RÜZGÂR

75 20 0
                                    

The Chainsmokers - Sick Boy

5. Bölüm: Rüzgâr

Soğuk havanın insanları üşüttüğü gibi, insanların bakışlarının da beni üşüttüğü bir güne uyanmıştım.

Hayat yeniden akmaya başlamıştı ve ben öylece durup bekliyordum.

Neyi bekliyordum?

Bu konuda hiçbir fikrim yoktu.

Nerede ve nasıl olduğumun bir önemi de yoktu. İnsanların arasındayken veyahut odamda yalnızken bile hep böyle hissederdim. Gerçek dünyayla aramda bir cam vardı ve ben o camın arkasından yaşamımı izliyordum. O camı kıracak gücü bulabilir miyim bilmiyorum.

Zaten o güce sahipsin, diyordu içimdeki ses ama ona inanacak gücüm yoktu.

Ben kendi dünyamda, hislerden uzaktım ve o camların arkasında bile olsam kendime yetiyordum. Sanırım olgunlaşmanın ilk evresi buydu. Kendi kendine yetebilmek.

Belirsizlikler içinde boğulup giderken - bu belirsizliklerden birisi aklımı kaybedip kaybetmediğimle ilgiliydi - sadece düşünüyordum. Limonlu ılık suyum tepemdeydi ve ben çimlere uzanmıştım. Bahçedeki banklar boştu ama kimse benim yerde uzanmış bulutları izliyor olmama şaşırmıyordu veyahut kendi kendime konuşup gülünce kimse bana tuhaf tuhaf bakmıyordu.

Çünkü bir akıl hastanesindeydik.

İstediğim hareketi yapabiliyor ama yinede önyargıya maruz kalmıyordum.

Bunları düşünürken tepemde bir gölge belirdi, tanıdık bir gölge olduğu için rahatımı bozmadım. Her zamanki hasta bakıcı beni kontrol etmeye gelmişti.

"Ne var?" diye sordum meymenetsizce.

Tepemde dikilip bana dik dik bakamazdı.

"İlaçlarını içtiğinden emin olmak için geldim," dedi.

"İlaçları gizli gizli yemeklerime katmıyor muydunuz? Şimdi niye kontrol ediyorsun?" Bu kadını bazen paralamak istiyorum.

"Demek öğrendin. Bunun doğru olmadığının farkındayım ama öbür türlü ilaçları kusuyordun. Başka seçeneğimiz yoktu-" diye konuşurken yine sözünü kestim.

"Anladım."

Hasta bakıcıyla ilgili öğrendiğim bir şey varsa o da, cümlesinin yarıda kesilmesinden ve konuşmalarının dikkate alınmamasından nefret etmesiydi.

Ve onu sinirlendirmek tek eğlencemdi.

Bana ters bir bakış attı ve konuyu değiştirdi. Gerçekten çok sabırlıydı.

"Seni biriyle tanıştırmak istiyorum, Irmak. Başka bir hastayla," dedi.

"Neden?"

"Çünkü fazla yalnızsın ve bu normal değil, senin için endişeleniyorum,"

"Buna hiç gerek yok," dedim. Esnerken ağzımı kapattım.

"Fikrini sormadım," ve daha sonra ekledi.

"Bak o da buraya geliyor, kalk hadi."

İsteksizce gözlerimi açtım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Yavaşça doğrulduğumda bize doğru gelen bir kız gördüm. Orta boylu, esmer ve kısa saçlıydı. Benimle yaşıt gibi duruyordu. Simsiyah saçları boynuna dökülüyordu ve teni beyazdı. Ruh gibi.

MEZAR VE ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin