Her şeyden habersiz askerliğe devam ediyordum.Oğuzhan isimli dümbük yüzünden hasımlarım artmıştı.Her gün yeni bir ekşın.Özlemiştim karanlıkta naneli şekerimi çiğnemeyi,Sigaramı içerken düşüncelere dalmayı..
Evet askerlik bitiyordu.Eve dönerken Burcu nun özlemiyle yanıyordum.Gelir gelmez aradım ve konuştuk. Pek bir şeyden haberim yoktu.Oğuzhan ın stüdyo gibi bir yer açacağını söyledi sadece.Ama soğuktu.
Eve gitmedim,dostlarımı felan ziyaret edicektim.Stüdyo yu da gördüm. İbnelik yapmadan durur muyum?Hayır.
Oğuzhan yanındaki arkadaşına" Sence ismi ne olsun?" Dedi.
İbnelik vakti gelmişti.Ellerimi ceplerime koyup;
"Bence Lord Of Dümbük güzel dedim."
Oğuzhan pişkin pişkin bana bakarak;
"Pekala ukala,bana bir tanede takma ad bul "
Dedi. Biraz düşündükten sonra gülerek cevap verdim;
"Dümbüklerin Efendisi" .
Yanındaki arkadaşını güldürmeyi başardım ancak onun mimikleri bile oynamadı. Arkadaşına susmasını söylemek için döner dönmez oradan tüydüm.
Eve gitmeyi planlamıyodum.Arkadaşları çağırdım, iki haı saha maç yapıp muhabbetin belini kırdık. Biraz fazla kırmış olmalıyız ki uyuyakaldık.
Başımdan aşağı dökülen soğuk suyla uyandım.
"Noluyo lan?" Dedim.
3 takım elbiseli adam karşımda duruyordu."Aaa anlamalıydım.Kesin bu işte Dümbük beyin parmağı var,ahaha." Dümbük dedikçe vuruyolardı.
"Dümbük düümbüüük" deyip gülüyordum. Sonunda Dümbük geldi,adamlara siz gidin işareti yaptı.Oğuzhan la tek kalmıştık.Eline keskin bir bıçak alıp ;
"Son olarak ne söylemek istersin? " dedi ve sırıttı.
Yaklaş dercesine kafamı eğdim.Gülerek kafasını yaklaştırdı.
Kafamı kulağına götürerek ;
"Hayatımdan vazgeçtim, hayatını sikmiyim." Dedim ve kodum kafayı. Yere yığıldı. Zar zor elindeki bıçağı ayaklarımla havaya attım. Şans şans şans. Ellerime düştü. Hızlıca kendimi çözdüm. Masada bazı kağıtlar vardı. Okumadan aldım ve sessizce dışarıya çıktım. Arka tarafta özel üretim bir Impala duruyodu.Oguzhan bey zenginmiş.Yağmur yağıyordu. Arabaya yaklaştım. Kapıyı çok sessizce açtım. Yeni olmalı ki hic ses yapmadı.Tam ters kontak yapacaktım ki bir ses "Anahtar arabada lan hıyar" dedi.Bu iç sesimdi.Oğuzhan"beyleer" diye bağırdı. Onlar oraya giderken camı açıp ;
"Camlar buğulu heralde abinize sarı bezi götürün"
Deyip gülerek bastım gaza.
O pis yerden çıkınca ağzımda dolanan şarkı biraz biraz farklıydı. "Bas gaza Boraağ bas gazaaa obaa" diyodum.Silkinerek sürmeye devam ettim.Okul vaktiydi.Ancak kitaplarım olmadığı için bugünde okulu es geçmek zorundaydım. Bi kafeye gidip şekersiz kahvemi yudumlarken dışarıyı seyrediyordum.Vurulduğum an aklıma geldi.Öyle bir acı hissetmiştim ki;son kalan naneli şekerimi alsalar daha iyiydi.Biraz saçma gelcek size ama naneli şeker candır klfşkfwkfkşwfşl
Artık canım daha önemliydi. Peşimde Oğuzhan vardı.
"Lanet olsun dozduum,Dümbüklerin efendisi benim peşimde! " diye mırıldandım.
Bu sırada güzel bi kızın beni kestiğini farkettim.Ama yanında sevgilisi vardı büyük ihtimalle.Biz bunla keşişirken adam kalkıp yanıma geldi.Sert sert bana bakıyordu.
"Hayırdır trene benzer bi yanım mı var? " dedim gözümü hiç ona çevirmeden. Sonra kafamı kaldırdım. Adam keldi,3 saniyelik bi kaçış planı yapmalıydım.Yumruğu tam indirecekken suratıma"Oha laan oda neeğ" diyip parmağımla önümdeki kahveyi işaret ettim.Adam gözünü kahveye çevirir çevirmez başını da eğdi.Ensesine bir şaplak atarak;
"Doğarken eben atmamış bu hale gelmişin,daha fazla çarpılmaman için sana bu şaplağı attım.Hayatını kurtardım dostum,bana bir şaplak borçlusun," diyerek koşa koşa sahile gittim.Akşam,hatta gece olmuştu. Köpek gibi aç bir halde balık ekmeğimi bekliyordum.Yemeğimi yedikten sonra önümde duran banka kıvrıldım,sigara yakıp naneli şekerimi çiğnedim.
"Bu günlük bu kadar ekşın yeter" diyerek gözlerimi kapadım.
Arkadaşlar sizler için o kadar yazıyoruz tek isteğimiz vote ve destek. Lütfen okumakla kalmayıp, takipte edin,vote de verin.Her şey sizin icin.iyi okumalar.aslında iyi okumaları başa yazmam lazımdı. Ters insanım ben.Gelemem böyle şeylere klşefklşwşklwşwklş