Sabah uyanmamla karşımda Jungkook'u gördüm. Beni izliyordu. İyice doğrulup yüzüne dokundum.
Jisoo:Sen... gerçek misin?
Kafasını salladı.
...
Jisoo:Jungkook hadi kahvaltılık birşeyler alda gel.
Jungkook:Tamam.
Dedi. Ve kapıda Jungkook'u uğurlayıp içeri girdim.
Çok canım sıkılmıştı. Televizyon izlemeye karar verdim. Komedi filmi izlemeye başladım.
Ama çalan telefon ile yerimden doğruldum. Ve ekranı kaydırıp konuşmaya başladım.
Jisoo:Alo?
Tae:Hastae-ye g-ell
Jisoo:Ne?
Telefonu suratıma kapattı.
Jisoo:Acaba kötü birşey mi oldu?
Odama girdim. Hazırlanıp dışarı çıktım.
...
Hastaneye girdim. Ve Lisa'yı aradım. Ama ulaşamıyordu.
Bir kaç yere baktıktan sonra. Bizimkileri görmemle oraya doğru ilerledim. Hepsi perişan durumdaydı.
Jisoo:Jungkook nerde?
Eliyle doktorların olduğu yeri gösterdiler. Umarım düşündüğüm şey olmamıştır.
Perdeyi açmamla beraber Jungkook'u kanlı bir şekilde gördüm. Yanına gittim ve elini tuttum. Ağlayarak...
Jisoo:Jungkook aşkım...san-aa ne old-uu?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Artık bağırarak ve hıçkırarak ağlıyordum.
Doktorlar durdular.
Jisoo:Yaa niye durdunuz? Devam etsenize.
Doktor:Üzgünüm...
Yerimden kalktım. Ve...
Jisoo:Kurtarsanıza...siz doktor değil misiniz?
Hiç birşey yapmıyorlardı.
Jisoo:Aaaaaa! Kapatmayın...Aaaaaa!
Jungkook'un suratını kapatıp...
Rose ve Jennie beni götürmeye çalışıyorlardı. Ama ben direniyordum.
Jisoo:Sen-iii aaaaa! Asla bı-raakmam
Şuan ağladığımı bile hissetmiyorum. Bitmiş durumdayım.
Beni dışarı çıkardılar. Elimi bacaklarımın üzerine koyarak...
Jisoo:Neden ya neden? Neden ben? Aaaa!
En son kolumda hissettiğim acı ile gözlerimi sonsuzluğa kapadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk•Jeon Jungkook☆
General FictionOnu her gördüğümde mutlu oluyorum. Onu her gördüğümde istemesem de ona bakıyorum. Ama onu o kızla gördüğümde yıkıldım. Bu ondan hoşlandığım anlamına mı geliyor?
