#Bölüm 8:Canını yakmak istiyorum.

86 10 1
                                    

Sanırım aşığım..
Severcesine.
-Ilgın.

##

Sabahın ilk ışıkları penceremden içeriye vururken gözlerimi aralamakta zorlanmıştım..

Yataktan zorla ayırdığım bedenimle on dakika içinde giyinip diğer rutin işlerimi yerine getirdiğimde saat hızlıca grçip gidiyordu. Giymiş olduğum kalem etek rahatsız hissetmemi sağlayınca değiştirmek için yukarıya çıkıyordum ki çalan kapıyla bu işlevim son bulmuş oldu..

Kapıya yaslanmış keyifle sigarasını içen Aras'ı karşıladığımda kuru bir günaydınla içeriye davet etmiştim.

" Sanırım şu hasta doktor ilişkilerinin sınırını benim yüzümden aştığın için bu kadar sinirlisin?"

Yüzüne bakarken sigaranın bitmeye yakın küllerini masadaki küllüğün içine düşürüp kalan izmariti de ine atarak cebinden çıkardığı küçük paketten kahverengi topcuğu ağzına atıp çiğnemeye başlamıştı.

Ne olduğunu sormak için dudaklarımı araladığımda eş zamanlı konuşmuştu ve anında karanfil kokusu odaya hakim olmuştu. Ağır sigara ve karanfil tüten nefesiyle konuşmaya devam ederken neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

" Ha?"

Cidden mi Ilgın? Söyleyebileceğinin en iyisi bu mu?

" Pardon, kahve yapıyorum.. İçer miydin?"

Gülümsemeye benzer bir dudak hareketi sonrası yanıtlamıştı.

" Sade."

Onaylayan bir bakış atarak kahveleri yapmaya koyulmuştum.

Sıcak kahveyi önüne koyduğumda bir çırpıda içmişti. Ben mi? Bense her zamanki yavaşlığımla yudum yudum içerek, sigaramın tadını çıkarıyordum. Aklıma gelen ani soruyu yönelttiğimde kaşlarını çatmıştı.

" Neden sessizlik çok gürültülü Aras?"

" Bunu da nereden çıkardın?"

Dün kendisinin söylediği cümleyi tanımaması garipti..

" Dün -"

" Ah, evet seni aradım ve senden gittiğime dair özür diledim ama bunun kadar saçma bir cümleyi söylediğimi hatırlamıyorum doğrusu. "

Şaşkınca gözlerine baktığımda duygusuzluğu baş kaldırmıştı. Ne acı.

" Her neyse. Çıkalım mı artık?"

Kahvemi aceleyle yudumlayıp yarım bırakınca ayağa kalkıp, dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigarayla çantamı aldım. Ona döndüğümde masada bıraktığım fincanı alıp içtiğini gördüm. Ne yapıyordu?

Sorgulayan bakışlarımı yakaladığında sert bir tonla konuştu.

" Bitmeliydi. Yarım kalan şeyleri sevmem."

Omuz silkip arabasına doğru ilerlediğimde kapıyı kapatmış bana yetişmişti bile.

Kapıyı açıp içeriye yerleşmeden önce uyarmıştı.

" Sigaranı at. Arabamda onu içemezsin. Tek marka tek tat ilkemi söylemiştim. Kokusu arabama sinmemeli."

" Bu sefere söyle de senin sigarandan içeyim o halde.."

" Bu sefere? "

Ah , neden diğer hastalarımla arama koyduğum ciddiyeti onunla arama koyamıyordum?

Sorusunu cevaplamadan sigaramı bititip arabaya öyle binmiştim.

###

" Hoşgeldin Mert, nasıl hissediyorsun? "

" Uyuşturucu kullanmaya başladım."

Gözlerim yuvalarından çıkarcasına ona baktığımda gülümsedi. Çabalarım bu kadar çabuk son bulamazdı...

" Kim verdi?"

Sert sesimle ürperdiğinde, kendime kızmıştım.

Ama laf anlamıyordu.

" Mert bana cevap ver!"

Sinirle baktığında mavi gözlerinin siyahlaştığını görür gibi oldum..

" Ben! Ben aldım işte, bitsin istedim tamam mı?! Belki biterse acımaz dedim.. Onlar gerçektiler, etten kemikten canlılardılar.. Senin gibi insandılar.. Konuşuyorlardı.. Olmuyor işte tedaviler ilaçlar, hiç biri beni onlardan uzak tutamıyor.. Yüksek doz uyuşturucu aldım önce bir uçuyormuş gibi hissettim kendimi.. Sonraysa kalbim hiç atmadığı kadar hızlandı, nefesim kesikleşti, vücudum alev aldı.. Gerisi karanlık! Ben yavaşça kayboluyorum Ilgın...Tut beni.."

Gözleri yaşarırken son kelimelerini fısıltı halinde söylemişti. Sert çıkışımdan sonra ona yumuşamayacaktım.

Reçeteyi ona doğru uzatıp, ciddiyetle konuştum.

" Bunları günde üç defa aç karnına alacaksın. Bir hafta sonra salı gününe randevu al, o zamana kadar tüm bu süre zarfında senin için ne kadar çabaladığımı düşün.. Ve o lanet olası uyuşturucuyu içme! Umarım beni anlamışsındır. Şimdi çık, yüzünü yıka ve haftaya kendine çeki düzen verip gel.. Görüşürüz. "

Sıkıntıyla iç çekip kapıyı çarparak gitmişti , bugünkü hastalarımın sorunu neydi acaba? Uygar Bey gelemeyeceğini bildirince sinirlenmiştim. Ama bu işi seviyordum.. İnsanların içindeki gizli kişilikleri buluyordum. Aslında bizlerin 'anormal' olarak nitelendirdiğimiz insanların ne kadar da masum,ne kadar da normal olduklarını görüyordum.

##

" Neden gözlerin kan çanağına dönmüş? "

Dudağını kemirmeyi kestiğinde resmen hırladı.

" Canını yakmak istiyorum.. Yine o anlardan birindeyim. Birilerine acı çektirmek istiyorum, onlardaki çaresizliği görüp bunun bana verdiği hisle kuşanmak istiyorum.."

" Sakinleş, Aras.."

Hızlanmış nefesleriyle üzerime doğru yürüdü.

Masaya iyiden iyiye dayandığımda şaşkınlıkla durdum.

" Sakinleş.. "

Soğumuş eli terleyen vücuduna tezattı. Boynuma sarılınca..

##

Ellerim mi sendeydi?
..

## Bir bölümün daha sonuna geldikk.. Umarım beğenmişşinizdir x
-İrairis.

Tanrı O 'nu Yaratmış *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin