Bölüm 8: GECE

5K 482 140
                                    

İNSTAGRAM: gk_guney

Evime girene kadar heyecan dolu gözlerle bana bakmayı sürdürdü. Daireme adım attığındaysa ilgisi benim üzerimden salonuma kaydı. Küçük bir ıslık öttürüp "En azından birimizin hayatında bazı şeyler yolunda gitmiş," dedi.

"Öyle, insan gereksiz şeyleri hayatından çıkarınca işine daha iyi odaklanabiliyor ve başarı da peşinden geliyor."

"Senin adına sevindim."

"İlk kural!" diye hatırlattım hemen.

"Özür dilerim," dedi ellerini havaya kaldırarak. Hâlâ oyun oynadığımızı düşünüyordu bence çünkü yüzünde çok mutlu bir ifade vardı. Tüm mutluluğunu emip bitirecektim!

Ceketini çıkarıp koyacak bir yer aradı ama yanlış bir şey yapmaktan korktuğu için sonunda koluna asarak ayakta dikildi. Bu şaşkın hali tüm gerginliğimi aldı.

"Otur," dedim ve hemen bir koltuğa oturup ceketi de yanına bıraktı. Ellerini dizlerine yerleştirdi ve kıpkırmızı bir yüzle etrafa bakmaya başladı. Sanki duvar kağıdımın üzerindeki çiçek baskılarını sayıyormuş gibi odaklanmıştı. Teklif ettiği zamanki kadar cesur değildi şimdi.

Kendimi tam karşısındaki koltuğa bırakıp başımı geriye attım. Niye bu noktadayız diye düşünürken "Keşke zamanda geriye gidebilecek olsaydım," dedi. "Kendime bir yumruk çakıp..."

Lafını kesip "Yumruğu seve seve şimdi yüzünün ortasına geçirebilirim," dedim.

Kaşlarını kaldırıp biraz düşündükten sonra "Teşekkürler ama Lara Croft gibi dövüşebildiğinizi hatırlayınca hiç cazip gelmedi," dedi.

"Öyle mi? Yazık oldu, ağzının ortasına bir tane çakmak için çok heveslenmiştim oysa ki."

"Beni affedebilmeniz için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Ağzımı burnumu kırmak da buna dahil, ne isterseniz yapabilirsiniz."

Planım pek de umduğum gibi gitmiyordu. Eve girer girmez üstüme atlamasını ya da en azın öpüşüp sevişmek için bir hamle yapmasını beklerdim fakat onun yerine süt dökmüş kedi gibi af dileniyordu. Bir yanım "Çok yanlış, onunla birlikte olma, siktir et onu ve önüne bak!" derken, içimde ölmeye yüz tutmuş olan diğer yanım "En son ne zaman onunla tekrar seviştiğini hayal ederek uyudun?" diye soruyordu.

Bu, ayrılıktan sonraki kötü bir alışkanlıktı bende. Ayrılığın ilk zamanları her gece onun yatakta benimle uyuduğunu hayal ederdim. Bazı geceler de seviştiğimizi. Zamanla seyrelse de arada sırada onu hayal ederek uykuya dalardım. Fakat onu gerçekten şirkette gördüğüm o günden sonra hiç o şekilde düşünmemiştim. Daha çok canını yakmaya odaklanmıştım çünkü. Yakacaktım da! Hem hep erkekler mi kullanacaktı kadınları, azıcık da biz onların hisleriyle oynayalım!

Nişanlanacak olmasa ona inanıp yelkenleri çoktan suya indirebilirdim fakat hâlâ parmağında duran gümüş yüzük bana gerçeği gösteriyordu. Benim evime gelirken yüzüğü çıkarıp cebine atma gereği bile duymamıştı. Beni hâlâ o saftirik kız sanıyordu anlaşılan.

Yüzüne bakıp uzun uzun düşünürken karşı koltuktan kalkıp yanıma geldi. Eli tereddütle belime değerken aramızdaki mesafeyi kapatmaya başladı. Öpüşmek için dudaklarıma yaklaşınca kafamı yana çevirdim. "Nefesin alkol kokuyor," diye aklıma gelen ilk yalanı söyledim. Çünkü feci şekilde onu istiyor olmam, vicdanen kötü ve aptal hissetmeme neden oluyordu. İçimden bilgiç bir ses yükselip "Seni boynuzlayıp göt gibi ortada bıraktı. Bir hoşça kal bile demedi. Elindeki yüzüğü bile saklamıyor. Ama tabi yine de sen bilirsin; illa sevişeceğim diyorsan ben karışmıyorum. Çünkü malsın!"

SOĞUK SAVAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin