Merhaba canlar. Kusura bakmayın ara biraz fazla oldu ama iş görüşmesine gittim 2 hafta denediler derken tüm enerjimi oraya yoğunlaştırmıştım. Ama sizi ve Sapphoyu özledim hemen geleyim dedim. Umarım beklediğinize değer canlar :))
~~~
Eunan'ı odada bulamayan Sappho daha da sinirlenmişti. Ya kocası uçabiliyordu ya da buradan bir şekilde çıkmış olmalıydı.
Oda dışarıdan baktığında bu kadar büyük görünmüyordu. Ama içindeyken baktığında kendi odasından daha büyük olduğunu farketti. Etrafı incelemeye başladı.
Tek kişilik bir yatak kapının yan tarafına konulmuştu. Üzerinde klanın renklerinde bir kilt duruyordu. Hava aşırı soğuk olmamasına rağmen şömine yanıyordu. Şöminenin üzerinde kabzasında yakutlar bulunan bir kılıç vardı. Sappho kılıca uzanmaya çalıştığında boyunun yetersiz olduğunu anladı.
Oda çok genişti ve odanın çoğunluğunu kitaplar kaplıyordu. Üste üste yığılmış birçok kitap doluydu oda. Kitaplardan birkaçını eline aldı. Hepsi farklı konular üzerineydi. Sappho bulunduğu zamanda okumayı bilen biriyle karşılaşmanın şokunu yaşıyordu.
Ama kızgınlığı şaşkınlığına baskın gelmişti. Kitapları yatağın üzerine bırakıp pencereye yaklaştı. Gördükleri karşısında kalakalmıştı. Sanki bütün güzellikler ayaklarının altına serilmişti. Pencere klan askerlerinin talim alanının tam üzerindeydi. Onları rahatlıkla görebiliyordu. Evleri, ilerisindeki ormanı, arkalarındaki dağları, nehrin suyunun parlaklığı, bulutların elini uzatsa tutabilecekmiş gibi yakınlığı...
Sappho Eunan'ın neden bu odayı seçtiğini anlamıştı. Dünyanın tepesindeydi burada. Ve her yeri izleyebiliyordu.
Eteklerini toplayıp merdivenleri inmeye başladığında her indiği merdivenle siniri katlanarak artıyordu. Kendi kendine söylenmeye de başlamıştı. Yanından geçtiği insanlar onun hakkındaki söylentilere daha da inanmışlardı. O deli Aline McEaven'dı.
"Seni bir bulayım...bir bulayım o saçlarını kökünden keseceğim korkak herif. Sen dur. Benimle böyle alay etmek neymiş göstereceğim sana. Güçlerim yok belki ama inan başka şeylerde biliyorum."
Kaleden dışarı çıktığında ona yardımcı olabilecek tek kişinin yanına doğru gitmeye başladı. Dougal onu gördüğünde hiç tepki vermemişti. Aksine onu bekliyordu sanki.
"Leydim onu bulamadınız sanırım."
"O herifi bir elime geçirirsem...yani ona yaptığının yanlışlığını söyleyeceğim. Şimdi onu nerede bulacağımı söyle."
"Odasında..."
"Ben aptal değilim. Oradaydı ama şimdi yok. Kitaplarının arasına bile baktım. Şimdi..."
"Odasında değilse ormandadır diyecektim."
"Tamam. "
Sappho eteklerini toplayıp birkaç adım atmıştı ki durdu. Arkasını dönüp Dougal'a yaklaştı. Sadece onun duyabileceği bir sesle konuşmaya özen gösteriyordu.
"Bana bacakları olan bir kıyafet bulabilir misin?"
"Leydim..."
"Bu aptal eteklerle lordunun peşinde koşamıyorum. Avantajlı olan o. "
"Bu ilginç olacak leydim."
"Bulabilir misin bulamaz mısın?"
"Bulacağıma hiç şüpheniz olmasın. Ama zaman alabilir. Bu süre içinde avınızı kaçırabilirsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI DÜŞLER (TILSIM SERİSİ 3) (TAMAMLANDI)
Aktuelle LiteraturSappho kendisine verilen görevleri yerine getirip evine dönmek istiyordu. Birden kendisini eski zamanda İskoçya da bulur. Artık o Eunan Wylie Hewcamden'in müstakbel karısı Aline McEaven'dır.