Odanın havası çölde bir öğlen sonu gibiydi adeta, nefes alınamayacak kadar kavurucu bir sıcak.. Dudakları birleştiğinde iki sevgili neleri var neleri yoksa her şeylerini ortaya koymuşlardı.. Veronika erkekten alabileceği ne varsa sonuna kadar almak istiyordu, Victor ise kızın aklını tamamen devre dışı bırakıp teklifini kabul ettirmek.. İki tarafın da diğerine boyun eğmeye niyeti yoktu ama birbirlerini razı etmeye çalışırken dokunuşları çılgınlık raddesine ulaşmıştı..Adem zamanından beri insan nesli, aklıyla yırtıcı canavarlara, korkutucu doğa koşullarına hükmetmiş, nice afetlerden, savaşlardan sağ çıkmıştı, çoğu kereler yenik düştüğü şeyse kendi tutkusuydu.. Tutku, genç aşıkların akıllarını, kalplerini ve bedenlerini esir aldığında tüm hesapları ve niyetleri unutup çılgınca birbirlerine tutundular zira başka bir ihtimal yoktu. İki sevdalı ruh bir olduktan sonra ne zaman çıplak kaldıklarını dahi bilmedikleri vücutlarının da bir olması kaçınılmazdı.. Erkek kadınına zevk vermek için uğraşırken içindeki şehveti dizginleyemedi. Veronika kendini erkeğine teslim ederken ne korkmuş ne de bir acı yaşamıştı.. Victor kadınıyla birlikte zirveye varırken farkında olduğu tek şey aralarındaki hissin kıyaslanamaz olduğuydu, asla kimseyle böyle bir duygu yaşamamıştı ve başkasıyla yaşaması mümkün değildi...
Dakikalar sonra Veronika, başı Victor'ın göğsünde, gözleri yarı kapalı, erkeğin saçlarına dolanmış parmaklarının verdiği hisle kendinden geçmiş yatıyordu.
- Veronika..
- Hmmm..
- Beni daha fazla reddetmeyeceksin değil mi sevgilim? Artık bu hususta endişe etmek istemiyorum..
- Victor..
Tanrı aşkına, kızın sesi yine itiraz yüklüydü, inadından asla vazgeçmeyecek miydi?.. Genç adam bir anda dirseğinin üstünde doğrulup yastığa yuvarlanan Veronika'nın üzerine eğildi..
- Az önce yaptığımız şey senden uzak kalmamı imkansız kılıyor.. Bedeninin tadını almışken bundan vazgeçmemi bekleme benden..
- Ama Victor..
- Lanet olsun kadın!.. Yarından sonraki gün Wellingstone'dan evlenmemiz için izin isteyeceğim ve sen de hayır demeyeceksin.. Bu evlilik en kısa zamanda gerçekleşmek zorunda..
- Neden beni aldatmayacağını söyleyemiyorsun?
Victor bir an durup düşündü.. Ne değişirdi ki, istediği bir söz değil miydi sonuçta?.. Sözler unutulmak için değil miydi?..
- Tamam sevgilim, söz, seni asla aldatmayacağım.. Gökyüzünden Afrodit kucağıma düşse bile onu yere fırlatıp atacağım.. Oldu mu?
- Hiç inandırıcı gelmedi nedense..
- İstediğin nedir Veronika?
- Güvenebilmek.. Sana kalbimi açıp savunmasız kaldıktan sonra yarı yolda bırakılmaktan korkuyorum, anlamıyor musun? Hercai için her şeyi geride bırakıp aldatılmış ve yapayalnız kalan Kardelen olmak istemiyorum..
........
Kardelen ve menekşe birbirlerine sevdalıymışlar.. Her bahar toprakla beraber canlanıp yeşerir, birbirlerine aşk sözcükleri fısıldarlarmış. Ama etrafta o kadar çok çiçek varmış ki, rengarenk, mis kokulu, göz alıcı çiçekler menekşenin zaman zaman aklını karıştırır, dikkatini kendilerine çekerlermiş.
Kardelen aşkına sadık ve cesurmuş. Bir gün menekşenin güzel gözlerinin ta içine bakmış ve şu sözleri söylemiş.
- Sevdiğim.. Aşk sadakattir.. Ben senden başka bir çiçeğe gözümü çevirmedim. İsterim ki senin gözlerin de bir beni görsün.. Kalbin bir benim için atsın.. Var mısın bu sene kış mevsiminde açalım.. Bütün çiçekler uykudayken biz kardan yatağımızda uyanalım ve kışın bembeyaz sadeliğinde birbirimizden başka kimseyi görmeyelim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN VE HERCAİ
Fiction HistoriqueTARİHİ KURGU 3 Moskova'nın soğuk ve tehlikeli sokaklarında babasının bıraktığı ayak izlerini bulup takip etmek kardeşlerini arayan Lord Anthony Miller için zor olacaktı ama kızkardeşi Alexandra'ya verdiği söz onu Londra'ya geri dönmekten alıkoyuyor...