25

13.4K 796 723
                                    

Son bölümlerde bölümü bitirmek istemiyor canım, uzattıkça uzatıyorum. Niye böyle oldu bilmiyorum. 😅

Neyse, keyifli okumalar! 💜

❄️

Menajer Lee gittikten sonra beni getirdiği deniz kenarındaki mekandan çıkmış, saatlerdir denize karşı oturuyordum. Yapacağım her seçimin beni götüreceği yeri kabaca hesaplamaya çalışsam da, her seçeneğin sonu bir çıkmaz sokaktı.

Taehyung, bana reklam uğruna harcamayı asla istemeyeceğim kadar iyi hissettiriyordu. Bunu yıpratıp da bu güzelliğinin kaybolmasını istemiyordum. Hatta, en zor yolu seçip onunla bir daha görüşmemek bile bundan daha mantıklı geliyordu. Onunla kötü hatıralarım olsun istemiyordum. Beni kötü hatırlasın istemiyordum. Onu kötü hatırlamak istemiyordum.

Bu curcunadan onunla birlikte çıkabilecek bir yol bulmak istiyordum. Ondan elbette böyle karşımıza çıkan ilk zorlukta vazgeçmeyecektim. Kafamı toparladığım gibi arabama binecek ve onunla görüşmeye gidecektim. Sadece, biraz nefes almaya ihtiyacım vardı.

Başımı ellerimin arasına alarak oturduğum yerde biraz öne eğildim. Başım çatlamak üzereydi. Saatlerdir titreyip duran telefonum bankın üzerinde yine zangırdamaya başladığında bir kez daha ses kısma tuşuyla titreşimini durdurdum. Hepsiyle konuşacaktım, kimseden kaçma veya bir şey saklama niyetim yoktu. Sadece, henüz hazır değildim.

Mesaj geldiğini belli eden bir titreşim geldiğinde, gelen tüm mesajlara yaptığım gibi bildirimden okuyup ekrandan silmek üzere telefonu elime aldım.

bilinmeyen numara: Menajerinin söyledikleri canını baya sıkmış olmalı. Hemen ona koşmak yerine saatlerdir oturduğuna göre. :)

lalalisa: Amacın ne?

bilinmeyen numara: Eğlenmek.

lalalisa: Bak, kimsin bilmiyorum ama seninle uğraşmayacağım. Bilinmeyen bir numaradan mesaj atıp bizi yönlendirmeyi falan düşünüyorsan oldukça yanılıyorsun, böyle boş işler için vaktimiz yok.

bilinmeyen numara: Sakin ol prenses. Tek başıma eğlenmeyeceğim tabii ki. Sizi de katacağım eğlenceye. :)

Oflayarak mesajdan çıkıp aramalara girdim. Uğraşmama konusunda ciddiydim, hiç başımı ağrıtmayacaktım bilinmeyenin tekiyle. Beni defalarca aramış olan Taehyung'un cevapsız aramalarından birinin üzerine tıklayarak telefonu kulağıma götürdüm.

"Lalisa?"

Telefon çalar çalmaz açılıp kulağıma dolan sesiyle rahatladığımı hissederken, aptallığıma doymuyordum cidden. Ne diye açmıyordum ki telefonlarını saatlerdir? Kısacık sesiyle bile bana huzurlu aşılıyorken üstelik.

"Taehyung, neredesin?"

"Bizim çocuklarla yurttayım. Sen iyi misin?" Dedi telaşla. "Telefonlarımı neden açmadın, ne kadar endişelendim biliyor musun?"

"Yanına gelebilir miyim?" dedim yerimden kalkıp arabama doğru yürürken.

"Bunu soruyor musun cidden? İstersen seni almaya gelebilirim."

"Sorun değil, ben gelirim. Konum atman yeterli."

"Lalisa, sesin iyi gelmiyor." Dedi direterek.

"Seni görünce iyi olacağım Taehyung." Dedim çantamı yan koltuğa bırakıp arabaya yerleşirken. Kapıları kilitleyip telefonu hoparlöre aldım ve alnımı direksiyona yasladım. Birkaç saniye boyunca sessizlik arabayı doldurdu. Ama onun tarafından sağlandığı için bu sessizlik bile öylesine huzurluydu ki.

Save the Date | taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin