Yeni bir serüven için kolları sıvadım. Bu defa Ateş'in hikayesini yazmaya karar verdim. Umarım diğer hikâyelerim de olduğu gibi bu hikayemde de beni yalnız bırakmazsınız. Bol bol yorumlarınızı bekliyor olacağım. Ve bilmenizi isterim ki diger kitabım finale ulaşmadan bu kitabı yazmaya başlamayacağım..
zelihazer670 sana bir sözüm vardı ve tuttum😘
Yakıcı güneş ışığı ve kulaklarımı tırmalayan telefonumun sesiyle sızlana sızlana gözlerimi araladım. Bugün önemli bir gündü benim için. Bugün ilk defa- ki bu benim en yakın arkadaşım oluyor- nikahına şahitlik etmek üzere görevlendirilmiştim. Dinlendirici bir uykunun sonunda zımba gibi yataktan fırladım. Özenli giyilmeli ve bu pek mümkün olmasa da etkileneceğim bir adamın karşıma çıkması için dua etmeliydim. En yakın iki arkadaşlarımdan biri Beliz bugün dünya evine giriyorken Seda ise nikahtan bir adım öncesini atlatarak geçen ay nişanlanmıştı. Ben ise tam bir kız kurusu gibi evinde çürümeye yüz tutmuş yaşlı kokonaların kaderini yaşıyordum. Bir kedim ya- da ne bilim, köpegim eksikti. Aynanın karşısına geçtiğimde dün geceden özenle hazırladığım, üstüme tam oturan siyah kalem elbisemi geçirdim ve fuşya rengi stiletto ayakkabılarımı da ceylan gibi seke seke ayağıma geçirirken diğer yandan da lavaboya doğru yürüdüm. Lanet olsun ki şu topuklu ayakkabıları bir türlü sevememiştim.
"Sadece bir kaç saat zeliş! Sadece bir kaç saat!"diyerek kendi kendime telkinlerde bulundum. Lavaboda elimi yüzümü güzelce yıkayıp kuruladıktan sonra makyaj kısmına geçtim. Bir de şu hatta makyaj yapmayı ve temizlemesini sevememiştim, gitmişti. Yüzümün tamamına fondoteni yayıp üzerine bol keseden pudrayı yaydığımda aynada yansıma yapan ruhsuz halim tam anlamıyla bir hortlağa dönüşüvermişti.
"Bismillah!" çekip şöyle bir silkindim ve yanaklarıma hafif bir pembelik katacak kadar allık fırçasını dokundurdum. Göz kapaklarıma kusursuzca eiylayner çekerek kirpiklerime de rimel sürdüm. Son olarak dudaklarıma parlatıcı yaydığımda, sade ama gayet doğal bir makyaj elde etmiştim.
"Güzel oldun kızım Zeliş."deyip kendimi şımartmaya devam ettin. "Seni fark etmeyen erkek ırkı da ne bilim, yani...ya kör ya da ağmadır. Yoksa sen görmezden gelinecek kız mısın, canım? Hah!"
Dudaklarımı büzerek geniş hayal dünyamda kendimi bir peri kızı gibi hayal etmeyi bir kenara itip dün geceden çakma sarı saçlarıma sardığım pugudileri itinayla çıkarmaya başladım. Annem en son yanıma geldiğinde umutsuz vakka olarak gördüğü kızını bir güzellik merkezine götürmüş, beni baştan aşağı yeniden yaratmayı başarmıştı. Söylediğine göre bu gidişle benim turşumu kuracaktı ki küflenmemeden korktuğunu da bir ara sözlerine eklemeyi ihmal etmemişti. Saçlarım önceden kumral rengiyken şimdilerde açık sarı rengiydi. Asla almadığım kaşlarım ise orman şeklinden çıkarak cambazların yürüdüğü ip kadar incecik ama biçimli alınmıştı. Manikür, pedikür derken bundan sonra bakımlı olmam konusunda beni sıkıca tembihlemeyi de elbette unutmamıştı. Keşke benim süsümle püsümle değilde sadece, tam olarak benimle ilgilense ve düşüncelerime saygı duymayı öğrenebilseydi. Beni inatla kendine benzetmek istiyordu ama ben... asla onun gibi olmak istemiyordum...
Ben tek bir adama aşık olup ve o kişiyi kaybetmiş olsam bile hayatıma kaldığım yerden tek başıma devam etmek isteyenlerdendim. Annem gibi ölen eşimi toprağa verdikten çok kısa bir süre sonra başka bir adamla evlenerek yurt dışına yerleşmek gibi alçakça düşüncelerim yoktu. Ona öfkeliydim, hemde haddinden fazla! Fakat anneydi nihayetin de bir çırpıda silip atamıyordu insan. Henüz 18. Yaşıma bir kaç ay önce adım atmıştım ki annem ikinci evliliğini yaparak Amerika'ya yerleşme kararı almıştı. Onunla gitmem için teklifte bulunduğunda reddetmiştim. Tamam evlendiği adam, Ahmet abi çok iyi ve hoş görülü bir insandı ama benim babam o değildi. Benim babam rahmeti Ali Rıza'ydı. Ondan bana geriye kalan herşeyle hayatımı idam ettirebilirdim. Belki başımı sokabileceğim bir ev bırakmamıştı bana. Fakat ondan geriye kalan maaş beni gül gibi geçindirmeye yetiyor, artıyordu bile. Annem yılda bir kaç kere yanıma gelir eksiğim varsa alır, beni sık sık alışverişe çıkarır ve istediği şeyleri yapmam konusunda baskı uygulardı. Beni dinlemezdi. Fikirlerime, düşüncelerime kulak asmazdı. Onun hayatı konfor ve lüks içinde sürdüğü yaşantısından ibaretti. Bir anne olarak beni en son ne zaman karşına alıp konuşmuştu sahi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davetsiz Teklif (Karadeniz Serisi ATEŞ)
Lãng mạnHerşey; iki gencin olmaması gereken bir yerde olmalarıyla başladı... Ani ve beklenmedik an da edilen davetsiz bir teklif, her iki hayatı birden nasıl tümden degiştirebilirdi? Belki de onların ki ilk görüşte aşktı. Peki, mecburiyetler dâhilinde bu çi...