VIII. kaybettim sandım."hoseok, daha kaç kere söyleyeceğim. uzak dur kedimden."
"siktir lan ordan, nerden senin kedin oluyormuş?"
"görmedin mi benimle nasıl konuştuğunu?"
"evet jimin, senden nefret ettiğini söyledi."
"olsun yine de konuştu."hoseok ve jimin kantinin her zamanki yerine yayılmışlardı. hoseok yoongi'nin partideki o hâlini gördükten sonra bir gün bile aklından çıkaramamıştı çocuğu. gözleri hep onu arıyor, her fırsatta diyaloga girmeye çalışıyordu yani özetle, kedi çocuğu jimin'e bırakmaya niyeti yoktu.
fakat jimin de zorlu bir rakipti. aynı grupta olmalarına rağmen böyle çekişmelere umursamadan girerlerdi.
şimdi yoongi üzerindeki basketbol forması ve alnından akan teri ile kantine girdiğinde iki herif de ağzındaki suya hakim olmaya çalışıyordu.
"jimin, hayır. önce ben gördüm. bu sefer benim konuşma sıram, duydun mu?"
jimin'in kulakları uğulduyordu sanki, tek bir odağı vardı o da alnından terler süzülen sarışın yoongi'ydi. bir hızla olduğu yerden kalktı ve yoongi'nin dibinde buldu kendini.
"yoongi..." yoongi boş gözlerle jimin'e bakıyordu. "ne oldu?"
"n'aber güzelim."
"siktir git jimin." göz devirip yanından ilerlemeye başladı çocuk. jimin yoongi'nin kolundan sıkıca kavradı ve kendine çekti. göğüsleri birbirine çarpmıştı iki herifin.
bu aralar fazla yakınlaşmışlardı tensel olarak. bu durum yoongi'nin düşüncelerini karmakarışık hâle getirmişti bir anda.
çalışması gerekiyordu, bunlara ayıracak vakti yoktu. gece gündüz demeden evi ve kitapları için para kazanmalıydı. bunu sürekli içinden tekrar edip kendini aşk mevzularından sıyırmaya çalışıyordu.
şimdi ise yine kendini jimin'in kollarında bulmuştu. ne yapsa nafileydi.
"yapma. ne kadar daha kaçacaksın benden?"
"sikeyim..." yutkundu yoongi. "insanların içinde bana dokunmaya kalkma bir daha, park yavşak jimin." sertçe itti jimin'i. ardından ilerlemeye başladı.
soyunma odasına doğru gidiyordu adımları. jimin de arkasından ilerledi. basketbol sahasını geçip soyunma odasına geldiklerinde etrafta sessizlik hâkimdi.
kapıyı ardından kapattı jimin. yoongi irkilerek döndü. karşısında elleri cebinde gülerek duran siyah saçlı serseriyi gördü. adımları sarı saçlı olanın dibini bulduğunda gözlerini de kedisinin gözlerine çevirdi.
"insanların içinde sana dokunmamı istememiştin... burada kimse yok."
jimin'in avucu yoongi'nin beline kaydı. parmakları ince beli okşamaya başladığında, kedi çocuğun yanakları da kızarmaya başlamıştı. gözlerini başka yere çevirdi.
"yoongi..." jimin sarı saçlı çocuğun kulağına eğildi. "hoşuna gidiyorum, değil mi?" burnunu çocuğun pembeleşmiş kulağına sürttü nefes vererek.
"o kadar iyi biliyorum ki."
yoongi'nin eli jimin'in omuzuna yerleşti ve baş parmağı olduğu yeri okşarken, başını salladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐝𝐨𝐧'𝐭 𝐭𝐚𝐤𝐞 𝐨𝐟𝐟 𝐲𝐨𝐮𝐫 𝐠𝐥𝐚𝐬𝐬𝐞𝐬. ╱ 𝐤𝐨𝐨𝐤𝐯.
Фанфик"sana gözlüğünü çıkartma demiştim." (düzenliyorum.)