13.BÖLÜM "UÇAN KUŞ"

171 110 48
                                    

İyi okumalar.
***
3 GÜN ÖNCE
KAYSERİ

Ayşe Hanım odasındaki camdan dışarıyı seyrediyordu. Kızının Şanlıurfa'ya gittiğinden beri kendini çok yalnız hissediyordu. Dilan onun kızından öteydi. Sırdaşıydı, arkadaşıydı... Özlem duyuyordu. Odasındaki ev telefonu çaldı. Dilan'ın olması ümidiyle hemen açtı telefonu.

"Alo Dilan."

"Hayır Ayşe Teyze. Ben Kübra."

"Aaa... Kızım nasılsınız?"

"İyiyiz çok şükür ama ben sana bir şey anlatmak istiyorum."

"Tabi anlat kızım."

Çetin Bey ses çıkarmadan kapısı açık olan kapının önünde eşini dinlemeye başladı.
Kübra "Dilan birisine aşık oldu." dedi. "Ne kızım aşık mı oldu?"
Çetin Bey sinsice dinliyordu. Bu kızı da aşık olmuştu. Tanımadığı birine. Kaderiydi galiba. Kızını, kızlarını istediği adamlarla evlendiremeyecekti. Kübra olanları Ayşe Hanım'a anlatmıştı. Şaşırmıştı daha çok korkmuştu. Elbette aşık olunabilirdi. Ciğeri Urfa'da yanmıştı bir kere aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordu. Telefonu kapattıktan sonra "Allah'ım sen kızımı koru." dedi. Arkasına döndü. Eşini gördüğünde donakalmıştı. Yalvarmaya başladı eşinin duymaması için. Çetin Bey yaklaştı ağır adımlarla eşinin yanına. "Ayşe bana ne zaman diyecektin kızımın evlendiğini?"
Çetin Bey anlaşılması zor bir insandı. Lafları çarpıtan, karşısındaki insanın duygularını düşünmeyen biriydi.
Ayşe Hanım kendini toplayıp "Ne evlenmesi yok öyle bir şey!" dedi.
Çetin Bey bağırdı.
"Duydum Ayşe. Aşık olmuş. Gülsenem' de aşık olmuştu. O da olmuştu. Bir hafta sonra düğün haberi geldi."

"Ve bir gün sonra ölüm haberi geldi. Sen kafayı yemişsin, kafayı."

Ayşe Hanım odadan çıkıyordu ki "Nereye gidiyorsun Ayşe?" dedi Çetin Bey.

"Kızıma. Gülsenem'e yaptıklarının aynısını Dilan'a yapmana göz yumamam."

"Ne yapmışım?"

"Çetin yüzsüzleşme. Konuşturma beni. Ben kızımın yanında olacağım. Aynısını üvey kızıma yapamadım. Ama öz kızıma yapacağım. İstersen öldür beni."

***

"Kübra bunu nasıl yaparsın?"

"Dilan annen aracı olur, bir şey olur evlenirsiniz mutlu olursunuz diye düşünmüştüm."

"Sen hep düşün Kübra, hep düşün."

Açık kapıdan elinde bir gülle Karan girdi. "Ne oluyor? Sesiniz dışarıya geliyor." deyip kapıyı kapattı. Ayşe Hanım dizine vurmaya başladı. "Kızım size ne olmuş böyle. Eve adam mı alıyorsunuz?"

Karan Eda'nın yanına geçti çekinerek. Elindeki gülü de Eda'ya verdi. Dilan Kübra'ya arkasını dönerek annesine "Ne eve alması anne? Baran'ın kardeşi o."
Zil çaldı. Dilan kapıyı açtı.
Baran Dilan'a sarıldı.
Ayşe Hanım "Demek ki damat bu." dedi sessizce.
Baran'da içeri girdi. Dilan kapıyı kapattı. Dilan sesini kontrol etti. "Baran annem Ayşe."dedi annesini göstererek. Baran "Merhaba efendim." dedi ve Ayşe Hanım'ın elini öptü.
***

Akşam yarın Baran'ın istemeye gelmesinin onaylanmasıyla bitti. Ayşe Hanım'a tersti sevgili falan olmak. Yarın sözleneceklerdi. Baran ve Karan gitti. Ayşe Hanım bir erkek evladın nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Baran'ı sevmişti.Önemli olanda kızına karşı olan tavrıydı. Dilan'a karşı hal ve tavırlarına hoşnut olmuştu. Dilan ve annesi yan yana oturmuş hasret giderirken karşılarında Kübra ve Eda vardı. Kübra yaptığı şeyden dolayı konuşmaya çekiniyordu.
Eda "Teyze beğendin mi damadını?" dedi. Kübra kendini daha fazla tutamadı.
"Damatlarını demek istedin galiba." dedi.
Eda hariç hepsi güldü.
Ayşe Hanım cevabını veremeden Eda'nın yanındaki ev telefonu çaldı. Dilan telefona cevap vermek için kalktı. Dilan telefonun karşısında ki kişinin sesini duyunca çekinerek biraz da korkarak "Baba." dedi.

PERESTİŞ    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin