Eğer bana inanıyorsan, gözlerime de inanıyorsun, bana inanıyorsan kalbimin karmaşasını da biliyorsun.. Bana inanıyorsan.. Daha da önemlisini yapıyorsun;sevebiliyorsun.
-Aras.##
Bugün tatil günüm gibi bir şeydi. Ofis her on günde bir tatile girerdi. Diğer bir değişle zihin dinlenmesiydi bizdeki.. Daha doğrusu, bendeki.
Her tatil günü yaptığım gibi saat beşte sabahın ilk ışıkları odamdan içeriye vurmadan açmıştım gözlerimi. Bugün soyutlanma günümdü. Hastalarımdan, hayatımdan.. Belki de kendimden..
Yatağımı düzenledikten sonra sabahlığımı üzerime geçirmiş mutfağa yönelmiştim. Bugün krep yapacaktım. Gerekli malzemeleri tezgahın üzerine çıkardığımda evin benim için epeyi büyük olduğunu fark ettim. Büyük ve bir o kadar da boş..
Tavayı da çıkarıp yavaşça harcı döktüğümde, ateşin altını kısıp sigaramı aramaya koyulmuştum. Her kahvaltıdan önce içmem gerekirdi. Aksi taktirde tam anlamıyla doyamıyordum. Açlık hissi her daim baskın çıkıyordu.
Salondaki sehpanın üzerine bırakmış olduğum paketin içinden sigarayı aldığımda mutfağa dönene kadar ucunu ateşlemiltim bile.
Krepler için geniş bir tabak çıkarırken ikincisini pişmeye bırakmıştım. Telefonumdan gelen ritmik melodiyle yerimden sıçramıştım. Saat beş buçuğu biraz geçmişti ve bu saatte beni arayabilecek Mert dışında kimseyi tanımıyordum..
Telefonu elime aldığımda bunun tanımadığım bir numara olduğunu gördüm. Aceleden uzak tavırlar cevapladım.
" Merhaba?"
" Merhaba.. Rahatsız ettiğimi biliyorum ama sizinle konuşmak istemiştim. "
" Peki.. Kiminle konuşuyorum?"
Arka plandan gelen tıkırtılar meraklanmamı sağlamıştı.
" Ah, özür dilerim kendimi tanıtmadım.. Ben Uygar, numaranızı bir arkadaşımdan aldım. Eskiden sizin hastanızdı. Adı Sedef Ha-"
" Ah evet Sedef.. Peki.. Herhangi bir sorununuz mu var?"
Sedefi hayata döndürene kadar fazlasıyla uğraşmıştım. Beş sene boyunca kimseyle konuşmamıştı ve konuşmayı unutur olmıştu. Kendi elleriyle içtiği ilaçlar sonucu kör olmuş, kendini denize atıp intihar girişiminde bulunmuş gencecik bir kızdı. Bunları yaşamasının ardından teyzesi tarafından bana getirilmişti. Uzun süren seansların sonucu onu yeniden konuşur hale getirmiş, özel bir hastane ile yaptığım görüşmeler sonucu göz ameliyatına girmesini sağlamıştım. İçtiği ilaçları düzenli olarak içmediğinden ötürü 'geçici körlük ' yaşamıştı.
Onu hayata döndürebildiğim için çok mutlu okmuştum. Umutsuz bit kızdı, benimle tanışana kadar..
Uzun sessizliği yıkmak adına öksürdüğümde karşı taraftan birkaç cümle döküldü.
" Imm.. Eşimde gözlemlediğim birkaç şeyle alakalı sizinle görüşmek istemiştim.. Müsaitseniz sizinle görüşmek isterim. Bu vesileyle tanışmış olurduk.."
" Yarına randevu alabilirsiniz Uygar Bey.. Eşinizde tam olarak neler gözlemlediniz? Ayrıca hasta olan eşinizse onunla görüşmem daha sağlıklı olacaktır.."
" Herhangi bir psikolojik desteği kabul etmeyen bir yapısı var.. Eşimin bakışlarının yanında sergilediği hareketler beni ürpertiyor.. Gece uyurken yatakta sarsılmalar hissediyorum, gözlerimi aralayıp ona fark ettirmeden ne yaptığına baktığımdaysa başucumda dikilmiş sadist bir havanın büründüğü gözleriyle beni izlediğini ve anlayamadığım birtakım sözcükler fısıldadığını duyıyorum. Kaba tabirke korkudan altıma sıçacak gibi olsam da gözleeimi sımsıkı kapatıp kendimi rüya diye kandırıyorum ama olmuyor.. Mutfaktayken bıçakları ayrı bir çekmece de tutup temiz bir şekilde parlayana kadar hepsini teker teker her gün siliyor ve onlara farklı şekilde bakıyor.. Bir çeşit hayranlık duygusu gibi.."
