(Menesis: Letonca'da ay.)
Kyungsoo beyaz bir cüppe içinde, altı kızın yarım bir ay şeklinde dizildiği büyük holde duruyordu. Kızların hepsi kendisi gibi beyaz giyinmişti. Etekleri ayak bileklerine kadar uzanıypr, holün kenarlarındaki büyük pencerelerden yansıyan güneş ışıklarının vurduğu elmastan işlenmiş kolye ve bileklikleri parlıyordu.
Kızlardan iki tanesi, kendi aralarında fısıldaşarak onu işaret ettiklerinde Kyungsoo huzursuzca kıpırdandı. Yarım ayın bir ucunun en üst noktasındaydı ve odaya girişinden itibaren yüzüne atılan tüm garip bakışların farkındaydı. 'Neden buradasın?' diyordu o bakışlar. Kyungsoo başlarda kendine atılan birkaç kötü bakışa kendi bakışlarıyla, 'Gerçekten en ufak bir fikrim yok,' cevabını vermeye çalışsa da, yalnızca garip kaş hareketleri yaptığını ve kendini daha kötü bir duruma soktuğunu fark ederek sonradan buna son vermişti.
"Ellerini o şekilde birleştirme. Burada bir mesihin değil, prens Kim'in gelmesini bekliyorsun."
Kendisini Madam Caron olarak tanıtan ve her sabah hazırlanmaya başlamalarından, yatağa gidene kadar yaptıkları her yanlışta bir karabasan misali üzerlerine çöreklenen kadın Kyungsoo'nun dua eder gibi birleştirdiği ellerine hızlı bir tokat attı. Kyungsoo yüzünü buruşturarak ellerini iki yanına sarkıttı ve Caron'a baktı. Kadının yüzünde, yaptığı şeyin pişmanlığına dair hiçbir ifade yoktu. Aslında kadının boş bir duvarı andıran yüzünde, hiçbir zaman ne hissettiğini anlatan bir ifade olmazdı. Kyungsoo iki haftadır günün çoğunu bu kadınla geçiriyordu ve onda gördüğü duygu çağrışımı yapan tek şey, kendisi yahut kızlardan biri yanlış yaptığında yüzüne yansıyan kızgınlıktı.
Kyungsoo, şimdiden kızların kadını kendi aralarında Madam Sinirbozan gibi aptal lakaplarla çağırdığının farkındaydı. Bir yandan, kızlara bu ufak dedikodu anları için kızamıyordu, Caron kızlarla ilgilenmekle sorumlu olan yegane kişiydi ve Kyungsoo onunla henüz iki haftadır tanışıyor olmasına rağmen hayatında yemediği kadar azar yemişti. Bu kızların Kyungsoo gelmeden önce neler işittiklerini ancak Tanrı bilirdi.
Ama öteki yandan, Leydi Caron hakkında ileri geri konuşmak içinden gelmiyordu. Oradan oraya koşturarak bir avuç genç kıza ve yeni gelmiş bir genç adama sahip çıkmaya çalışan bu kadına karşı duyduğu tek şey acımaydı. Yıllar sonra kadının yüz hatları yalnızca öfkeyle şekilleniyordu. Ve ne zaman kadının yüzüne baksa öfkeden başka hiçbir duygu hatırlayamayacağı kadar ne yaşadığımış olabilir diye merak ediyordu.
"Aman Tanrım, geliyor."
Yanındaki kızın kendinden geçermişçesine yükselen fısıltısı, Kyungsoo'nun bakışlarını yaşlı kadından çekeren başını eğmesine sebep olmuştu. Yere bak, diye hatırlattı kendine. Yere bak ve Prens Jong In konuşana kadar cevap verme.
Görüş açısına ilk giren şey, yeni parlatılmış siyah ayakkabılar oldu. Ardından Jong In'in tanıdık sesi odayı doldurdu ve Kyungsoo iki yanında duran ellerini sıkıca yumruk yaparken derin bir nefes almaya çalıştı. Başını, Jong In'in yanında dikilen iki muhafızın zırhlarını görebileceği kadar kaldırmıştı.
"Madam Caron." Jong In, Kyungsoo'nun yanında duran kadına yaklaşıp kadının elinin üzerine nazik bir öpücük bıraktıktan sonra yarım ayın ortasına ilerledi. Kyungsoo başını biraz daha kaldırırken Jong In gözlerini dairede dolaştırıyordu.
Bakışları birleştiğinde Kyungsoo, tanıdık bir hissin içini sarmasıyla titredi. Elinde olmadan yıllar öncesine gitmişti. Yedi Krallığın büyük prensi önünde eğilmesi gereken genç bir adam değildi, yalnızca kocaman yatakta kaybolacak kadar küçük bir çocuktu. Nenesi ona bir masal anlatıyordu. Ölümsüz bir elfin, bir insan için sonsuz yaşamından vazgeçtiği bir masal. Kyungsoo masalı bol bol esneyerek, ara sıra sinirle bağırarak ve öpüşme kısımlarında nenesinin çıkarttığı şapırtı seslerine kahkahalar atarak dinlemişti. Masal üzücü bir şekilde sonlandığında, elfi koca bir aptal olmakla suçlamıştı. Nenesi ise sadece gülümsemiş ve, 'Ne kadar yaşadığının bir önemi yok Kyungsoo.' demişti. 'Önemli olan nasıl yaşadığın.' Kyungsoo o zaman anlayamamıştı. Basit bir insan, bir elfe sonsuz yaşamdan daha güzel bir şeyi nasıl sunabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menesis Tutuştuğunda
Fantasimenesis tutuştuğunda (game of thrones) / kaisoo / fantastik, macera, aksiyon /12k