21.bölüm

5.4K 454 78
                                    


Size kısa bir bölümle geldim. Hergün biraz biraz yazıyorum artık. Tamamladıkça da sizinle paylaşmaya devam edeceğim. Bana yeni bölüm diye lütfen sormayın. Size gün veremem. Bilin ki elde geleni zaten yapıyorum..🙏

İyi okumalar...

Merdivenleri hızla tırmanırken ardımızda bıraktığımız insanlardan ziyade aklımda tek bir soru dönüp dolaşıyordu; Ateş beni bir gün pişman eder mi?

Benden bir şans isterken söz vermişti aslında. Ona inanmak istiyordum. Tüm benliğimle, heyecanım ve toyluğumla kalbinden ruhuna sızıp sadece benimle dolup taşsın diye çıldırıyordum. Tıpkı benim gibi. Yanındayken bile özlesin, benim için soluk alsın ve benim için geri versin istiyordum. Çünkü ben tamamen onunla dolup taşmış, aklı fikri Ateş diye bir hastalığa bulaşmış nacizane bir kuldum. Hayatımın geri kalanında sadece o olsun, ille de o olsun istiyordum.

Aldığım bu ciddi karardan birgün pişman olmamayı dilerken Ateş odamıza dalar gibi girdi ve kapıyı gürültüyle kapattı. Daha ne olduğunu anlamadan da beni çekip kucaklayarak kapattığı kapıya yaslamıştı. Can havli ve panikle bacaklarımı beline, kollarımı da boynuna sarmaladım. Ateş'in baştan çıkarıcı, kışkırtıcı, yaramaz elleri belimden usulca kalçalarıma inerken müthiş bir ürpertiyle titredim. Heyecandan olsa gerek, Ateş'in nefesini dudaklarımda hissederken de kasılmıştım. Sanki kilometrelerce yol koşmuş gibi, birbirimizin gözlerinde kaybolurken nefes nefeseydik. Ateş.. öyle garip ve masum bakıyordu ki bana, bu bakışlar her an her saniye bana istediğini yaptırabilirdi.

Gözleri, yüzümü santim santim gezerken, hem ezberliyormuş gibiydi hemde dudaklarında tatlı bir tebessüm vardı. Yutkundu. Usulca yüzüme doğru eğilirken, "Sen ciddi misin Güzelim?"diye sordu.

Titrek bir nefes alıp, yalnızca başımı sallayabildim.

Boğuk ve tutkulu bir sesle, "Söyle.."diye buyurdu. "Beni istediğini duymaya ihtiyacım var."

Sözlerinin ardından dudaklarını dudaklarıma sürtmesiyle tüm irademi kaybederek kucağında kıpırdandım. Ateş'in kalçalarımdaki elleri kasıldı ve hırıltılı bir inlemeyle beni kendine daha çok çekti. Etrafımı kuşatan arzu yüzünden belimi esneterek başımı kapıya yasladım ve cılız bir inlemeyle gözlerimi kapattım. Onun bana hissettirdikleri, arzusu, tutkusu ve adını koyamadığım bir çok şey daha sanki hepsi el ele vermiş ve beni bir şekilde baştan çıkarabilmişti. Kalçalarımı tekrar sıkıp kendine bastırdığında daha kuvvetli bir şekilde inleyip başımı bu defa alnına yasladım ve cevap verdim.

"Seni istiyorum Ateş Karadeniz."

Sesim bir fısıltıdan ibaret çıkmıştı. Fakat Ateş'in konuşmasıyla tek dağılan kişinin ben olmadığımı neden sonra anlamıştım.

"Seni istiyorum Zeliha Karadeniz. Hemde öyle bir, iki günlük bir tutkuyla değil.. ömrümün sonuna kadar sürecek...sadece senin tenine susayacak, sadece sana bulanıp kokunda uyuyacak, göğsüme saklayacak, her an sana çıldırıp, hep sende kaybolacak kadar."

Sözleri.. bakışı ve net bir biçimde söylediği her sözde sanki yemin ediyormuş gibiydi.. Kalbimde koca atlı sürüsü dört nala koşarken, mideme tüneyen kelebekler ahenkle dans ediyordu. Mutluluktan neredeyse ağlayacak hale gelmiştim fakat, bu gece değildi. Şimdi yeri ve zamanı hiç değildi.

Kendini tut Zeliha! Kendini tut!

"Seni seviyorum Ateş."dediğimde, güldü ve dudaklarıma kapanmadan hemen önce,"Seni seviyorum Bebişim."diye fısıldadı. Sıcak dudaklarının davetkar isteğine anında kapılarak kendimi tamamen ona ait kılmak için hazır olduğumu belli ettim ve iştahlı öpüşüne aynı hevesle karşılık verdim. Beni öyle güzel öpüyordu ki. İştahlı, sahiplenici ve kesinlikle kendinden emin!

Davetsiz Teklif (Karadeniz Serisi ATEŞ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin