnanmıyorum! Kulede mi?"

Işılay: "Yoksa seninle aynı kısımda mı?"

SOĞUK SAVAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin