Öyle bir an gelir ki ne kelimeler, canınızı yakmaya yeter, ne de kırıcı hareketler.. Tek bir esaslı bakışla yıkılırsınız, boğazınıza düğümlenir söylemek istedikleriniz, yavaşça sıkmaya başlar hayali eller, nefesiniz kesikleşir, hafiften bir acı hissedersiniz.
Gözlerinizdeki damlalar siz onlara dur diyemeden süzülüverir yanağınızdan aşağı. Boşlukta kalmış gibi hissedersiniz, düşünmek nedir bilemezsiniz.
Başkalaşma anlarıdır bunlar. Kendi dünyanızdan başkalaşmak istediğiniz o nadir anlardan biridir.
" Demir.. Ben sadece "
Devam etmeye cesaretim yokmuş gibi hissediyordum. Kısacası bok gibiydim. Hangi akla hizmet gelmiştim ki buraya?!
Üzerime doğru yürüdüğünde sadece onun karşısında bu kadar güçsüz hissettiğimi yeniden hissedebildim. Eli kolumu kavrayıp kapıdan dışarıya ittirdiğinde yaşların hücum ettiği gözlerim çoktan kendilerini bırakmışlardı.
" Lütfen dinle!"
Bağırma girişimim daha çok sesi kısılan bir insanınki gibiydi.
" Sana defol dedim, sağır mısın?! "
Yerde atılı olan bedenimle hıçkırarak ağlıyordum. Demir ise çoktan kapıyı kapatmıştı. Hep böyleydi, asiydi, affetmeyi bilmezdi.
Sakinleşmeye çalışarak ayağa kalkmaya yeltendiğimde uzatılan ele garipçe baktım, kim olduğunu öğrenmek adına kafamı kaldırdığımda acıyan ve de özlem dolu gözlerle bana bakan Olga'yı görmek beni şaşırtmıştı.
Elinden destek alarak ayağa kalktığımda gözlerimdeki yaşları silip teşekkür ettim. Gitmeye yeltendiğimde beni durdurması şaşkınlığımı artırırken içimde bir yerlerde ufak bir umut zerresini de beraberinde getirmişti.
" Ilgın.. Ben, kardeşimi geri istiyorum. Seni çok özledim!"
Ağlamaya başlamıştı, dayanamayıp sarıldığımda nefesimi kesecek kadar sıkıca sarmaladığı bedenim titriyordu. Onu da en az Demir 'i özlediğim kadar çok özlemiştim.
" Bende özledim kardeşim.. Bende.. "
Sarılmamız bittiğinde beni incelemeye almıştı bile.
" Kahretsin Ilgy, değişmişsin. Eskisinden de güzel olmuşsun.. Neden burada oturmuş ağlıyordun?"
Gözlerimi fark etmeden yere indirmiştim.
"Kendi isteğimle oturmadım. Demir kolumdan tutarak fırlattı. Konuşmama izin bile vermedi. Onu çok özledim, Olga.. Beni anlıyorsun değil mi? Bana yardım et.. Onunla konuşmalıyım.. Lütfen."
Acı bir gülümseyişle bakarak :
" Bence, git. Ben seni arayacağım tamam mı? Gelmen gereken zamanı sana haber veririm, şimdi konuşursan, kırılırsın. Numaranı vermeyecek misin?"
Çantamdan iş kartlarımdan birini çıkarıp uzattım. Eline aldıktan hemen sonra mırıldandı.
" Demek bizden ayrılmanın sebebi buydu.."
" Sizden ayrılışım, o boktan halimden kurtulmam için önemliydi.. Biliyordun.. Sezer.. Sezer'in intiharının nedenini bulamadılar,kimsesizdik diye önemsemediler. Ben buldum! "
Olga hoşnutsuzluk dolu bir ifadeyle bana bakıp mırıldandı.
" Görüşürüz Ilgın.."
Ben cevap veremeden eve girmişti bile. Özlemimi kendime saklayarak, büyük bir istekle girmiş olduğum mahalleden çıkıp yavaş adımlarla arabama yöneldim.
En kötüsü de sevgisiz kalmamdı.
###
" Bilmiyorum, dün akşam bir rüya gördüm. Her yerde o iğrenç yaratıklardan vardı. Bana rüyaları, bilinçaltı oyunu diye tanımlayan sendin. Bundan sıkıldım Ilgın. "
Mert sıkıntı yüklü bir nefes verdiğinde, gülümseyerek geçiştirdim. Bir türlü kafamı toparlayamıyordum. Aklım Demir'de takılı kalmıştı. Gözlerindeki nefrette.
" Ilgın?"
Ani çıkışıyla, kendime gelip onu rahatlatmaya çalıştım. Daha doğrusu rahmetli Gema Teyze'nin kocakarı ilaçlarından birini söyledim. Gema Teyze küçükkrn bize sıcak çorbalar yapan tek insandı.
".... ve ayrıca uyurken baş ucuna taze veya kuru lavanta,adaçayı yakmayı unutma. Bununla birlikte yatmadan önce papatya çayı iç, uyurken zihnini dinlendirmesi açısından sana isimlerinş yazacağım piyanistlerin müziklerini kısık bir sesle aç. İnan bana odaya hakim olan lavanta kokusuyla ılık müzik sayesinde zihnin rahatlayacaktır. "
Mert teşekkür eder bir ifadeyle baktıktan hemen sonra tek kelime etmeden kısaca selam verip odadan ayrıldı.
###
Sıcak çaydan bir yudum daha aldığında, bu adamla fazla vakit geçirmeye başladığımı fark ettim.
Dudakları kıvrılıp, gözlerini üzerime diktiğinde, kötü bir şey yaparken yakalanan çocuklar kadar masum hissediyordum.
" Yakışıklı olduğumu biliyorum ama beni dikizlemini hoş karşılayabileceğimi sanmıyorum."
" Sadece seni inceliyordum. Görünüşünle iç dünyan arasımdaki bağları kurmaya çalışıyordum,hepsi bu. "
Gülümsemesi genişleyince, rahatça gülümsedim.
" Peki şunu düşündün mü? Ya görünüşüm sadece aptal bir yansımaysa? Ya cinnet geçirip diğer öldürdüklerim gibi seni de öldürmeye kalkışacaksam? Belki de sana tecavüz ederim,ha?"Memnun ve birazcık da bilmiş bir tavırla gülümsedim.
" Bunu söyleyerek çoktan beni aksine inandırdın. Hem boşuna mı demişler, korku gerçek değildir, esas olan ürpermektir, diye?"
*** Bir bölümün daha sonundayız canlarımm. Sınav haftam olması dolayısıyla, çalışmalar falan bölümler biraz geç geliyor :/ Neyse umarım beğenmişsinizdir. -irairis.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı O 'nu Yaratmış *
Teen FictionKelimelerin düzensiz bir şekilde ikamet ettiği hayatımda duygulara yer yoktu. Gerçeklik kavramı soyutlaşmıştı.. ### ' Ellerimden tutuyormuşçasına sev beni, gözlerime bakıyormuşçasına,ismimi fısıldarmışçasına sev beni.. Sevmek için değil.. Hissetme...