My Black: Bak biliyorum, seni büyük bir hayal kırıklığına uğrattım. Ümit verdim. Ama ben sadece son günlerimizin senin için güzel geçmesini istedim. Yani niyetim iyiydi. Belki şuan gözünde beni bir sürtük olarak adlandırıyorsun. Ama biliyorum bana nefret beslemiyorsun. Beni seviyorsun. Benim hakkımda öyle şeyler düşünmezsin. İlk başta da söylemiştim ' duygularının karşılığını alamayacaksın' diye. Ümit bağlayan sendin. Ben sana söyledim. Üzgünüm.
(Görüldü.)(Melodi çevrimdışı 23.49)
My Black: Hadi ama şu an tripleniyorsun. Çocuksun.
(Melodi çevrimiçi 00.54)
Melodi: Yanılıyorsun. Senin hakkında düşündüklerim de yanılıyorsun.
Melodi: Sana karşı bir nefret beslemiyorum. Çünkü sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Bana bir daha yazma. Bir daha sana karşı eskisi gibi olmayacağım. Ayrıca yeni sevgilinle mutluluklar, tüm dertlerini unutturmuşa benziyor.
My Black: Senin adına sevindim. Olmayacak hayallere umut bağlaman beni de üzüyordu. Tekrardan özür dilerim. En iyi son böyleydi. Ve istediğin gibi artık sana yazmayacağım, unutacağım da. İyi dileklerin için teşekkürler.
Yazdığı mesajı okurken yüzümde küçük bir gülümseme vardı. Yüzümde sadece gülümseme yoktu, ardı ardına gelen göz yaşları yüzümü ıslatıyordu.
Fakülteden koşar adımlarla çıktım."Melodi!"
Arkamdan arkadaşım sesleniyordu. Koşmaya devam ediyordum. Eğer durursam neden koştuğumu soracaktı. Cevaplamaya çalışırken aklıma Gece gelecekti. Sarsılarak ağlayacaktım. Yürümeye halim kalmayacaktı. Düşünmemeye çalışıyordum. Yine seslendi.
"Melodi! Nereye gidiyorsun? Bir şey olduysa anlatabilirsin."
Elimi geçiştirme amacıyla arkaya doğru salladım.
"Yok bir şey!"
Tanrım, sesim çok acizce çıkıyordu.
"Anlıyorum, sıkmayacağım seni. Akşam konuşuruz."
Koşmaya devam ettim. Buradan gitmek istiyordum. Fakülteden çıktım. Ama okuldan çıkmak için konservatuar fakültesinden geçmem gerekiyordu.
Konservatuar fakültesinden hızla koşarak geçmeyi planlıyordum. Islanan kirpiklerimden dolayı hicbir şey göremiyordum.
Ellerimin üstüne düştüm.
Bir kaç kişi etrafıma toplandı ve beni kaldırmaya çalıştı. Hıçkırarak ağlıyordum.
Biri kolumdan tuttu ve beni kaldırdı. Hızla kolumu çektim ve sarsıla sarsıla yürümeye başladım.Yürüdüm, yürüdüm ve yürüdüm. Çok uzun geldi bana yol. Oysa eskiden bu yollardan Gece ile geçtiğimizde ne kadar kısa gelirdi bana.
Şimdi ise saatler sürdü.Anahtarı deliğine bir türlü sokamıyordum. En sonunda merdivenlere oturdum ve şiddetli ağlamamı sürdürdüm.
Bitmiyordu, bitmeyecekti bu göz yaşlarının varlığı. Unutamayacaktım onu. En azından o mutlu diye kendimi avutmaya çalışıyordum.
Telefonumu çıkarttım. En çok ihtiyacım olan kişi annemdi. Rehberimden numarasını bulup aradım.
Hıçkırıklarımla konuşabileceğini sanmıyordum.Kısa bir bekleyişten sonra telefonu açtı.
"Meleğim."
"Aanne" hıçkırdım, "Sana ihtiyac-" hıçkırıklarım arasından konuşamıyordum. Deliler gibi ağlıyordum. Ruh sağlığı bozuk birinden farksızdım.
"Tamam tatlım, hemen bilet alıp geliyorum tamam mı? Neredesin sen şu an?"
"Apartmandayım."
"Evine gir, ben bir kaç saate oradayım meleğim. Aptalca bir şey yapma tamam mı? Evine gir ve beni bekle."
Sesi çok endişeli çıkıyordu. Normaldi.
Onu onaylar sesler çıkardım. Ardından tekrar kapıya ilerledim.
Gözlerimde biriken yaşlardan dolayı hiçbir şey göremiyordum.
Açamadım. Yine denedim, yine ve yine.
Yine açamadım.
Hıçkırıklar ve gözyaşları ile geçen saatler sonunda turuncu saçlı birisi gözümün önünde duruyordu. Yüzünü, gözlerim bulanık olduğu için göremiyordum."Ne oldu sana böyle?"
Ağzım yarı açık bir şekilde anneme bakıyordum.
O şefkatle gülümsedi ve elimdeki anahtarı alıp kapıya yöneldi. Ardından bana destek vererek kalkmamı sağladı. Eve girince direkt odama yöneldi. Yatağıma yatırdı.
"Ben mutfağa süt ısıtmaya gidiyorum. Beraber içip ne olduğunu anlatırsın tamam mı meleğim?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve yatağa gömülerek annemi bekledim.
O gece hiç bitmedi. Sabaha kadar konuştum annemle. Sabaha kadar ağladım. İçimde ki her şeyi döktüm. Hıçkırıklarımdan konuşamadım. Her kelimem Gece'ydi, her kelimem...
O gün Gece için, ilk defa ölmek istedim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Black Loneliness~ (GXG) -texting-
Romance"Ağlama, gözlerin ağlamak için fazla güzel"