Ateş'den..Cemal hoca bizi bir kez daha tebrik edip kapıya yürüdü. Babam ve annem onu yolcularken Zeliha bana ürkek bir ifadeyle bakmaya devam ediyordu. Gözleri hüzünlü, bir o kadar da kederle doluydu. İçinden geçen ne varsa o anda yüreğimin en derinlerinde hissedebiliyordum. Kalbim kaburgalarımın arasında sıkışırcasına sızlamış, bir an nefesimi kesmişti. Kendini yanlız ve savunmasız hissediyordu. Titreyen dudaklarını birbirine bastırdığında bir kez daha kulağına fısıldadım.
"Sen gül diye herkesi ağlatabilirim bebiş, ama sen ağlarsan bütün yavaşı kaybederiz."
Onu çekip kollarımın arasına aldım ve alnına derin bir öpücük bıraktım. İncecik kollarını belime dolayıp, huzurlu bir iç çekerek başını göğsüme yaslamıştı.
"İyi ki varsın Ateş."dedi buğulu sesiyle.
"Bundan sonra ben varım, biz varız ve hep olacağız güzelim."
Saçlarını usulca okşarken dudaklarını göğsümün üstüne bastırdı. İliklerime kadar titredim. O beni etkileyen, düşüncelerimin ve hislerimin yönünü çabucak değiştiren ilk kadındı. Bir dokunuşuyla, bir mahsun bakışıyla bana yaptıramayacağı hiçbir şey yoktu bu hayatta. Bir kadının ellerinde ilk defa kukladan farksız bir adama dönüşüyordum.
"Burası benim evim olsun ve hep olsun."diye fısıldarken Barut araya girdi.
"Oyy darlanduk da darlanduk!"
Zeliha utanarak benden uzaklaşırken de Asrın atıldı.
"Oyy bu nedu boyle. Yapış yapış, vıcık vıcık."
Zeliha iyice utanıp kızarırken Tanem ile Gülperi onu benden tamamen kurtarıp her iki koluna girerek koltuklara doğru çekiştirdi. Bu iki gerzeğin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyordum fakat zavallı karım bu sözleri tamamen üzerine alınmıştı. Barut kıkırdayarak devam etti.
"Böyle ilişkiler beni darlatiy ya."
Asrın,"Beni de geriy emmoğlu. Adam dediğin bir kadının elinde oyuncak olmamalı. Aşk dediğin şey zaten saçmalık."diye ekledi.
O sıra merdivenlerden Su ve minik kızıyla inen enişte bey de bir laf etmese eksik kalırdı zaten. "Ömür boyu kadın dırdırı nasıl çekeceksiniz. Siz varya siz, katışıksız süzme gerizekalısınız oğlum."
Benim yüzüm hızla düşerken o üç hadsiz hergele, kahkahayı patlatmıştı. Geçmişte fitirsuzca söylediğim sözler üzerine şuan da bana yürüyorlardı. Yüzümü buruşturup koltuklara ilerledim. Tam otururken de salona giren babam taklidimi yaparak lafı yapıştırdı.
"Ben evlenmem baba ya bakın dalganıza. Belki kırklı yaşlarımda babaannem bulursa kör topal o zaman bakarız. Ben keriz miyim yahu, gencecik yaşımda Barut gibi saçıma beyaz atayım?"
Zeliha'ya mahcup bir halde bakarken gözlerini pörtlettiğini ve kırpıştırıp durduğunu fark ettim. Son olarak babaannem de sağlam bir kroşe ile beni nakavt etmişti.
"Nene beni boşuna okuyup üflema. Ben abdest tutturamayrum, gözünü seveyum çarpilursun ha diyeydi rahmetluk."
Tanem, Gülperi, annem, Zeliha ve ben sessizliğimizi korurken diğerleri kahkahalarla gülüyordu. Su ile Damla bile beni satmıştı. Annem sonunda dayanamayarak beni bu gülünç olaydan çekip kurtardı.
"Çok ugraşıyorsunuz ama oğluşumla. Ayıp ya ayıp. Hem benim oğluşum aşık olursam hemen evlenirim beklemem annem diyordu. Aşık olmuş işte beni arsız oğlum."
Bu sözlerin üzerine Barut durur mu? Durmadı gerzek!
"Arkandan da annem de iyi kitap okumuş ha. Sevdiğin kadar sevilirsin edebiyatına inanıyor. Buradan onu söyleyen şaire sesleniyorum; çok hayal kuruyorsun be usta: demişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davetsiz Teklif (Karadeniz Serisi ATEŞ)
RomanceHerşey; iki gencin olmaması gereken bir yerde olmalarıyla başladı... Ani ve beklenmedik an da edilen davetsiz bir teklif, her iki hayatı birden nasıl tümden degiştirebilirdi? Belki de onların ki ilk görüşte aşktı. Peki, mecburiyetler dâhilinde bu çi...