20.BÖLÜM "BENİM İÇİN"

91 61 15
                                    

Merhabalarrrr...
Uzunca bir bölümle karşınızdayımm...
Keyifli okumalar....
***

Helin mutfağa doğru giderken annesi kolundan tutup odasına götürdü. Yatağa oturdu, kızını karşısına aldı.
"Kızım sen hiç iyi yetiştirememişim."
Helin bir an duraksadı. Neden annesi böyle diyordu?

"Neden anne?"
"Eh be kızım. İstemeye gittiniz kızım gelir de anlatır diye bekledim. Hareket yok. Ağabeyinin konağına gittin, yine anlatmadın. Bugün takı takmaya gittiniz. Belli ki anlatmayacaksın sormasam."

"Sen nereden bili.... Ha... Ablam dedi değil mi?"
"Ablan sen mi ki bana anlatmasın?"dedi kalkarak.

"Beni bencil ablamı bile benden değerli kıldın ya...Pes."dedi odadan çıkarak.

"Sen benim küçük kızımsın olur mu öyle hiç?" Helin ardına bakarken gülümsedi.

Şimdi Demir'le konuşacaktı. Mutfağa doğru yol alırken ne diyeceğini aklından toparlamaya çalışıyordu. Kardeşini ona karşı kötülemek istemiyordu ama artık çekilmez hale gelmişti.

Haddinden fazla konuşmasının önünü almalıydı. Mutfakta bulaşıkları makineye dizen Hatice ve önündeki tezgaha uzun uzun bakan Demir vardı. Helin, geldiğini fark ettirmek için kapıya vurdu.

Demir dönüp baktı. Helin'i gördükten sonra uzunca soluduktan sonra önüne döndü. Hatice'ye çık dercesine baktı. Hatice çekinerek gittikten sonra Helin kapıyı kapatıp Demir'in yanına oturdu.

"Demir beni kesmeden dinlemeni istiyorum. "
Demir'in tüm harareti gitmişti. Helin'e döndü.
"Evet, dinliyorum."
Helin iki elini birleştirdi.
" Kız kardeşin ağabeyimin evliliği hakkında beni tehdit etti. Bende kendime yenik düştüm. Tokat attım. Beni dinlemeden yargılaman üzdü."deyip kalktı.

Demir kolundan tuttu.
"Tamam haklısın. Ama ne zamandır gözün dönmüştü. İllede ağabeyimlere söyleyelim deyince sen. "
Helin geri döndü.

"Demir ama beni anlamıyorsun? Daha görücüm gelmedi. Ya gelirse? Ne olacak? O zaman babam ölsem de vermez beni sana."

Hurinaz Hanım "Hatice!"diyerek daldı içeri. Hurinaz Hanım Hatice'yi göremeyince çıkıyordu ki Helin "Anne!"diye durdurdu. Hurinaz Hanım döndü. Dikti mavi gözlerini Demir'e.

"Demir'in sana diyecekleri var." Demir afallamıştı. Ne diyecekti? Nasıl diyecekti? Daha yeni onları başbaşa görürken bile şüphelenmeyen bir kadına nasıl bunu anlatabilirdi ki?
"Şey...Efendim..." Anlatamazdı pat diye.

"Eğer bugün benimle işiniz yoksa ben şimdi çıkabilir miyim?"
Helin şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Tabi Demir çıkabilirsin." Hurinaz Hanım çıktı.
Bir an baktı Demir'e, gözlerini ayırmadan.
Hurinaz Hanım çıktı. Helin Demir'e karşı kalakalmıştı.
"Ne saçmalıyorsun Demir?"

"Helin sen ne dersen de. Şuanda anlatamayız. Ailen bana çok güveniyor. Daha yeni seninle beni başbaşa gördü de şüphelenmedi."
"Yoksa senin gözün benim paramda mı?"

"Ne diyorsun sen Helin?"diye sinirlenerek kalktı.
"Ne diyeceğim. Ailemin sana karşı olan güveni sarsılsa ne olur ki?"
"Sarsıldı ama benim sana olan güvenim sarsıldı."
"Sende bir gram ne cesaret var ne de sevgi." Helin ayağa kalktı.

Boynundan kalpli kolyeyi çıkardı. Kolye açılıyordu. Helin içinde ikisinin olduğu fotoğrafı çıkardı, ikiye böldü. Demir'in eline uzanıp açtı avucunu. İçine koydu kolyeyi ve yırtılmış fotoğrafı.
"Anladım ki sen kimseyi karşına alamayacaksın. Sevgimin karşısında duracaksın. Sana karşı direnmeme gerek yok. Sevmek yetmiyormuş."
Kapıya doğru yaklaştı. Son kez Demir'e baktı.
"Elveda."
***

PERESTİŞ    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin