2.BÖLÜM "YALAN"

641 409 415
                                    

Bölüm şarkısı; Tutuşmuş Beraber
İyi okumalar.
***
İnsan hiç böyle hissedermiydi? Hayatında ilk defa gördüğü kişiyi gördüğü an özlemeyi. Onundu, ondan gibiydi. Bir insan bu kadar etkilenebilir mi? İlk defa bir kadınla bu kadar yakınlaştığı için mi etkilenmişti? Yoksa kalbinin derininden hissettiği için mi?

Belki de bilse gelecekte yaşayacakları şeyleri gözlerini kırpmadan yere yapışmasını beklerdi.

Dilan yutkundu, Baran'ın kucağın da olduğunu hatırladı. Hemen Baran'ın kollarından kalktı. Sanki yere düşmüştü de üstü tozlanmışcasına üstünü silkelemeye başladı.
"Teşekkür ederim."dedi gözlerini kaçırarak. Baran tam tersi Dilan'ın gözlerinin tam içine bakıyor, bakmaya çalışıyordu.
"Rica ederim." dedi Baran.

Seyit Ali sınıfına doğru yaklaştı. Kapının arkasında duran Dilan'a
"Müsade eder misiniz?"dedi.
Dilan kapının arkasından çekilirken
"Sen benim sınıfımda mısın?"diye sordu.

"Ben bu sınıftayım. Siz benim öğretmenim misiniz?"

"Evet, ben senin öğretmeninim."

Heyecanla sınıfına girdi. Dilan Baran'a "İyi günler."deyip ardından o da girdi.

Baran büyülenmiş gibiydi. Daha yeni ne yaşamıştı öyle? Uzun bir zaman sonra kalbi kinden başka bir şey duymuştu. Sanki kalbi yıllardır atmıyor, ilk defa atmaya başlamıştı.

Dilan sınıfa girdiğinde budalalığından eser yoktu.
Tüm öğrenciler aralarında konuşuyordu.
Seyit Ali Dilan'ın sınıfa girdiğini fark edince ayağa kalkıp "Öğretmen geldi."dedi. Tüm sınıf ayağa kalkıp şaşırdılar. Dilan gülümsedi. "Günaydın çocuklar."dedi.
"Günaydın öğretmenim."dedi öğrenciler.
Dilan çantasını öğretmen masasına bırakırken konuşmaya başladı. Dilan fark ettiği bir şey vardı ki ilkokula başlayan çocuklar ağlar, korkar, annelerinden ayrılmazlardı. Neden bunlar öyle değildi. Şimdiden farklılık duyuyordu.
"Merhabalar öncelikle. İnşallah önümüzdeki 4 sene beraber ders işleyeceğiz. Ayrıca siz benim ilk öğrencilerimsiniz." dedi.

'U' şeklinde yapılmış sıralardan dolayı sınıfın ortası bomboştu. Dilan sınıfın ortasına doğru yürüdü, konuşmaya başladı.
"Ben Dilan Algın. Kayseriliyim. Sizi sormadan önce ben bir seyler demek istiyorum. Ben iki ayda bir sınıfın en iyisini seçeceğim. Seçilen öğrenciyle yanına bir kişi gelmek şartıyla cumartesi bir yere götüreceğim."dedi. Sınıfta uğultu olmaya başladı.

Dilan "Çocuklar sessiz olun. Söylemek istediğiniz bir şey varsa parmak kaldırın." dedi. Dilan'ın karşısındaki kısa boylu bir öğrenci öğretmeni hiç uyarmamışçasına parmak kaldırmadan "Öğretmenim biz hiç kazanamayız, Seyit Ali çok zeki o kazanır." dedi.
Dilan "Öncelikle adın ne?" dedi.
"Elif."
" Elif'cim. Zeki olanı değil dersimle ilgili olanı götüreceğim bu bir ve sen nereden biliyorsun Seyit Ali'nin zeki olduğunu?" dedi.
"Hocam biz hepimiz anaokulunda aynı sınıftaydık."
Şimdi anlaşılmıştı bu çocukların düzene uyum sağlama sebebi.

Okul blok ders yapıyordu.İlk ders tanışmakla geçmişti.
Gün bitti. Zil çaldı.
İlk gün yorucu olmanın tersine daha sakin geçmişti.

"İyi günler çocuklar."
" İyi günler öğretmenim." dediler.
Dilan aynı katta olan müdür odasına gitti. Kapıya üç kez tıklatıp odaya girdi.İçeride Ahmet Müdür ve tanımadığı ögretmen tahmin ettiği, otuzlu yaşlarda, sarı saçlı, uzun boylu bir kadın vardı.
"Rahatsız ettim galiba."dedi Dilan.
"Dur gitme öylesine konuşuyorduk." dedi öğretmen.
"Müdür bey sınıfımla kaynaşabilmek için izniniz olursa bu cumartesi pikniğe gitmek istiyorum." dedi.
Müdür "Bir sakıncası yok.Olur." dedi.

"Merhaba Ben öğretmen Zeliha. Siz yeni gelen öğretmensiniz galiba. Buraya daha tanımıyorsunuzdur. Bende sınıfımı getiririm iki sınıf kaynaşmış olur. Ne dersiniz?" dedi.
Dilan "Olur.İyi günler."deyip çıktı.
Öğretmenler odasında beyaz önlüğünü çıkarıp okul bahçesine ulaştı. Baran'ı gördü, yanına gitti. Aklindaki bir kaç soruyu cevaplandırmak istiyordu. Baran arabaya tam biniyordu. Ardından Dilan seslendi.
"Beyefendi, beyefendi..."
Baran arkasına döndüğünde Dilan'ı gördü.
"Merhaba. Ben Dilan Algın."

"Merhaba. Ben de Baran."
"Acaba siz Seyit Ali'nin neyi oluyorsunuz?"
Ne diyecekti? 'Babasıyım.' diyemezdi. Yeni bulmuştu, kaybedemezdi. Kendinin yaşadığını hissediyordu, öldüremezdi. İlk defa mutluluğu yaşamıştı. Yapamazdı.
Gerçekleri yalanla kapatmak acımasız, bencilce olsa da öyle yapacaktı. Çare yoktu.
"Arkadaşımın oğlu."
***
Nasıldı?
Sizce Baran pişman olacak mı?
İlk görüşte hiç aşık oldunuz mu? Haydi yorumlara...
Oylamayı unutmayın.
Sizi seviyorum.

PERESTİŞ    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin