23. BÖLÜM

46.7K 3.5K 705
                                    

"Bir serseriyle gezdiğini bilmiyordum."

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Kulaklarıma varan ağzımla merdivenleri çıkarken ayaklarım öyle benden bağımsız hareket ediyordu ki birkaç defa düşme tehlikesi yaşadım.

Ruhum uçuyor, bedenimin sabit kalmasına sinirlenip onu düşürmeye çalışıyordu sanki.

Pekâlâ, edebiyat yapmayı beceremezdim, sayılarla olduğum yakınlık beni kelimelerden uzaklaştırmıştı. Kısa ve öz: mutluydum.

Arşın bir şekilde bunu başarabiliyordu. Karaya döndüğümüzde benden izin almadan omuzlarıma kolunu sarıp beni göğsüne çektiğinde başarmıştı. Abimin söylediklerinin aksini yapacağını söylediği hâlde yediye yirmi kala beni aynı durağa bıraktığında da başarmıştı.

Marinada gezerken ona bu kadar uzun boylu olduğu için sitem ettiğimde de bunu yapmıştı. "Keşke en azından on santim daha kısa olsaydın," diye homurdanmıştım. "Kollarının arasında bu kadar yok olmazdım."

"Kollarımın arasında yok olmanı seviyorum," demişti saçlarımın üstünü öperken. "Her zaman Sezgin'in benden uzun olmasına sinir olup boyumun kısalığına dert yanardım," diye de eklemişti. Böyle bir şey beklemediğimden olsa gerek cevap verememiştim. Sessizliğimi yanlış anlamıştı. "Eğer o zamanlar bundan hoşlanmayacağını bilseydim boyumun uzaması için yaptığım her şeyi yapmazdım. Bu seni gerçekten çok mu rahatsız ediyor?"

Öyle büyük bir memnuniyetsizlikle sormuştu ki sanki olumlu cevap versem boyunu kısaltmak için bir çabaya girecekti. Aynı şekilde rahatsız etmediğini, sadece öylesine dile getirdiğimi söylediğimde fazlasıyla memnun olmuştu. Açıkçası boyuyla büyük bir derdim yoktu.

Benim boyum normal değildi, bunun suçlusu gök mavisi gözleri olan düzenbaz olamazdı.

Zili çalmak yerine kapıyı birkaç defa yumrukladım ve kapının ardından annemin yüzü çıktığında elimi yavaşça aşağı indirip gülüşümü soldurdum. Annem evde abim varken bana asla kapıyı açmazdı, abim evde yoktu.

Bana yedide gelmemi söylerken evde olmayacağını biliyor muydu acaba yoksa aniden bir işi mi çıkmıştı?

Nedense cevap birincisi gibi geliyordu.

Buna rağmen dediğini yaptığım için kötü hissetmiyordum. Güveniyordu; sadece bana değil, Arşın'a da güveniyordu. İkimiz de onun güvenini boşa çıkarmak istemiyorduk. Tabii yalnız kalmamızı tembihlememiş gibi davranıyorduk, o da fazla abartmasındandı.

"O çocuk kimdi?" Botlarımı çıkarmak için eğildiğim sırada duyduğum soruyla birlikte duraksadım. Doğrulmadan başımı kaldırdığımda annem de başını eğmiş bana bakıyordu. "Seni durağa bırakan çocuk," diye açıkladı.

Bana hesap mı soruyordu? Bu gerçekten yaşanıyor muydu?

"Arşın," diye yersiz bir heyecanla onu cevapladığımda annemin kaşları çatıldı. Hızlıca botlarımı çıkarıp kapıdan içeri girdim ve onları vestiyere koyup kapıyı kapatan anneme döndüm. Muhabbetin devam edip etmeyeceğini merak ediyordum. Nasıl gördüğünü bilmiyordum. Durak evimizden uzaktaydı; yaklaşık on beş dakika yürüyordum, o da yeterince hızlıysam...

"Ders çalışmaya gittiğini sanıyordum," dedi, sesi ifadesizdi ama bakışları öfkeliydi. "Bir serseriyle gezdiğini bilmiyordum."

Omuzlarım düşerken "Öyle değil," diyebilmeyi başardım. "Ders de çalışıyorum, hem abimin haberi var. Bana o..."

BOY HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin