"Akbeer,uyan artık,uyan!"Genç kızın yaklaşık bir saatdir Akberi uyandırma çabaları boşa çıkıyordu.Taştan yapılmış yatağın önünde sıcak battaniyelere bürünüp yatan Akberin kalkmak niyeti yoktu anlaşılan.Battaniyeye daha da sıkı büründü ve arkasını Şahzadeye çevirdi.Bu genç kızı iyice sinirlendirdi.
"Tamam,o zaman yalnız giderim ormana.Sonra beni bırakıp nereye gitdin diye zırvalamak yok.
Bir dakika öncesine kadar uykusuzlukdan ölen Akber üzerindeki battaniyeyi ışık suretiyle atdı, "bekle beni"dedi ve hemen kalkdı."Gerçi sensiz daha rahatım"diye düşündü genç kız,hemencecik de taşındı fikrinden.Yine odun toplamaya gidiyorlardı.Evde odunlar çabucak bitiyordu ve günlerinin yarısını odun toplamakla geçiriyorlardı.Açıkçası bu genç kızı çok rahatlatıyordu çünkü Akberle aynı çatı altında,dört duvar arasında kalmak onu tedirgin ediyordu.Gerçi genç adam o günden beri bu barede bir şey konuşmamışdı,imalı gülümseyen bakışlarını saymazsak(;D).
Yeterli kadar odun topladıklarını düşünüp geri dönmeye karar vermişlerdi ki,yerde olan kan izleri ikisinin bir-birine şaşkın bakmalarına sebep oldu.Akber eğilip yerdeki kan izlerine dikkatlice bakmaya başladı.Kafasını kaldırıp Şahzadeye baktı:
-Yaşlı bayan,sence bu nedir?
Elindeki odunları saklamakdan bıkan ve biran önce eve gitmek isteyen genç kız asebi şekilde Akbere baktı:
-sence Nostradamusa benzeyen bi halim varmı?Ya da yok senden habersiz bu gece çok konuşan birini öldürüp gömdüm belki de odur.Tövbe YARABBIM! Ben nereden bileyim?!
Akber ayağa kalkıp genç kıza gülümsedi:
-aslında Nostradamusa benzeyen yanın var.. Onun gibi yaşlı gözüküyorsun,hani resimlerinde görmüşsündür.Birisini öldürme ihtimalın da vardır,yani beklerim senden.
Genç kızın ağzı açık kalmışdı.Odunları Akberin kucağına bırakıp sinirli şekilde
-pes yani!yuh sana...! Eğer biraz daha konuşursan yerdeki senin kanın olacak!Eve gidelim hadi"dedi.Akber gülümsemesini daha da sürdürerek genç kıza yaklaşdı:
-Sayın seyirciler zanlı olay yerinden kaçmaya çalışıyor.Yaşlı bayan,kaçmakla suçunuzu kabul ediyormusunuz?"diyerek onu sinirlendirmeye çalışıyor bir yandan da gülmesini durdurmayordu.
-Espiri anlayışına o kadar hayranım ki,seni burda saatlerce alkışlaya bilirim.Sadece hava soğuk o yüzden eve gitmek istiyorum yoksa yani ne münasebet sayın Akber bey!
Genç kız dayanamayıp eve doğru yöneldi.Arkadan seslenen Akberin sözleriyle duraksaması bir oldu.
-Vaay yaşlı bayan,benimle evde daha çok vakit geçirmeye mi çalışıyorsun?Tamam bana uyar.
Şahzadenin yanakları al-kırmızı oldu.Sohbetin yönünü değiştirmek için yerdeki kanı gösterdi
-Bak,izler ormana doğru gidiyor"dedi.
-Acaba ayı falan mı var?
-Burda senden başka ayı yok merak etme.
-Kalbimi kırıyorsun ama..
-Hangi kalbini?senin kalbin mi vardı?
-Evet var.. Ama sende tutuklu..
Bu sözlerden sonra Akber Şahzadeye yaklaşdı,soğuğun tesiriyle agzından çıkan buhar kızın yüzüne vurdu.Genç kız boğazını arıtlayıp Akberi kenara itdi:
-öhö..öhöm! Soğuk kafana tesir gösterdi galiba.Fazla saçmalamadan gidelim.
-Eve mi?
-Hayır izin neye ait olduğunu bulmaya.Belki de korunmasız bir hayvandır.Ben hayvanları senden çok severim.
-A bak beni sevdiyini itiraf etdin." Akber alaycı tavırla ona baktı.Genç kız Akberin elindeki odunları bir kenara bıraktı:
-bunları burda bırakalım,döndüyümüzde alırız.Çabucak bulalım bunun ne olduğunu çünkü.soğukda kalınca senin kafan gelip gidiyor.
-Benim kafamı götürüp-getiren soğuk hava değil kalbinin harareti.."dedi Akber ve Şahzadeye arkadan sarıldı.Âmâ Şehzade derhal silkindi,sanki üzerindeki tozu atıyormuş gibi Akberin ellerinden kurtuldu.
Evden çok uzaklaşmalarına rağmen hala yollarına devam ediyorlardı.Sonunda izin sahibini buldular.O, ilerde şam ağacının kanlar içinde yatıyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~HAYALPEREST YAZAR ~
Non-Fiction-"Dünya nefes alınacak yer değil Afri,ben.. artık dayanamıyorum!" -Sen istesen de istemesen de bu dünyaya aitsin Şahzade,her ne kadar kaçmaya çalışsak da hepimiz bu dünyanın bir parçasıyız.Zamanı geldiğinde tüm insanlar dünyayı terk eder.Ama zamanı...