KUMLARIN MUHAFIZI (Mumya Serisi)

KM●10 ⏳

Merhaba. Hala orada kimse var mı bilmiyorum. Ama sanırım ilk kitabın final vakti geldi de geçiyor bile. En azından severek yazdığım bir kitaptı ve yazdığım için asla pişman olmayacağım. O zaman devam kitabını yazıp sürece gidebiliriz. Kendinize iyi bakın. Ha, bir şey daha kitap İmhotep 'in hayatını ve imkansız bir aşkı konu aldığı için, Mumya filmine benzememesi açısından olay örgüsünde değişiklikler yapılacaktır.

Ve 7K olmuşuz. Kitabımız yükselmeye devam ediyor.

Yeni maceralarda görüşmek üzere.

Düzenlendi.

#Ed Sheeran- Happier

"Ölümsüz bir aşkın küllerinden kendimizi yeniden inşa edeceğimiz güne kadar... Seninle kalacağım."

Bir hafta boyunca yaptığım araştırmalar sona ermek üzereydi. Savaş, biraz ara vermemi ve kendime vakit ayırmamı söylesede onu dinlemedim. O, kitapla ilgili her şeyi bulmalıydım. Geçmişi, gerekirse tırnaklarımla eşemeli ve her deliğe sızan bir fare gibi olmalıydım. Okulu zorlu bir süreçten geçeceğim için bir yıllığına dondurdum ve yine bir yıl önce başlayan kâbuslarımın derinine indim. Benim için böylesine ürkütücü ve karanlık bir olayın peşinden gitmek oldukça zordu.

Eskiden olsa sonunda dayanamaz ve kendimi idam sehpasında bulurdum. O zamandan tek farkı, evet, yine idam sehpasındayım ama bu sefer sandalyemin çekilmesini değil; o sehpadan indirilmeyi umuyordum. Savaş'a alışma süreci biraz zorlu geçti ama sonunda onun iyi bir çocuk olduğunu anladım.

Her gün evime geliyor, bana araştırmalarım da yardımcı oluyor ve Latincesiyle birçok papirüs metnini çözmemi sağlıyordu. Ben de parçaları birleştiriyordum. Sonunda sayfalar dolusu dosya elde edildi. İçinde rahibin yaşadığı döneme dair her şey yazılıydı ve ayinlerde sık sık okunan dirilme büyülerini de eklemiştim.

Birçok bilgi edinmiştim. Özellikle de İmhotep ile ilgili. İsminin anlamı "Barış içinde gelen" demekti. Firavun Djoser zamanında onun vezirliğini yapmış ve 3. Zoser zamanında da baş vezir olmuştu. Mısırlı insanlar ona tapıyordu. İşin ilginç yanı bir de karısı vardı. Rahiplerin evlenemeyeceğini düşünürdüm ama o kuralları yıkmıştı.

Eski mısırda tıbbın iki sembolü vardı: Yılan ve İmhotep. Ayrıca adı günümüze gelmiş ilk doktordu. Başarılıydı. O kadar başarılıydı ki insanlar ona tapıyordu. 1926 yılında da bir efsane olmadığı kesinleşmiş ve Sakkara piramidin de ona ait kalıntılar bulunmuştu ama İmhotep yoktu.

Sanki yer yarılmışta yerin dibine girmişti.

Ve bunun gibi bir çok şey. Bir keresinde Savaş'a gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Sakkara piramidine gitmeli ve İmhotep'i aramalıydım ama Savaş bunun için biraz zamana ihtiyacım olduğunu söyledi. Ben de heyecanım ne kadar büyük olursa olsun bu teklifini kabul ettim. Bilgisayar başında geçirdiğim onlarca saat boşuna değildi. O rüyaları gördüğümden bu yana elimde ilk kez derlenmiş bilgiler vardı ve geçmişe geri gittiğim de bunların hepsi işime yarayacaktı.

Tuhaf olan başka bir şey daha vardı. Onu artık görmüyor olmam... Üzerinden uzun zaman geçmişti. Uyurken rüya görmezdim ama kısa bir dalgınlık halinde zaman üzerimi örter ve bedenimi buradan alıp kısa bir yolculuğa çıkartırdı. Hepsinin sonu da korku ve acı ile bitiyordu.

Önümdeki yığınla dosyayı incelemeyi bırakıp sandalyemi ayaklarımla geriye ittiğimde sandalye zeminin üzerinde gıcırdayarak kaydı. Yorgunluktan ağrıyan kollarımı omzumun gerisine doğru kırıp gevşemeye çalıştım. Bir elimi boynuma attım ve sağa sola oynattım. Hem belim hem de boynum iyi durumda değildi. O kadar araştırmaya can dayanmazdı tabii. Düşünceler zihnimin kıvrımlarındaki zindanlarda belirginleşti ve yine kafamı meşgul etmeye başladı. Zaman, en acımasız silahını bana doğrultu. Bir ilahi ya da korkunç bir ağıt karanlığın içinden kulaklarıma aktı ve odadaki görüntü kararıp geri geldi.