On Yedinci Bölüm

2.4K 173 31
                                    

Mustafa Tenker Yayın Grubu sponsorluğunda Panu Kitap aracılığıyla kitaplaştırılmıştır. 

İyi okumalar!^-^



Bölüm 35: Eğlencenin Son Mesajı

Alice'in arabasındaydık, Damien'ın evine varmamıza çok az kalmıştı. Alice, tavırlarımdaki değişikliği arabaya bindiğim an fark etmiş, beni sıkıştırıp konuşturmak için çaba sarf etmişti. Onun hoşuna gitmese de çabası başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Yine de bakışlarını üzerimden çekmek bilmiyordu. Beni bu şekilde rahatsız ederek konuşturabileceğini düşünüyordu. Eğer sıradan, anlatılabilecek bir durum olsaydı buna karşı koyamaz ve anlatırdım ama bu çok farklıydı. Tüm bu tiyatroyu ben daha yeni idrak edebilmişken onun kafasını karıştırmak, onu tehlikeye atmak istemiyordum. Tabii, bir de bana inanıp inanmayacağı büyük bir muammaydı.

''Konuş artık, Claire. Beni korkutuyorsun,'' dedi, Alice, sonunda dayanamayıp. ''Bir şey yok dedim, Alice.'' Kestirip atmam hoşuma gitmemişti, sinirle soludu. Sokağın başını döndüğümüzde müzik sesi kulaklarımıza boğuk bir şekilde dolmaya başladı. Damien'ın evine yaklaştıkça artan müzik sesi, duyduğum an başımı ağrıtmaya yetmişti; civardaki evlerden herhangi bir uyarı ya da şikâyet alıp almadıklarını merak ediyordum. Şikâyet gelmediyse bile ilerleyen saatlerde alacaklarına emindim. Açıkçası eğlenecek havamda değildim, tek isteğim biraz dışarı çıkmak ve temiz hava alabilmekti. Bir haftadır aynı odaya, aynı tavana bakmaktan sıkılmıştım. İçimi kaplayan sabırsızlığım ise bu süreci benim için daha da sancılı hâle getirmişti. Yine de dışarı çıkmamın aslında kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başlamıştım bu gürültü kirliliğine şahit olduğum ilk anda. Üzerine fikir yürütmek istediğim, yapmak istediğim çok şey vardı. Heyecanlıydım ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Hayatımda belki de ilk kez önceliğim olarak aldığım her şeyi bir kenara çöp misali atarak yaşadıklarımın sonucuna ulaşmak istiyordum. Hissediyordum, yakındım. Bu yakınlık, sürenin uzamasıyla beni delirtiyordu. Hâlâ bilmediğim şeyler vardı ve ne yazık ki Eva ile diğerlerinin kesinlikle peşimde olduğuna emindim. Kendimi, çevremdekileri nasıl koruyacağımı öğrenmeliydim. Bunun hakkında konuşabilecek, hatta bunu bir borç bilerek yapması gereken biri vardı: Bir an önce Aiden ile konuşmalıydım.

Alice, arabayı park ederken sokakta gözlerimi gezdirdim. Damien'ın ikâmet ettiği mahalle bizim mahallemize benziyordu. Müstakil, iki katlı evlerin dış cepheleri onarım istiyordu. Yer yer boyaları dökülmüş, verandanın basamakları aşınmıştı. Evlerin önünde uzanan küçük bahçelerde çimler yeni biçilmişti. Bakımsız yapılarına rağmen şirin ve güzel görünüyorlardı. Damien'ın ile benim oturduğum mahalleler ne kadar Elysion'ın en büyük ilinde bulunsa da kuytu köşede oldukları ve genelde ekonomik durumu düşük kişilerce yıkık dökük bu evler tercih edildiği için aslına bakılırsa pek bu evlerin keyfi sürülmüyordu. Sürekli bakım istiyor, her yıl en az iki sıkıntı yıl boyu can sıkıyordu. Bazen doğalgaz sıkıntıları olurdu mahalleyi etkileyen, bazen su. Bir keresinde sokak lambalarının yanmadığı koskoca bir yıl geçirmiştik. Evin dışı her yıl boya isterdi, içi ise yalıtımsız olduğu için yer yer rutubetlenirdi. Damien'ın evini gördüğüm gibi bizim mahallemizdeki evlerden bir farkının olmadığını anlamıştım. Şehrin bu kısmına nazaran bir saatlik yolun sonunda Taçkent'e vardığımızda ise bu kısımlar ülkeden bağımsızmış gibi geliyordu, orasının ihtişamı paha biçilemezdi. Halkının sırtından geçinen bir krallığa yakışır türden düzenlenmiş bir şehir planlamasıydı açıkçası.

Alice, aracı park edip el frenini çekti ve kemerini çıkarıp bana döndü. Alık bakışlarımı etrafta gezdirmeyi bıraktığımda Alice'in ne yapmak istediğini anlamıştım. Konuşmaya başlarsa asla susmayacağını bildiğim için kemerimi hızla çözdüm, kapıyı açmaya çalıştığım an kapıları kilitledi. Sesli bir nefes verip gözlerimi yumdum. ''Alice-''

Element: Gün Batımı (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin