s i x t e e n

1.7K 211 95
                                    

🔊 ATEEZ - Thank U

Kafamı kurcalayan 'Neden?' sorusu ile baş başa yurt odamdaydım.  Aklıma bir sebep geliyordu. Hatta bundan emindim. Ama onun neden yapıldığını bilmiyordum. Seonghwa bu soruyu bana San için sormuştu. Öğrendiği şeyleri gidip anlatmasa bile San rüyasında görecekti bir şekilde. Ama San neden bunu öğrenmek istemişti ki? Hem sorsa kendim söylerdim ona.Gelen bildirim sesiyle yatağımın yanındaki komidine uzanıp telefonumu elime aldım.

Mesaj gelmişti. San'dandı.

Sanshine:
Yurttaysan
Aşağı gelsene

Woonlight:
Hayır
Çok soğuk
Sen yukarı gel

Sanshine:
Öylece yukarı çıkmama izin vermezler
Beni gelip alsan

Woonlight:
Tamam geliyorum

Odamdan çıkıp merdivenleri inmeye başlamıştım. Neden gelmişti ki?

Güvenlikçi klübesinin yanında sırtı yurdun girişine dönük şekilde duruyordu. Yavaşça yanına yaklaştım. Beni fark etmemişti daha. T-shirtünün açık bıraktığı boynunu öpünce gıdıklanmış olacak ki kendini çekmişti. Şaşkın bakışlarla bana dönmüş beni görünce gülümsemişti. Hiç beklemeden sarıldım. Kafamı boynunun girintisine koyup kokusunu çektim içime. Özlemiştim. Sadece bir gün olsa da.Geri çekildiğimde yanağımı öpüp dağılmış saçılarımı düzeltti.

"Hadi gidelim çok üşüdüm."

"Bu havada sadece t-shirtle dışarı çıkarsan tabi üşürsün. Baksana bana sadece aşağı inmek için kaç kat giysi giydim."

Haklı olduğumu biliyordu bu yüzden sadece güldü. İçeri girmeden önce güvenlikçide ziyaret listesini doldurdu. Odama geldiğimizde etrafı bir süre karıştırdı. Kitaplarımı ve dvdlerimi inceledi. Kitaplığın köşesindeki gitarımı gördüğünde duraksamıştı.

"Gitar senin mi yoksa Yun-"

"Benim."

"Gitar çaldığını bilmiyordum yani... Rüyamda bile görmedim."

"Uzun zaman önce çalıyordum. Annem ölmeden önce. Biliyor olman gerekmiyor mu?"

"Seninle ilgili olan rüyalarım, seni ilk gördüğüm zaman yani lise birde başladı. Ondan önce hiç rüya görmedim.Hemde hiç."

Bunu bilmiyordum. Küçüklüğümden beri olan herşeyi biliyor sanıyordum.

"Beni ilk nerede gördün San?"

Sorduğum soruyla aklına gelen anısına güldü.

"Hadi ama beni ilk görüşün o kadar komik miydi?"

"Komik değildi sadece çok sevimliydin. Saçların beyazdı. Aslında mormuş ama ben gördüğümde çoktan akmıştı. Yeosang seni zorla boyatmaya götürmüş sonradan öğrendim. Hatta bu yüzden sürekli bere takıyormuşsun. Tekrar kendi rengine dönmek için boyatmak istemiştin ama Yeosang eğer boyatırsan saçlarının çok yıpranacağını hatta kel bile kalacağını söyleyince vazgeçmişsin."

Gülümsedi bir süre sonra devam etti.

"Seni ilk metroda gördüm. Okul çıkışı her zamanki yerine oturmuştun. Tabi her zamanki yerin olduğunu sonradan fark ettim. Yanında kucağında çocuğu olan bir bayan vardı. Huysuz bir çocuktu ağlayıp duruyordu. Kulağında kulaklık olduğu için duymamıştın ya da duymak istememiştin. Gözlerin kızarıktı. Büyük ihtimalle ağlamıştın. Yorgun gözüküyordun ve umursamaz. Hatta o kadar umursamazdın ki bereni terlediğin için çıkarmış bütün metroya boyası akıp beyaz rengine dönmüş saçını göstermiştin. Yanındaki çocuk saç rengini görünce susmuştu.  Sonra biran an bağırdı 'Kaneki Ken' diye. Tabi herkes ne olduğunu anlamak için sana bakınca utancından kıpkırmızı olup metrodan inmiştin. İçimdeki onu takip et diyen hissime uymuş bende inmiştim. O zaman duydum telefonda Yeosang'a söverken saçının aslında mor olduğunu. Konuşma arasında yakınmak için söylemiştin ona da. Saçlarını onu yüzünden hiç sevmediğini söylediğinde kızmıştım sana. Saçların çok güzeldi. Bende yanından öylece geçen biriymiş gibi yaparken sana dönüp, saçların çok güzelmiş ne kullanıyorsun rengini tutmak için tarzı sorular sormuştum. Bir sonraki gün okula beresiz gelmiştin. Ve bende tüm gün seni izlemiştim. O günden beri rüyalarımda seni görüyorum Wooyoung."

İyi olmayan hafızama rağmen bu anıyı tabi ki de hatırlıyordum. Sevdiğim çocuk saçlarıma iltifat etmişti nasıl unutabilirdim ki.

"Sevdiğim insandan iltifat alınca günüm güzelleşmişti."

Güldü söylediğime. Şaşırmasını bekliyordum aslında ondan önce onu fark etmiş ve sevmiş olmama.

"O gün annemin ölüm yıl dönümüydü. Bu yüzden ağlamıştım."

Dudaklarım burukça gülümserken gözlerimi ondan çekmeye çalıştım. Bulanıktı görüntüsü gözlerim dolduğu için. Yanıma gelip beni yatağıma oturtturdu. Yanıma da kendisi oturdu. Gözyaşlarım kendini bırakırken daha fazla ağlamamak için kendimi sıktım. Yanağımda hissettiğim dudaklar beni şaşırtırken yaptığı şey içimi kıpırdatmıştı. Göz yaşımın üstünden öpmüştü beni. Yanağımdaki dudaklar gözlerimi de öpüp dudaklarıma gelmişti. Karşılık verdiğimde içimi kıpırdatan şeyin sadece içimi kıpırdatmadığını anlamam uzun sürmemişti.

🌈

🌈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
greek god | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin