CEHENNEME DÜŞEN MELEK /Bölüm 16

317 15 49
                                    


Gördüğüm bu kan gölünün sahipleri belliydi, BEN ve ARAF.
Katilimizse, BABAM...

Kolumda hissettiğim baskıyla gözlerimi açıp etrafa bakındım korkuyla, kan ter içinde kalmıştım. Bu nasıl bir kabustu böyle. Öyle gerçekçi ve korkutucuydu ki hala etkisindeydim.

"Geçti kızım, sakin ol. Ne gördün de bu denli korktun güzelim söyle bana."

Babamın şevkatli sesi beni rahatlatamazken, eliyle terden alnıma yapışmış saçlarımı geriye attırdı. Derin bir nefes verip zorlada olsa yutkundum.

"Sadece saçma bir kabustu baba. Bir önemi yok iyiyim ben."

Ona gördüğüm kabusu anlatmak dünyanın en saçma şeyi olurdu.

"Hım, sen öyle diyorsan öyle olsun. Saat 6'ya geliyor istersen bir duş al sonrada hazırlan, giderken seni ben bırakayım okula. Bende bir karakola uğrayacağım." 

"Ama daha tam iyilişmedin ki baba ne işin var karakolda."

Babam gülümseyerek saçlarımı okşadı.

"Sizde analı kızlı iyice bebek muamelesi yapıyorsunuz bana bak ayıp oluyor ha."

Babamın sözlerine gülümseyerek konuştum.

"İyi peki, ama dikkatli ol tamam mı?"

"Olurum tabi güzellik, hadi kalk hazırlan bakalım."

Babamı onaylarcasına kafamı sallayarak yattığım koltuktan kalkıp odama çıktım hızla. Boynum fena tutulmuş dün öğleden beri salonda uyuyakalmışım. Sahi o kadar saat nasıl uyuyabildim ben. Her şeyi geçtim o kabus da neyin nesiydi. Hala etkisinden çıkabilmiş sayılmazdım. Araf'ı o halde görmek rüya bile olsa fazlasıyla acıtmıştı canımı, üstelik kendi acımdan daha fazla...

            ***                                 ***

Okula geldiğimden beri öğretmenlerim de dahil herkes babamın durumunu sormuştu. Bu durum beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Okulda kendimi değerli hissetmiştim.

Üstelik Alper'de (Melek'in psikopat aşığı) gelip babamın durumunu sormuştu. Şaşırmıştım açıkçası ama ondan nefret etmeme rağmen belli etmeyip, normal bir şekilde yanıtlamıştım onu. Bunun nedeni belki de Emre'ye karşı olan hislerimin bitmesinden kaynaklanıyor da olabilirdi. Eda ve Selin'le de bu konu hakkında bolca dedikodu yapmıştık. Ama Araf konusunu son yaşanılanlardan sonra ne onlar açabildi ne de ben. Sahi ne yapıyordur acaba şuan. Burda mıydı? Ya da o da benim onu düşündüğüm gibi düşünüyor muydu beni?

"Daldın yine  Melocum ne düşünüyorsun bakim?"

Selin'in sesi beni düşüncelerimden koparırken burukça gülümsedim.

"Araf'ı düşünüyorum. "

Dudaklarımın arasından dökülen sözlere ben de dahil olmak üzere kızlar da şaşırmıştı. Sanırım bunu bilselerde benden duymayı beklemiyorlardı. Fakat bu konuyu konuşmak istiyordum. Kendi kendimi yiyip bitirmek, aklımda ki milyon tane soruya tek başıma cevap aramak zihnimi fazlasıyla yoruyordu. Daha fazla içime atmaya ne niyetim ne de gücüm vardı artık.

CEHENNEME DÜŞEN MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin