TİK TOK

17

Yicem bunları ya, ikisi de birbirinden deli dolu, soft olarak düşünemiyorum bu ikiliyi...

Arda'nın mesajını anlamamıştım,
sadece konum atıp gelmesini beklerken kapı çaldı. Açtığım da sinem'i gördüm.

"Hani gidicektin?"

"Seni burada bırakmaya kıyamadım. Otobüs hareket ettikten sonra bir süre daha bir şey olmaz diyip indim. Baktım gitmişsin, geldim direkt."

Kollarımı açıp sarılmasını bekledim, anlamış gibi hemen sarıldı. Küçük cadı ya...

Arda: Öhöm! Bölüyorumdur umarım.

Kelime oyununu anladığım da kıkırdadım, kıkırdamam ile karnımdan cimcik yemem bir olmuştu.

Mirza: İstersen dokun, böyle olmuyor.

Sinem: Mirza ya, saçmalama.!

Arda: Bence de saçmalama Mirza!

Mirza: Neyse, içeri geçin hava serin, üşüdüm.

İçeri geçtikten sonra tam sinem'in yanına ikili koltuğa geçecekken Arda kolumdan tutup üçlü koltuğa oturttu.

Arda: Burası iyi, bak televizyon karşısı hem.

Şirince ama hiç masum olmayan bir gülümseme ile baktı bana.

Sinem: Zaten buraya televizyon izlemeye geldik biz de, tövbe rabbim. Bir şeyler verirken akıldan almasan iyiydi.

Arda: Laf mı sokmuş oldun şimdi? Hem senin ne işin var burada?

Sinem: Arkadaşımın evine gelirken sana mı sorucam gerizekalı?

Arda: Bak kız demem döverim seni!

Sinem : Döv lan döv, gözüm açık kalır bak!

Mirza : Yeter, kardeş kardeş oturun ben de gidip bize çay koyayım.

Arda: Yardıma geleyim.

Sinem: Yeni gelin misin aq? Bırak suyu koyup gelir.

İkisini içeride tek bırakmak istemesem de bırakıp mutfağa girdim. Arda da bi haller vardı, Düet yaptığından beri bi garip, bi kıskanç.
Arkadan ses gelince kapıya döndüm. Arda zaman kaybetmeden önüne gelip ellerini tezgaha koydu.

Arda: Ne zaman gider bu kız?

Mirza: Senden daha uzun oturur o.

Arda: Gerekirse gece yarısına kadar kalırım Mirza. Seninle konuşucak çok şey var. Mesela o videolar ne amk?! Yorumlara bakmadım sinirden, eminim sana ayıp şeyler yapmayı düşünenlerin yorumları vardır.

Gözlerinin renk tonu daha koyulaştı baktıkça, bu kıskançlık ve şevkin belirtisiydi.

Mirza : Nasılmış videolar?

Elini karnına koydu.

Arda: Kasların gözüküyor, elalem fantezi bile düşünür lan, nasıl kas onlar?

Mirza: Elalemden önce sen düşünüyor gibisin.

Biraz daha yaklaştı, bu hiç ama hiç iyi değildi. Dudağıma doğru yaklaşıp fısıldadı.

Arda: Belki de ondan buradayımdır.

Yutkunma Mirza, Yutkunma, siktir gluk diye ses geldi. Arda daha da yaklaşırken kapı ağzından ses geldi. Hemen kendimi toplayıp Arda'yı itip, sinem'e döndüm.

Mirza: Ne-ne dedin?

Sinem: Oho bunlar uçmuş, abi kendinize gelin. Ben evdeyim hani.

Arda ile Sinem'e döndük. Arda sinirle soluyup konuştu.

Arda: İş üstündeyiz, gitsen hiç fena olmaz hani?

Sinem: Üstüme iyilik sağlık, bunlar cozutmuş anam! İyi be gidiyorum, Mirza sevgili olmadan olmaz. Göster ama elletme annem.

Sinem son sözünü söyleyip kapıyı çekti, Arda neye uğradığını şaşırdı.

Arda: Nasıl uğraşıyorsun lan bu kızla?

Mirza: Onla uğraşmak değil bu, halimizden memnunum.

Arda : Ondan önce bizim halimizi mi düşünsek? Malum biraz daha sana baktıkça videoların aklıma geliyor.

Mirza: Duydun annemi, göster ama elletme dedi.

Arda: Önce bu elletme olayını çözelim, sonra ise şu malum konuyu konuşuruz.

Mirza: Ne konusu?

Arda: Oğlum hiç iyi şeyler olmuyor bana. Rüyamda seni görüyorum, videolarını izlerken buluyorum kendimi, ulan ablam sana yürüdü diye onu öldürme fikri ile doldu kafam, onu geç sinem sana yakın, ondan bile kıskanıyorum.

Mirza: Geçmiş olsun, nur topu gibi aşık olmuşsunuz.

Arda: Bare platonik takılmayacağım, bu hoş.

Mirza: Nereden biliyorsun?

Eli hiç rahat durmuyordu, bir yandan konuşup, bir yandan tşörtümün içimden vücuduma gezdiriyordu ellerini.

Arda: Çünkü, karşımda ki yunan heykeli adam, ben gibi o da bana aşık.

YUNAN HEYKELİ DEDİ BANA DEDİ BANA!

Arda ile son demlerimiz diyip dudağını öptüm, hiç beklemeden karşılık verdi, elleri arsızca heryerime dokunurken, saçları ile oynuyordum. Birden kapı çalınca geri çekildim.

Arda: Kim ki?

Mirza: Sinem olabilir, bir şeyini unuttuysa.

Arda: Açma o zaman.

Mirza: Bizi rahat bırakmaz.

Kafa sallayıp önünden çekilip mutfağın kapısından sağa döndü.

Arda: Odandayım o zaman, kıza daha fazla rezil olmayayım.

Kıkırdadık, rüya mı bu? Rüya ise gerçek olmayacak kadar güzel, gerçek ise rüya olmayacak kadar hayal.
Yüzümde sırıtma ile kapıyı açtım, ama açmaz olaydım.

" Mirza, Arda burada mı?"

Bu rüya değil, resmen kabus!