Böyle bir hastayla, özellikle de kadın bir hastayla karşılaşmayalı uzun yıllar olmuştu. Böylesine psikopat bir hastayla üniversite de staj yaparken ilgilenmiştim. Daha doğrusu hocamı ve hastayı iyice gözlemlemiştim. Bu tip kişiler, normal insan zekasından, daha üstün olan bir zekayla beyinlerinin farklı bir tarafını kullanarak yaşayan insanlardı. Korkulması gereken psikopatlardılar..
" Sizi korkutmak istemem Uygar Bey fakat tehlikede olabilirsiniz.. Tabii bu eşinizin sizi sevme derecesine göre değişir.. Elinizden geldiğince 'normal ' davranın.. Yarın sabah saat on gibi ofise gelin otada daha rahat konuşabiliriz. İyi günler. "
Sesli bir yutkunuşun ardından fısıldadı.
" Teşekkürler.. Tanıştığıma memnun oldum. "
Telefonu kapattığında kahvaltımı yapmak için masayı hazırladım. Krepler hazırdı. Oturup rahatsızlık uyandıran sessizliğin içinde krepleri yemeyi bitirmiştim.
Sessizlik ilk kez böylesine kötüydü..
Birçok şeyin yokluğunu çekiyor gibiydim. Aile kavramının yoksunluğu sıkıcıydı..
Yine boş zamanımdan faydalanarak evin temizliğiyle uğraşmak için hareketlensemde elim bir türlü temizlik yapma fikrine gitmiyordu.
Odamdan merakıma yenik düşüp iki özel hastamın dosyasını aldım. Salona geçip önce rafyodan yatışyırıcı bir müzik bulıp, hemen ardından koltuğa yerleştim ve okumaya başladım. Önce kabarık durandan başlayacaktım.
MERT
Yüksek dereceyle gelmişti bana..
Elimden geldiğince, yazdığım ilaçların da etkisiyle orta dereceye kadar düşürebilmiştim hastalığını.. İlk geldiği zamanlar benim dahi gerçekliğimden bir haberdi.. Kendini başka dünyada sanıyordu.. Olmaması gereken şeyler görüyordu.
O günü çok iyi hatırlıyorum. İlk kez gelmişti. Ürkekti.. Gözlerinde anlam veremediğim bir alaycılık vardı. Bana gelişini kurduğu dünyada rüya olarak görüyordu. Uzun konuşmuş ve ona tam olarak anlatamasam da bir anlığına durumunun farkında olmasını sağlamıştım.. Gözleri anında kan çanağına dönmüş çoktan yaşlar akmaya başlamışlardı..
O gün anlamıştım duygusal bir çocuk olduğunu. Kelime oyunu oynayıp ortaya çıkan kelimelerden kendimizce bir şifre belirlemiştik. Bu Mert'in gerçekliğimi anlamasında yardımcı olacak bir şeydi.
Kelebek kafesinden kaçmış, aslan ağzını açmış.. Kelebeği tutsağı yapmış.. Gölgesiyle korkutmuş,nefretine sırt dayamış. Gerçeğiyle savaşmış,yalanına aldanmış..
###
Saatlerimi evde birçok saçma şeyle uğraşarak geçirdiğimde yatağa gitme vaktinin geldiğini fark etmiştim.
Saat onbir buçuğa geliyordu ve yatın erkenden ofise gideceğimi hesaba katacak olursaydık.. Kesinlikle yatıp rahat bir uyku çekmeliydim..
Yumuşak yatağın içine yerleştiğimde çalan telefonum, moralimi bozmuştu. Kim bilir hangi hastam arıyordu..
Aras 'ın numarasını gördüğümde yüzüme isremsiz olarak düşen gülümsemeden bir haberdim.
" A.. Şey, merhaba Ilgın. Sadece bugün sabah evine gelip dışarı çıkmanı bekledim. Ofisi aradığımda tatil günün olduğunu öğrenince geri döndüm. Sabah seni alırım. Ve.. "
" Ve..? "
Garip bir sessizliğin ardından konuşmasına devam etti.
" Ve.. Şunu söyleyebilirim ki, sessizlik çok gürültülü.. "
Telefon kapandığında şaşkınlıkla aralanan dudaklarımı kapatıp düşünmeye başladım.
Ne demek istemişti ki?Evett bir bölüm daha son buldu, iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı O 'nu Yaratmış *
Teen FictionKelimelerin düzensiz bir şekilde ikamet ettiği hayatımda duygulara yer yoktu. Gerçeklik kavramı soyutlaşmıştı.. ### ' Ellerimden tutuyormuşçasına sev beni, gözlerime bakıyormuşçasına,ismimi fısıldarmışçasına sev beni.. Sevmek için değil.. Hissetme...