Medyada çocukluğumuzun sevgili kahramanlarından Uçan Fil Dumbo.. Ne sevimli değil mi?..
- Bak Tony, Albay Prescott, ordudaki vazifenden istifa etmeseydin eğer, kendine örnek almanı isteyeceğim bir subaydır. Zaten neden vazgeçtiğini hala aklım almıyor. Sen mükemmel bir asker olacaktın, tıpkı Dunsborough gibi..
- Efendim, evvelden de açıklamaya çalıştığım gibi toprağımda sakin, huzurlu bir hayat yaşamak, arazi işleriyle uğraşmak yegane arzum. Kızkardeşim emin ellerde, Elena ve Veronika İngiltere'ye geldiklerinde hep birlikte Aldeby mülkünde yaşarız diye düşünüyorum. Tabii teyzem de Veronika'yı yanına almak isteyebilir ama ben Vera'nın Elena ve benimle birlikte kalmayı tercih edeceğinden eminim.
Dunsborough genç kadının adı geçtiğinde kulak kesilmişti ama ilgilendiğini belli etmemeye çalışıyordu. Dük'ün Veronika ile ilgili bir yorum yapıp yapmayacağıysa asıl merak ettiğiydi.
- Ben hiç emin değilim.. Sen Alexandra'nın Veronika'yı götürmene izin vereceğini sanıyorsan ahmaksın demektir. Ayrıca onu Londra'da daha kolay evlendiririz.
- Vera her fırsatta kesinlikle evlenmek istemediğini..
- Alexandra da öyle diyordu, ne oldu?.. Sen o işi bana bırak..
Dük Dunsborough'ya bakıp memnun bir ifadeyle sırıttı sonra tekrar Tony'ye döndü.
- Teyzen onu evlat edindiğinde Lady unvanı alacak, çeyiz kısmını da ben hallederim. Uygun bir eş adayı bulunacağına hiç şüphe yok..
Dunsborough yüzüne bir mala değer biçer gibi inceleyerek bakan Dük'e gülümsedi. Veronika ile ilgileniyordu demek ki, çeyizini bile kendisi vereceğine göre.. Veronika şimdi Baron'un gözünde dünyadaki en evlenilesi kadındı, Demir Dük Hazretleri bir ineğe alaka gösterse Gregory o hayvana tapınmaya kalkışırdı, Dük o kadar yüce biriydi genç adamın gözünde.. Wellingstone'un aklındaki damat da kendisi olmalıydı, yoksa neden böyle imalı baksındı ki?.. Şu an dünyada Dunsborough'dan mutlusu yoktu. Kızın belirsiz soyunun, dik başlılığının, huysuzluğunun zerre kadar önemi kalmamıştı. Dük, Tony'nin zayıf itirazlarını geçiştirip Dunsborough'ya döndü tekrar..
- Sen Miller'ı ne için arıyordun Albay?
- Efendim, Afrika'daki birliklerimizi denetlemek için çıktığım uzun seyahatten dönerken şarap almak için Madeira'ya uğradım ve orada az evvel bahsettiğiniz Bayan Veronika ile tanışma şansım oldu.
Lafın burasında durup Tony'yi kısaca inceledi Gregory. Genç adam kendisini dikkatle dinliyordu ama belli ki öfkeliydi de.. Ne sebeple sahiplendiğini henüz bilmediği kadını kıskanırmış gibi bir hali vardı. Dunsborough devam etti.
- Aldeby Baronu tarafından himaye edildiği söylediğinden ben de kendisini tanımak istedim. Londra'ya döndüğünde kendisine kur yapmak niyetinde olduğumu bildirmek amacıyla buradayım..
Dük son derece memnun görünüyordu. Henüz yüzünü bile görmeden belanın büyüğü olduğuna hükmettiği Veronika'yı emanet etmek için daha iyi birini bulamazdı. Onu Dunsborough ile evlendirmek kesinlikle mükemmel olurdu. Üstelik Baron'u bunun için ikna etmeye gerek yoktu, adam kendiliğinden razıydı işte.. Kızın kılıç kullanmaya hevesli zirzopun teki olduğunu biliyor muydu acaba? Bilmiyorduysa da nikahtan önce öğrenmemesi çok iyi olurdu..
- Tabii ki Dunsborough, ben seni onaylıyorum, Veronika ile görüşebilirsin.
Tony itiraz etti.
- Dük Hazretleri, Veronika benim..
Tam kızkardeşim diyecekken Dunsborough'nun yanında bunu konuşamayacağını hatırlayan Tony konuşmasına bir es verdi, sonra devam etti.
- Veronika benim himayem altındadır ve bu tarz kararları ben veririm. Lord Dunsborough'yu tanımıyorum ve Veronika'nın fikri benim önceliğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN VE HERCAİ
Fiksi SejarahTARİHİ KURGU 3 Moskova'nın soğuk ve tehlikeli sokaklarında babasının bıraktığı ayak izlerini bulup takip etmek kardeşlerini arayan Lord Anthony Miller için zor olacaktı ama kızkardeşi Alexandra'ya verdiği söz onu Londra'ya geri dönmekten alıkoyuyor...