5. Bölüm ~Baba~

3K 167 389
                                    

" H-hary?"

Bu isim tarafından anılmak ilk kez onu rahatsız etmemişti. Sözcükler boğazında düğümlenmiş, bir türlü dışarı çıkamıyordu. Belkide bunu hayatı boyunca kimseye söyleyemeyeceğini sanıyordu.

" Benim baba.."

O kadar da zor olmamıştı..

Bu tek sozcük James i hayata döndürdü. En sonunda gözlerini ondan ayırmayı başarıp tıpkı kendisi gibi göz yaşları içinde onu izleyen iki en iyi dostuna baktı.

" A-ama bu imkansız... Neler oluyor?"

" Hayat mucizelerle dolu Çatalak." dedi Sirius. " Dumbledore haklıydı, o gece onun bedenini hiç bulmadık. Hiçbirimiz sorgulamadı. Harry yaşıyor James.. Oğlun yaşıyor."

Hâlâ başı dönmekte olan James bunun bir rüya olduğuna kendini inandırmaya çalışıyordu. " ..B-bu..Nasıl?"

Remus " Harry i bizden koparan kim bilmiyoruz ama onu bulacağız James. O gece ne olduysa bunu öğreneceksin, sana söz veriyoruz." dedi. Hafifçe burnunu çekti.

Harry, şaşkınlıkla bakan, tıpatıp ona benzeyen adamın gözlerinin üzerinden ayırmayışını merakla izliyordu. Her hücresi öne doğru atılıp ona sarılmak istiyordu. O babasıydı. Hem de koruyucu değil, öz babasıydı. Ama bunu yapmaması gerektiğini biliyordu. Her an kendisine doğrultulmak için hazırda tutulan bir asanın var olduğunu biliyordu.
Ve beklediği gibi de oldu. James hızla yerinden kalktı. Neyseki buna hazırlıklıydı. O, kollarını yukarı kaldırırken birkaç adım geriledi.

Hiçbir şey.

Elinde ne bir asa, ne de onu tehdit edebileceği hiçbir âlet yoktu. Harry sadece iki güçlü kol tarafından sıkıca sarmalandığını hissetti. O kadar şok içindeydi ki kıpırdayamadı.

" Yaşıyorsun.. Buna inanamıyorum gerçekten yaşıyorsun... Oğlum yaşıyor."

Harry sonunda kendinde o gücü bulup kollarını ona sardı. Göz yaşlarına engel olamıyordu. Hissettiği duyguları tarif edebilmesi imkansızdı.
Ne kadar zaman öyle kaldıklarını bilmiyordu, umrunda da değildi.

James geri çekilip oğlunun yüzünü avuçladı. Gerçekten fiziksel olarak orada olduğundan emin olmalıydı. Eğer her zamanki gördüğü rüyalardan biriyse uyanmak istemiyordu. Alnındaki saçları düzeltti. Artık gülümsüyordu, akıttıkları sevinç göz yaşlarıydı.

" N-nasıl anladın? Ben olduğumu nereden biliyorsun?" dedi Harry, sesi çatlamıştı.

James 'in yüzüne genişçe bir gülümseme yayılırken birkaç damla daha yanağından süzüldü. " Oğlumu nerede görsem tanırım. Sen osun, bunu hissediyorum. " ellerini gözlerine koydu. " Gözlerin tıpkı anneninkiler gibi. Onun...Tanrım Buna inanamıyorum. Sanki Lily i görüyormuşum gibi..."

Harry kalbinde bir ağrı hissetti.
" Ben..Ben çok üzgünüm. Asla benim yüzünden ölmesini istemedim."

" Hayır, bunu söyleme." dedi James hızlıca. " Annen senin yüzünden ölmedi, onun katili belli. Annen seni korudu, onun sayesinde buradasın." yeniden ona sarıldı. " Nasıl oldu bu? Nasıl hayatta kaldın, neredeydin bunca zaman? Seni benden ayıran kim?"

Harry nin hiçbir soruya verebileceği bir cevabı yoktu.

" Bildiğimiz ne varsa anlatacağız Çatalak. Ama önce buradan ayrılmayı beklemek zorundasın." dedi Remus.

Sirius " Ve bir de şunu halletmeliyiz."

Odanın bir köşesinde şaşkınlıkla olan biteni izlemekte olan hemşire, Sirius un kendine doğru işaret ettiğini görünce irkildi. Hızlıca kapıdan dışarı çıkmaya çalıştı fakat Remus ondan önce davranıp önünü kesti.

WIZARD? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin