Doğada tatil yapıyorduk. Birde sonrabahar ayı olduğu için yapraklar dallarından düşüyordu. Yani manzara çok güzel. Tam benlik.
İleride karavanlar vardı.
Jisoo:Kocacığım karavanda kalalım mı?
Jungkook:Sen istersen neden olmasın?
Karavanın içine girdim. Büyük ve güzeldi.
Düşündüm de ailemle ilk karavana binişimiz...
Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Yapamadım...
Jungkook:Ne oldu?
Cevap veremeyecek kadar kötüydüm. Jungkook'u kendime çekip sarıldım.
Jisoo:Onları özlüyorum...
...
Hava karardığı için biraz üşüyordum. Bu yüzden karavanın yanına oturduk. Ortasında da ateş yanıyordu. Çok güzel bir ortam.
Ellerimle kolumu sıvazlıyordum. Bence yeterince üşümüştüm. Jungkook yanıma geldi. Ve battaniyeyi ikimizin de üstüne örttü.
Jisoo:Teşekkür ederim.
Gülümsediğini hissetmiştim.
...
Sabah...
Enerjik bir şekilde uyandım. Ve Jungkook'u da uyandırdıktan sonra kahvaltı hazırlamaya başladık.
Jisoo:Jungkook çabuk ye. Etrafı dolaşalım.
...
Üstüme...
Bunları giydim.
Kesin Jungkook görürse kızar. Bu nedenle karavandan ses çıkarmadan indim. Ve şöyle bir göz gezdirdim. Jungkook yoktu.
Jisoo:Ohhh be!
Jungkook:Ooohhh!
Hemen arkamı dönmemle düşmem bir oldu.
Jisoo:Oha ya!
Jungkook:Sana kısa şeyler giyilmeyecek demedim mi?
Jisoo:Ama hava çok sıcak...
Elini uzattı. Elinden tutunarak ayağa kalktım. Ve karavana yürümeye başladım. Arkamı döndüm. Ve...
Jisoo:Jeon Jungkook tam bir ODUNSUN!
Bu dediğim şeye güldüğünü duydum. Ama önemsemeden karavana girdim. Ve üstümü değiştirdim.
Dışarı çıktım. Ve Jungkook'un yanına gittim.
Jungkook:Güzel olmuş.
...
Jungkook ile ellerimizi birbirine kenetledik. Ve etrafı incelemeye başladık.
Ta ki böcek görene kadar...
Jisoo'nun böcek gördüğündeki bakışı👆
Jisoo:Aaaaaa!
Jungkook'un kucağına atladım.
Jisoo:Götür beni burdan!
Jungkook: O zaman hazır mısın?
Jisoo:Evet. Değilim...
Beni kucağına aldı. Ve karavana götürdü.
Jungkook:Niye bağırdın?
Jisoo:İnanmıyorum. Görmedin mi?
Jungkook:Neyi?
Jisoo:Allah allah! Ya sabır.
Bunu türkçe söylediğim için anlamamıştır.
Alaycı bir şekilde güldü.
Jungkook:Türkçe biliyorum...
Hemen Jungkook'a döndüm.
Jisoo:Ne?!
...
Hava kararmaya başladığında karavana girdim. Ve küçük pufa oturdum.
Kitabımı aldım. Ve okumaya başladım. Gerçekten güzel bir kitaptı.
Bir kaç saat okuduktan sonra Jungkook geldi.
Jungkook:Karıcığım hadi yemek yiyeceğiz.
Jisoo:Geliyorum.
Kitabımı pufa koydum. Ve dışarı çıktım. Güzel kokular geliyordu. Jin oppa'mın yanına gittim.
Jisoo:Jin oppa...yemekleri sen hazırladın değil mi?
Jin:Evet. Zaten siz aç kalmayın diye burdayım.
Taehyung:Hadi oturalım. Çok acıktım.
Jisoo:Bir dakika!
Diye bağırmamamla hepsi bana döndü.
Jimin:Ne oldu?
JennieNiye bağırdın?
Jisoo:Lisa nerde? Dragon senin yanında değil miydi?
G-Dragon:Bana biraz dolaşıp geleceğini söyledi.
Jisoo:Ben aramaya gidiyorum.
Tam gidecekken bir el kolumu tuttu. Ve beni kendine çevirdi.
Jungkook:Hiç bir yere gidemezsin.
Jisoo:O nedenmiş?
Jungkook:Hava çok soğuk.
Jisoo:Tamam gitmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk•Jeon Jungkook☆
Fiksi UmumOnu her gördüğümde mutlu oluyorum. Onu her gördüğümde istemesem de ona bakıyorum. Ama onu o kızla gördüğümde yıkıldım. Bu ondan hoşlandığım anlamına mı geliyor?