Yine eskisi gibiydik. Öylede olması gerekiyordu. Biz çok iyi arkadaştık. Ve bunu bozmayacaktım birdaha. Çok pişman oldum ona söyledikten sonra.
Onun bana kanka diye seslenmesini dâhi özlemişim. Onu en azından görebiliyordum. Onunla gülebiliyordum. Onunla cok iyi anlaşıyorduk.
Bi pazartesi sabahına uyandım. Diğer günler en azından çokta şey yapmıyordum ama pazartesi mi...
En nefret ettiğim gündü. Tek katlanılabilir yanı Onur'un yanında oturmaktı.
"Günaydın."
"Günaydın."
Gülümsedim. Zaten onunla konuşurken sürekli gülümsüyordum. Bu elimde değildi.
"Gidelim mi?"
"Yok burda duralım biraz aq"
Güldü. Onun gülüşünün sesine dâhi aşıktım.
"Tamam hadi gidelim."
Yürümeye başladık. Zaten 1 dakikaydı ev ve okul arası. O yüzden rahattık.
Okula gittiğimiz de ders zili çalışmıştı bile. Hem bu kadar yakın evimiz ama geç kalıyoruz. Çünkü yakın diye 10 dakika önce kalkıyoruz.
Ders başlamıştı. 2 dakika sonra ise uykuya teslim olmuştum. Son sınavlar bitmişti. Zaten hoca da birşey anlatmıyordu. Bende kulaklığımı takıp uyuyordum.
Birisi beni dürttü hafifçe. Başımı kaldırdım. Onur uyandırmıştı.
"Noldu?"
"Okul bitti."
"Oha o kadar uyudum mu?"
Kahkaha atmaya başladı.
"Okul bitti ve ben seni 1 saat sonra kaldırdım. Umarım kapılar kapanmamıştır."
"Lan kapanmışsa ne bok yicez. Onur naptın ya."
"Napayım uyanmadın. Bende gece uyumamışsındır diye düşündüm, kaldırmadım."
Kapıya doğru yürüdük. Kapılar kapanmamıştı.
"Kapanmamış."
"İyi ki."
Eve gittik. Eve gider gitmez tekrar uyudum. Ne kadar uyursam uyuyayım yetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
güzel bir gün ölmek için
ChickLitKahramanlar gerçek. Hikaye ise asla yaşanamayacak bir hayal. Çünkü Onur öldü... Ve Yağmur arkasından sadece ağlayabildi... Tabi hikaye böyle değil... Onlar rüyalarda birleştiler. Yağmurun rüyalarında artık birlikteler...