26🖤 (son 3 bölüm)

1.9K 118 9
                                    

1 hafta sonra

Geçen bir hafta sanki yıllar gibi gelmişti bana. Nerede goz göze gelsek orada kaçıyordu benden kook.
Koşarak kampüse girdim. Etrafa göz gezdirdim. Elinde günlüğümle bankta oturuyordu kook.

"Jungkook!!" Kafasını kaldırdı ama bana bakmadı. Derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Hayır!! Bu sefer kaçıp gitmeyecek. Izin vermeyeceğim. Koştum ve kolundan tutup kendime çektim. Gri sweatini başına çekmişti. Aşık olduğum kahve gözleri ifadesizdi.

"Ne var?" Dedi sonunda. Derin bir nefes aldım

"Beni sensiz bırakma" dedim kalan son nefesimle. Sesim titremiş gözlerim dolmuştu. Benim aksime junkookun gözleri parladı. Umut. Gülmese dahi gözlerinde hala umut vardı.
Ellerini tuttum. Gözlerimi kapatıp bir adım daha yaklaştım.

"Yaptığım aptallıktı. Korktum. Biliyorum bu bir gerekçe beya bahane değil ama, senin popülerliğin gözümü korkuttu"
Tekrardan derin bir nefes aldım "Ama olmuyor kook. Sensiz 1 hafta susuz geçen 1000 yıl gibiydi. Beceremedim bocaladım" bir adım daha yaklaştım.
"Ama şimdi eğer ki tanıştırmamı istersen seni ailemle de tanıştırırım."

Gözlerini kocaman açtı ve evet artık gülümsüyordu.

"Sevdiğim, aşık olduğum adam diyerek"

Ellerini saçlarıma bastırarak beni göğsüne yatırdı. Saçlarıma minik minik öpücükler kondururken bende, kokusuyla sarhoş oluyordum.

"Oh be!" Dedi. "1 haftadır gelip konuşmanı bekliyordum" işte özlediğim alaycı jungkook tonu.
Ellerimi beline doladım

"Hadi derse girelim"

Elini saçlarımdan alıp ellerimi indirdi. Elimdem tutarak beni kampüsün çıkışına doğru götürdü. Yok götürmedi sürükledi.

"Derse girmeye gerek yok. Gezelim"

"Jungkook!! Ne gezmesi"

"Ne ya sevgilimle el ele gezemeyeceksem neden geldim dünyaya"

Sevgilim.. Ah sevgilim kutsal bir kelime. Fazlasıyla kutsal. Jungkook gibi birinin ağzından çıkınca da daha kutsal oldu.

Ben harikalar diyarında gezinirken biz çoktan yolu yarılamıştık. Etrafıma göz gezdirdim. Bir dakika!
El ele sokakta yürüyoruz! Hayır!

"Korkma" diye fısıldadı kulağıma.

Tüm endişem uçup gitti. Ellerimi beline sardım "inan şuan hiç korkmuyorum" yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
Napıyorsun lisa. Niye gaza geliyorsun lisa!!
Jungkook sırıtınca daha da bir kızardım. Salak lisa!
Sokaktaki herkes dönüp bize bakıyordu. Eh jeon jungkookun sevgilisi olmak kolay değil. Sırıtmaya başladım. İnsanlar beni salak sanacak.

"Ee nereye oturuyoruz aşkım"

"Bilmem sen seç" dedim. Elim belinde sarmaş dolaş yürürken bir kız elinde kağıt ile önümüzde durdu. Fan.. Ah sanırım bundan sonra böyle olacak jungkookdan imza almaya gelen fanları izleyeceğim. Başarabilirim.

"Lisa" jungkook sırıtarak koluma vurdu.

"Hı?"

"Kız senden imza istiyor. Bu dünyada mısın?"

Ne?

"Ah benden mi?"

Kız kafasını salladı "dünyadaki en mükemmel insandan imza almak istiyorum. Bayılıyorum sana. En sevdiğim çift sizsiniz. Lütfen ellerinizi hiç ayırmayın" dedi bir nefeste.

"Şüphen olmasın" diyerek elimi sıkıca tuttu kook.
Tanrım tüm dualarım kabul oluyor. Dolu gözlerle jungkooka baktım. Ve evet.. sonunda buldum. Kalbimde ömür boyu saklayacağım insanı buldum. Doğru insan. Ruh eşim..

Really // LizkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin