"Selam ben Yağmur"
"Selam ben de Onur "
"Buraya ne zaman taşındınız. Sabah seni evden çıkarken gördüm. Yan dairemizde oturuyorsun"
"15 gün falan önce"
"Iyi"
"Iyi"
Tırnaklarını fark ettim. Bir elindeki tirnaklar uzun diğer elindekiler kısaydı.
"Gitar mı çalıyorsun?"
"Evet"
"Ne zamandan beri"
"2-3 sene oldu"
Bende gitar çalıyordum. Tırnaklarımı oda fark etmiş olucak ki sordu.
"Sende mi gitar çalıyorsun?"
"Evet"
"Ne zamandan beri"
"7 seneden beri"
"Oha mükemmel"
"Öyle"
Gözlerinin içinde kayboldum bir süre. Oysa kahverengiydiler.
Benimkiler de öyleydi. Neydi ki bu kadar uzun süre bakmama sebep olan, kaybolmama sebep olan. Sesiyle kendime geldim."Hem yan yanaymış evlerimiz. Bir ara beraber çalarız."
"Olur. Ne zaman istersen."
Konuşurken zil çaldı. Sınıftakiler ne kadar mal olduklarını tekrar belli ettiler. Hepsini koy hayvanat bahçesine gram sırıtmazlar amk.
"Ben kantine gidiyorum birşey istiyor musun?"
"Seninle gelicem bu mallara biraz daha katlanamam" dedim.
Güldü. Ama öyle bi güldü ki.
Anladım ki kimse öyle güzel gülmemişti. Kimsenin gülememesi gerekiyordu bundan sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
güzel bir gün ölmek için
ChickLitKahramanlar gerçek. Hikaye ise asla yaşanamayacak bir hayal. Çünkü Onur öldü... Ve Yağmur arkasından sadece ağlayabildi... Tabi hikaye böyle değil... Onlar rüyalarda birleştiler. Yağmurun rüyalarında artık birlikteler...