Zeliha'dan..Ateş dudaklarıma iştahla kapandığında anlık şok etkisinden kurtulup dudaklarını büyük bir istekle karşıladım. Belime dolanan elleri titremeye başlayan bacaklarımı zaptetmekte fayda sağlıyordu. Ondan güç alıyordum. Onun her dokunuşu, öpüşü bedenimde devrim yaratıyor, bacaklarımın ayakta duracak dermanı kalmıyordu. Ve bunu sanırım hissediyordu. Bir elimi kolunun üstüne bırakıp diğerini omuzlarına yerleştirdim. Ateş bedenlerimizi tek vücut haline getirmişti. Birbirimize sataşır gibi dudaklarımızı durmaksızın örselerken nefessiz kalan ciğerlerim yanıyor ama ondan uzak kalmak istemeyen kalbim son ana kadar dayanabileceğimi fısıldıyordu. Dudaklarının tadı, beni baştan çıkarmak için ustalıkla tüm hünerlerini sergileyen arsız elleri belimi, kalçalarımı okşuyor diğeri saçlarımın arasından kafa derime usul usul masaj yapıyordu. Hissettiğim haz yüzünden sulanan gözlerim, daha fazlasını isteyen doyumsuz bedenim ona doğru bükülüyordu. Kendime engel olamıyordum. Ateş ile karşılaşana kadar derin uykuya yatmış olan tutkum onunla birlikte uyanmıştı. Hiç bilmediğim duyguları, karmaşık hisleri ve tüm ilklerimi onunla paylaşırken arsız yanımı engelleyebilmem mümkün olamıyordu. Emine babaannenin de dediği gibi; Yarın yokmuş gibi yaşamak gerekiyordu fakat benimde bazı şeyler için emin olmam gerekiyordu. Ateş'in beni gerçekten sevdiğine mesela inanmam gerekiyordu. Onun için gelip geçici bir heves olmak istemiyordum. Birbirimizi yeteri kadar tanımadan evlenmiş, bir evin içinde birlikte yaşamaya başlamıştık. Flört dönemimiz mesela, olmamıştı. Bugüne kadar masumluğumu saklamış, herşeyimle ona gelmiştim. Buna değer miydi bilmem gerekiyordu. Babam hep,"Bir genç kızın en güzel çeyizi masumluğudur."derdi. Beni çok küçük yaşlarda bilinçlendirmeye başlamıştı. Neyin ne olduğunu çok iyi bilirdim hep. Onun sayesinde ve yine onun öğütleri ile bugün ona layık bir evlat umarım olmuştum. Yasaklı, yapılmaması gereken her şeyden bugüne değin uzak kalmıştım. Ateş... kalbim bir tek onu istemişti. Babamın anlattığı, aşk üzerine yüreklendirdiği her şeyi onunla yaşıyordum. Korkmayacaktım. Aşk için, onun için, biz olabilmek için her şeyi göze almam gerekiyordu ki ben çoktan gözümü karartmış durumdaydım. Nefes nefese kendimi geri çektiğimde derin bir nefes alıp başımı Ateş'in omzuna yasladım. Hissettiğim tutku dolu haz yüzünden bedenim tir tir titriyordu. Ateş çenesini başıma yaslayıp gürültüyle nefesler alırken bir anda ayaklarım yerden kesildi. Beni kucağına almıştı. Yürüyüp, yatağa uzanmama izin verdi. Hemen yanıma kıvrılıp beni de göğsüne çekerken elleri saçlarımın arasına karışmış, çoktan okşamaya başlamıştı. Aynı zamanda başıma minik minik öpücükler de konduruyordu.
"Ben hiç böyle hissetmemiştim Bebiş."diye mırıldandı.
Boğazımı hafifçe temizleyerek, "Nasıl hissetmemiştin?"diye fısıldadım.
"Mesela bir öpücük beni hiçbir zaman bir budalaya çevirmemişti. Sana her dokunduğumda kalbimde atlı ordusu tepiniyor sanki. İçim yangın yerine dönüşüyor. Sadece varlığın bile huzurlu hissetmeme neden olabiliyor."
Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. "Bu, iyi bir şey mi?"
Kıkırdadı. "Sanırım çok iyi bir şey."
Benimle dalga geçen ses tonunu fark ettiğimde kafasının altındaki yastığı hırsla çektim ve aynı hızda başına indirdim.
"Benimle dalga geçiyorsun, bu hiç hoş değil."
"Ama çok tatlısın."
Ateş kahkahalarla gülerken bir kez daha yastığı başına indirdim. Kollarını uzatıp beni zaptetmek için uğraşırken bir kez daha yastığı kafasına geçirdim ve ondan uzaklaşıp kendimi yataktan aşağa attım. Ateş de eline bir yastık almış kendini korumak ister gibi kafasına tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davetsiz Teklif (Karadeniz Serisi ATEŞ)
Storie d'amoreHerşey; iki gencin olmaması gereken bir yerde olmalarıyla başladı... Ani ve beklenmedik an da edilen davetsiz bir teklif, her iki hayatı birden nasıl tümden degiştirebilirdi? Belki de onların ki ilk görüşte aşktı. Peki, mecburiyetler dâhilinde bu çi...