-9-

360 102 20
                                    


"Senin, ne işin var burda?"

Hicran'ın gerçekten beni takip ettiğini düşünmeye başladım.

Hicran, Sueda'ya bakıp "Birlikte sinemaya gideriz diye düşünmüştüm."dedi.

"Hicran, babanız benimle arkadaş olmanı istemiyor."

Hicran, sinirle bakmaya devam etti.

"O gün yanlış anlaşılma oldu."

Bu sefer diyecek bir şey bulamamıştım.

"Biz alış-verişe gidiyoruz okula başladım yeni eşyalar almam lazım."

Hicran, sevecen olmaya çalışıyordu ama beceremiyordu.

"Ben de gelebilir miyim?"

Sueda ile birbirimize bakıştık.Nezaketen "Olur." demek zorunda kaldık.

Hep birlikte yürümeye başladık.Hicran, beni bir anda pahalı olduğunu tahmin ettiğim bir mağzaya çekiştirdi.Burası gerçekten pahalıydı.Elbiselere bakıyor gibi yapıyorduk.Sueda, yanıma yaklaşıp "Teodora farkında mısın bilmiyorum ama burası aşırı pahalı.dedi.

"Biliyorum Sueda ama ne yapayım Hicran'ı da kıramadım bir şey beğenmedik diyip çıkarız.

Sueda hafifçe gülümseyip "Şeyma da burdan giyiniyor."dedi.

"Belli zaten bu kadar renkli anca burda satılır."

Hicran'ın yanımıza yaklaştığını görünce bir anda sustuk.

Hicran elindeki pembe elbiseyi işaret ederk "Sence bu nasıl?"dedi.

"İyi."

Bana uzatıp"Denesene o zaman üstünde görelim."dedi.

Donup kalmıştım resmen" Ben şey pembe giymem hele elbise hiç giymem."diyebildim.

"O zaman bunu sana ben alıyorum birgün iyiki almışız diye dua edeceksin."

"Hiç gerek yok Hicran giyemem ben onu."

Hicran , beni dinlemeden kasaya doğru gitti.Sueda ile kapıda 15 dakika bekledikten sonra Hicran elinde paketlerle geldi.

"Hicran, ne ara aldın bu kadarını?"

Bana uzatarak"Al bunlar senin sana çok yakışacak bundan çok eminim."dedi.

"Ben bunları kabul edemem."

"O zaman çöpe atacağım."

"1119 tl lik elbiseyi mi?"

Hicran gülerek "Evet." dedi.

Sueda'ya  ne yapmam gerek dercesine baktım.

Sueda, al dercesine bakınca paketleri aldım ve Hicran'a teşekkür ettim.

Hicran heyecanla atılarak  "Bize gelsenize."dedi.

Sueda'ya beni kurtar bakışı attım.Sueda anlamış olmalı ki"Bu akşam bir yere yemeğe davetliyiz hazırlanmamız lazım."dedi.

Hicran, üzülse de belli etmeyerek "Tamam o zaman şöförü arayayım." dedi.

Bizden uzaklaşıp telefonunu açtı.

"Sueda iyi bahane buldun."

"Bahane değil akşam yemeğe davetliyiz."

"Kimelere yani benim de mi gitmem gerek?"

"Kimlere olduğu hakkında bir fikrim yok ama gitmek zorundasın."

Hicran'ın yaklaştığını görünce ikimiz de susup sırıtmaya başladık.

KemancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin