Mustafa Tenker Yayın Grubu sponsorluğunda Panu Kitap aracılığıyla kitaplaştırılmıştır.
İyi okumalar!^-^
Bölüm 43: Bir Karanfil Doğurdum, Bir Ulusu Kurtardım.
Hüsranla sonuçlanan denemem hayal kırıklığımı artırmıştı. Elimdeki solmuş çiçeğe üzülerek baktım. Zorlanacağımı biliyordum ancak yaşadığım başarısızlıkların beni yıldırma aşamasına getiremeyeceğini sanmıştım. Sanrımın aksine kaç kere denediğimi sayamadığım küçük bir alıştırmayı bir türlü beceremeyişim beni karamsarlığa itiyordu. Durumu kafamın içinde epeyce büyüttüğümün farkındaydım ama büyütmememin imkânı var mıydı? Sürekli saklanırken, ailemden ve Alice'ten habersizken, başıma nelerin geleceği muammayken kendimi rahatlatamıyor; hâliyle yaşadığım endişe yüzünden panikliyordum. Aklımın içinde sürekli kendi üzerimde baskı kuruyor, iç dünyamda kendimi telaşın içinde boğuyordum. Daha başlangıç seviyesindeki bir yeteneği gerçekleştiremiyorken kendimi ve diğerlerini nasıl koruyacaktım? Cadıları nasıl bastıracaktım? Yok yere toprak olmuş onca bedenin intikamını nasıl alacaktım? Bundan sonra birilerinin ölmesine nasıl engel olacaktım? Onca insanı nasıl tek lafımın altında toplayacaktım? Bana güvenmelerini nasıl sağlayacaktım?
Tek sorunum güçlerimi kontrol etmek, Eva ve diğerlerinden kurtulmak değildi. O kadar kolay bitmiyordu hiçbir şey. Başıma sarılmak üzere olan yepyeni bir bela vardı. İstemsizce göz ardı ettiğim bu bela, uykularımı kaçırıyordu neredeyse. Her şey bittiğinde benim için yeniden başlayacaktı. Gerçekler ortaya çıktıktan ve nihayetinde gün yüzünü görebildikten sonra bundan kurtulamayacaktım, kaçamayacağım ortadaydı, biliyordum. Kraliyetin en büyük çocuğu olarak zamanı geldiğinde beni oraya çıkarmak isteyeceklerdi. Kraliyetten de onun kurallarından da iğrendiğim aşikârdı, daha çok halk kesimini sömürüp kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor; daha sonra da halka, bunları bizlerin iyiliği için yaptıklarını söylüyorlardı birbirinden süslü sözleriyle. Bunun doğru olmadığının farkındaydım, burada işleyen hiçbir şeyin doğru olmadığı su götürmez bir gerçekti, belki de Elysion Krallığı'ndan iğrenen biri olarak ayaklarıma kadar gelen bu büyük nimeti geri tepmemem gerekiyordu. Sonunda sömürgeye son vermede rol oynayabilmek iyi hissettirmeliydi beni ama hissettirmiyordu. Gel gelelim ki devlet yönetiminden anladığım söylenemezdi. Ortaya çıktığım andan itibaren, kazanabilirsek ellerime bırakılacak koskoca bir ülke olacaktı. Bununla nasıl başa çıkacaktım? Yapabildiğim tek şey yaşadığım ülkenin ve yaşadığım şartların adil olmadığını söyleyip durmaktı. Uygulama sahasına geçmek zorunda bırakıldığımda ne yapacaktım?
Ellerimi saçlarımdan geçirdim. İmkânsızdı. Bu beceriksizlikle imkânsızdı. Umutsuz vakaydım, bunun sonucunun olumlu bitmesinin ihtimali çok düşüktü. Beni rahat bırakmayan vicdanım bir yana, ailem ve sevdiklerim için endişelenmem bir yana, istemeden edinmek zorunda bırakıldığım sorumluluklar bir yana beni anbean boğuyordu. Üzerime karabasan gibi çöküyordu. İçimde kasvet ve matem havası hüküm sürüyordu. Beynimi bir uçtan kemirip duran, fikirlerimi alt üst eden güçlerim – ki bunları canavar diye adlandırıyordum, çünkü gerçekten korkutucu ve yıkıcıydılar – bana huzur vermiyordu. Nefes almakta güçlük çekiyordum bazen, çoğu zaman da başıma ağrılar saplanıyordu. Göğsümün tam ortasında bir haftadır yok olmayan bir ağırlık vardı. Duygularım hırpalanmıştı ve canımı yakıyordu. Kalbimin en derinlerini sızlatıyordu.
İç çektim. Bu şekilde devam edemiyordum. Yer değiştirmelerimizle ve bittabi eğitimimle geçen bir haftada çoğu zaman Aiden'a gidip yeniden aklımı kurcalamasını ve duygularımı bastırmama yardımcı olmasını söylemek için hamle yapmıştım fakat ilk adımda hemen vazgeçmiştim. Güçsüz değildim, aciz hiç değildim. Bu güçlerin bana bahşedilmesinin bir sebebi olmalıydı. Bir çözüm yolu bulmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element: Gün Batımı (Kitap Oldu)
FantasíaElement Serisi, İlk Hikâye (Adı değişti.) Ahenk Serisi - Kristalize adıyla kitaplaştırıldı. Dünya üzerinde Tanrı'nın verdiğine inanıldığı bazı güçler ya da bazı insanlara göre lanetler vardı. Önceden dünyanın sadece dört elementten oluştuğu düşünüld...