#Bölüm 4: Nedenini bilmiyorum.

122 9 3
                                    

Dişleriyle dudaklarına resmen işkence çektirdiğini gördüm. Radyonun sesini kısıp camı araladığında soğuk hava akıcı bir şekilde arabanın içine sızdı. Yüzünü incelemeye fırsat bulduğumda.. Her karesini ezberlercesine inceledim. Gizem yüklü ifadesizliği insanı çıldırtırdı. Gözlerinin soğuk mavisi, içimi ürpertmeye yeterdi.

" Bundan hoşlanmam."

Neyden bahsediyor diye düşünürken, eliyle yüzünü gösterip devam etti.

" İnceleme."

Kısa,  öz  ve de kesin bir ifadeyle 'önüne dön' demek istemişti. Her zaman ki ciddiyetimle yüzümü yola çevirip,  ıssız bir sokakta bulunan kafe tarzı restauranta gelene kadar da ayırmamıştım.

Arabadan aşağıya indiğimde arabayı kilitleyip yanıma geldi. Önden ilerleyerek kapıyı açtı ve benim geçmemi bekledi. Kibarlık? Sanmıyordum. İlk kez bir hastamla yemeğe çıkıyordum. Bu prensiplerime aykırı bir durumdu.

İçerisinin kasvetli havasına aldırmadan xam kenarındaki masalardan birine geçtik. Şık giyinimli garson şiparişlerimizi istediğinde sadece salata ve kıtmuzı şarap söylemiştim. Aras ise bonfile ve kırmızı şarabı tercih etmişti. Garson yanımızdan ayrıldığında bulunduğumuz yeri incelemeye koyulmuştum.

Sararmış duvarlardaki çatlaklar bordo rengiyle boyandığında,  duvarların kan ağlaması durumu veyahut duvarın damarları gibi saçma bir düşünceyi belirtmişti kafamda.

Eskitme tarzındaki sandalyelerle uyum içindeki masalar ortamdaki loş ışıkla huzur verici bir yere dönüşmüştü.

Bakışlarımı siyah zemin üzerinde gezindirirken ne kadar da tezat bir görüntünün oluştuğunu düşünüyordum..

Aras'a baktığımda beni inceliyordu. Normalde yakalanmanın verdiği hisle bakışkarını kaçırması gerekirken ben bakışlarımı kaçırıyordum. Konuşmaya niyeti olmadığını anladığımda konuşmaya başlamam gerektiği düşüncesiyle atıldım.

" Peki,  hiç bir hastamla yapmadığım bir şeyi yaparak seninle yemeğe geldim. Şimdi bana ne söylemek istiyorsun? "

Dikkatli bakışlarını yüzümde gezindirdikten sonra cebinden siyah bir paket çıkarıp siyah kaplamalı sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi.

Demek vazgeçmediği 'marka ' sigarası buydu..

Dumanı bana doğru üflediğinde kokusunun bile başımı döndürdüğünü fark ettim. Bayağı ağır bir sigaraydı. Hafiften bana doğru eğildiğinde en nihayet konuşma zahmetinde bulunduğunda pür dikkat dinledim.

" Teşekkür ederim. Geldiğin için..  Sana gelmemi söyleyen bir önceki doktorumdu. Beni düzeltemeyeceğini anladığında senin adresini verip kısaca başından savdı. İsmini vermesem daha iyi.. "

İlgimi çekmişti.

" Peki,  senin sorunun ne? "

Dudakları kıvrıldığında,  sigarasından bir nefes daha çekip devam etti.

" Bilmiyorum.."

"Örnek ver."

Ciddiyetçi yapıma lanet ediyordum..

" Aklımdan geçen ilk şeyi söylesem kızar mısın?"

Mahçup bir gülümseme takındığı suratına tüm ifadesizliğimle baktım. Benden cevap alamayınca bunu  'kızmam' diye algılamış olacak ki hemen devam etti.

" Şu an seni eve götürüp,  seni düşünerek hazırladığım odada-"

Cümlesini bitirmesine izin vermeden yarıda kestim. Garson yemeklerimizi getirdiğinde öfkelenen bedenimi sakinleştirip konuşmaya başladım.

" Neden böyle bir şey düşünüyorsun?"

Gözleri şaşkınlıkla açıldığında dudaklarının arasından hafif bir kıkırtı kaçtı.

Psikolojik dengesizlik.

İlk tanıyı belirlemiştim.

"Nedenini bilmiyorum.. "

Yüzünde aniden beliren sırıtış daha birçok olabilirlik tanılarını beynimin bir köşesine not almıştı.

" Testten geçtin. "

Şaşkınlıkla aralanan dudaklarım,  sırıtışını daha da genişletmişti.

" Hangi testten bahsediyorsun?"

" Diğer doktoruma buna benzer bir cümle kurduğumda kızarıp, burayı terk etmişti."

Doğru mu anlamıştım?

"Anlaşılan her doktorunu yemeğe çıkarıyorsun?"

"Sadece sabırlı birini arıyorum ve.. Sanırım buldum."

Gülümseyerek kadehini benimkine uzattığında gülümsemesine karşılık kadehimi kaldırdım.

Uzunca bir süre konuşmadan sadece yemeklerimizi yedik. En nihayet yemekleri bitirip restauranttan çıktığımızda sessizlik istem dışı gerilmeme neden olmuştu.

Arabaya yerleştiğimde Aras ana yola çıkana kadar ağzımı açmamıştım. Sonrasındaysa mükemmel olmayan tarif yeteneğimle  evimin adresini vermiş ve yeniden insanın kulaklarını sağır eden sessizliğe gömülmüştüm. Kararan havadaki yıldızları izlerken araba tam da evimin girişinin önünde durmuştu.

" Yarın sabah seni burada bekleyeceğim. Sevgili doktorum..  Imm bunu sevmedim."

Her zaman ki soğuk gülümseyişimle cevapladım.

" Adımla hitap edebilirsin Aras. Yemek için teşekkürler.. Pek bir şey konuşmasak da,  her neyse.. İyi geceler. "

Kapıyı kapatıp evin girişindeki basamaklardan yukarıya çıkarken arkamdan bağırmış ve karanlığa karışmıştı.

" İyi geceler,  Ilgın.."

##Saat 3:40.

Telefonun titreşimiyle uykumdan uyandırıldığımda arayan kişiye bakmadan telefonu cevaplamıştım.

Kesik kesik gelen nefeslerin arasından acı dolu bir inleyiş duyduğumda beklentiyle birinin konuşması..

" Buradalar! Hepsi,  her yerde elleri üzerimde,  yardım et bana! Boğuluyor-"

Mert!?

##Bölümü beğenmeniz dileğiyle xx Bu bölüm c_a_n_s_e_l 'e ithaf edilmiştir x
-irairis.

Tanrı O 'nu Yaratmış *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin