Aradan 5 yıl geçti.Acılı tatlılı anılarımız oldu.Kendi evimizde yaşıyorduk hala.Okullar bitmiş,işimizi elimize almıştık.Bir Pazartesi sabahı..Her şeyi mahveden bir Pazartesi sabahı.
Her zamanki gibi oturmuş sucuklu yumurtamı bekliyordum.Gelir gelmez 10 dakika geçmeden bitirdim ve kıyafetlerimi giyindim.Burcu'yu öpüp "İş beni bekleer" diyerek kapıyı açtım.Gülen suratımı 3 saniyede düşürmeyi başaran 2 asker vardı.
"Bora Karıl?"
"Evet benim."
"Bizimle geliyorsun delikanlı."
"N-n-neden?"
"Görünüşe göre asker olma zamanın çoktan gelmiş."
"Hangi ilde olduğunu bile bilmiyorum!"
"Sanane ilden pezevenk.Gelip paşa paşa asker olucaksın."
Kafamı eğmekle yetindim.1 dakika istedim ve okumadığım kitapları aldım.Birkaç kalem ve şiir defterimle beraber.
...
3 hafta geçti.Askerlik zordu.Ama vücudum zinde idi.Her sabah nöbet olmadığı zamanlar 5 km koşusundan tut akşam 9 da yatmasına kadar.9 da yatmamızın sebebi nöbetlerdi.Hatta nöbetim olduğu günler erkenden bile yatabiliyordum.Çünkü 9 da yatıp,00:00 da uyanmak zordu.Normalde de 9 da yatıp sabah'ın 5.30'unda dikiliyorduk.Normalde 6 olması lazım ama üst baş giyinmek için zamandı bu.Bazende nöbetlerde komutanların gezdiği zamanlar;komutan gidince kafamı yaslıyor,Burcu'yu düşünüyordum.Bana bakışı,aşkım diyişi.Ve onca ay beni bekleyecek.Her gün arayıp sorardım.Tabii o eski harabe evdekileri unutmuştum.Bir an aklıma tak etti.Yanımda telefon kulübesi vardı ancak sadece rütbeli komutanlar kullanabiliyordu bunları.Ne olacak ulan?Diye geçirdim içimden.Bir koşu gittim kulübeye ve numarayı çevirdim.Açan Murat abiydi.
"Abi fazla zamanım yok ben Bora.Biliyorum habersizce gittim ama yapmak zorundaydım.Şuan askerdeyim.Burcu diye bi kız var hayatımda.Oda beni bekliyor.Çıkar çıkmaz gelicem ziyaretinize.Sizi çok özledim.Komutan geliyor kapamam lazım.Görüşürüz."
Bu uzun gibi görünen konuşmayı 1 dakikada yapıp Murat abiye hiç söz hakkı vermeden kapamak zorundaydım.Bunu yaptımda.Asıl iş komutana hesap vermekti.
"Noluyor burada Bora?"
Komutan beni tanıyordu.Aramız eh işteydi."Komutanım bir ses duydum da çıkıp kontrol etmek istedim.
"Varmıymış bir şey?"
"Asayiş berkemal komutanım".
"Yerine geç."
Ucuz atlattık.
Ertesi sabah egzersiz için uyanıp 5 km koştuk,kahvaltımızı falan yaptık.Aşçı ile aramızdan su sızmıyordu.O yüzden herkese 1 ise bana 2 kaşık yemek koyuyordu.Bu benim için nimetti.Çünkü çok acıkıyorsunuz.İnsan sıcacık bir çayı özlüyor.Akşam olmuştu.Nöbetim yoktu.O yüzden yarım saat daha oturacaktık.Naneli şekerimi çıkardım,aşçı olan arkadaşım bizlere çay getirmişti.Adamın dibi ya lşsdkfslşdk.Çayları içip yatağa yattık.Benim yatağım duvar kenarındaydı.Alt katta ben,üst katta Serdar yatıyodu.Sağıma döndüm uyumak için.Duvarda kazılmış yazılar vardı.Heralde burda yatan önceki asker günlük yazmıştı buraya.Okunaklı bir yazısı vardı ve baya fazlaydı.Her akşam uykum gelmediğinde onları okuyarak uyuklardım.
Burcu'mu çok özlemiştim.Çok.Bu 4 duvar hepimiz için ayrı özlemler taşıyordu.Kimisi annesinin,kimisi babasının,kimisi abisinin fotoğrafına bakıyordu.Bense Burcu'nun.İyiki tanışmışız.Hayatım Şırnak iken Paris oldu.Onun sayesinde.Gidince sıkı bir teşekkür etmeliyim bence.
Nöbet olmadığı günler uyumama hakkına sahiptik.Bölük komutanımız iyi kalpliydi."İsterseniz uyumayın,ama sağa sola bakın.Kalkıp kimseyi rahatsız etmeyin.Ben sizin yerinizde olsam uykusuz uykusuz 5km koşmazdım."derdi bize.
Çantamdan defterimi çıkardım.2-3 satırdan bişey çıkmazdı.Bu şiir değilde bir yazı olacaktı.Gidince Burcu'ya verecektim.
"Şafaklar,tüfekler kaybetti kokunu.Yüzünü fotoğraflardan hatırlıyorum.Benim için bak gökyüzüne.Aynı gökyüzüne bakalım,belki görürüz birbirimizi.Kim bilir belki sarılırız.Beni unutma Burcu'm."
Bu saçma yazıyı yazdıktan sonra uyuyakaldım.Ertesi sabahı yine aynı senaryolar.Ancak sonra böyle olmadı.Bulunduğumuz yer tekin bir yer değildi.Gece'nin 3'ünde uyandırıldık.Tüfeklerimizi alıp,üstümüzü giyinmemiz söylendi.Komutana hepimiz "ne oluyor" bakışıyla bakarken üstümüzü giyiyorduk bi yandan.Komutan derin bir nefes aldı ve;
"Belki de bu son günümüz.Ben çatışmanın ortasına gidicem,siz en arkadaki siperde bekleyeceksiniz.Eğer biz bir ölürsek,siz bin dirilin!"
Bu konuşmadan sonra gidip seve seve şehit olabilirdim.Ancak kaybedecek bir kız vardı hayatımda.Ben onu,o beni kaybedemezdi.Hem de yıllar sonra birbirimizi bulmuşken.