Ben geldim ballar. Şehir dışındyaım be netim yok ama net bulduum ilk anda yüklüyorum. İyi okumalar canlar....
2. Bölüm
"Gelin Bayan Aline. Kocanız sizi bekliyor..."
"Bayan Aline kadar taş düşsün başına."
"Anlamadım..."
"Beni yalnız bırakır mısın biraz?"
"Ama burası tehlikeli..."
"İki dakika fazla değil."
İri yarı adam uzaklaştığında Sappho adının Aline olduğunu öğrendiği kızın olduğu yere baktı. Hiçbir şey kalmamıştı geriye. Ona ait tüm parçalar silinmişti. Ve şimdi kendisi onun yerine geçmişti. Demek Tricia ve Monica'ya da böyle olmuştu.Kendisinin bile bilmediği eksik parçalar tamamlanmaya başlamıştı. Etrafına iyice bakınıp yalnız olduğuna emin olduktan sonra sırtını bir ağaca dayadı. Islak ağacın varlığı ona güç veriyordu.
Ellerini birleştirip öne doğru uzattı.Avuç içlerini gökyüzüne doğru açtı. Başının yukarısına doğru kaldırdı.Gözlerini kapattı. Doğduğundan beri aklına kazınmış bir dua mırıldanmaya başladı. Gözlerini açtığında hiçbir şeyin değişmediğini gördü. Bütün güçleri elinden alınmıştı. Bu da yetmemiş gibi kendisini bir korku filminin içinde bulmuştu adeta.
"Bayan Aline..."
"Geliyorum be adam!"
Sappho sinirle ayaklarını yere vura vura kendisini bekleyen iri yarı adamın yanından geçti. Kızıla çalan saçları örgü yapılmıştı ve bel hizasındaydı. Sakalları yüzünü tamamen kaplıyordu. Yüzündeki sert ifadeden kendisini tasdik etmediğini anlayabiliyordu. Sappho da onun kendisini onaylamasını istemiyordu zaten.
Kolları ve bacakları tuhaf haldeki cesetlerin arasından geçerken midesinin bulandığını hissediyordu. Ama bu durumda kusamazdı. Aline kimdi bilmiyordu ama neler olduğunu öğrenmeden hiçbir şey yapmamaya karar vermişti. Kim olduğunu bilseydi bile zayıflıklarını göstermemesi gerektiğini biliyordu.
İndiği arabaya yeniden binmeye çalıştığında sakallı adam önüne geçti. Sappho yüzüne bakıp konuşmayan bu adama anlamsızca bakıyordu.
"Çekil önümden kocabaş."
"Bayan ..."
"Başım ağrıdı gerçekten. Gidelim dedin ama binmeme izin vermiyorsun. Yürüyecek halde değilim."
"Araba fazla dikkat çekici. Lütfen ata binin."
"At olmaz."
"Neden?"
"Olmaz işte. Bu etekle mümkün değil."
"Eteği çıkarın."
"Hayatta olmaz."
"O ata bineceksiniz bayan. Aksi halde kocanız beni öldürür."
"Eteğimi çıkarırsam da öldürür."
"En azından sizi sağ salim götürmüş olurum."
"Bilmiyorum."
"Anlamadım..."
"At binmeyi, at sürmeyi bilmiyorum. Hatta atı bile zor tanırım. O derece habersizim."
"Bayan ben sizi ona götürmekle görevliyim. Gerekirse sırtımda götürürüm ama sizi Eunan'a götüreceğim."
"Beni almaya niye kendisi gelmedi bu kadar önemliyse?"
Sanki yasaklı bir soru sormuştu. Eunan denen adamın askerleri donakalmıştı. Ne diyeceklerini bilemeden birbirlerine bakıyorlardı sadece. Sappho yanlış bir yerden girmişti belli ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI DÜŞLER (TILSIM SERİSİ 3) (TAMAMLANDI)
قصص عامةSappho kendisine verilen görevleri yerine getirip evine dönmek istiyordu. Birden kendisini eski zamanda İskoçya da bulur. Artık o Eunan Wylie Hewcamden'in müstakbel karısı Aline McEaven'dır.