IV. evime giriyorum.jungkook, dolabında saklanarak bitirdiği bir geceyi daha geride bırakmıştı. babası, her gece alkolle kafasını bulandırıp çocuğuna sataşıyor, onu pataklıyor, hatta bazı zamanlar orantısız güç kullandığından hastanelik duruma getiriyordu.
jungkook'un annesi, babasını başka bir adam için terk ettikten sonra çocuk babası ile kalakalmıştı. kadın onu sürekli çağırmasına rağmen, annesini başka bir adamla görmek ve yeni evinde sığıntı gibi kalmak istemediğinden onu kesin bir dille reddediyordu. jungkook dolaptan çıkıp odasının kilitli kapısını açtı ve dışarı baktı. muhtemelen babası sızmıştı.
dün gece yediği yumruk sebebiyle şiş olan dudağına dokundu. keskin acıyla irkilmişti. aynaya doğru adımlayıp saatlerdir yemek yememiş ve su içmemiş bedenine, ardından yüzüne baktı. titriyordu. ağlamamak için ısırdığı dudağı yara olmuştu, yine. dudakları sürekli yaralıydı ve yüzünü ne kadar korumaya çalışsa da babasının tokat ve kemerinden sırtı nasipleniyordu.
yavaşça arkasını dönerken aynaya bakmaya devam ediyordu. sırtını kapatan ince tişörtü yukarı doğru çektiğinde şişmiş ve önceki dayaklardan kabuk bağlamış sırtındaki yaraları izledi öylece. artık sabrı kalmamıştı. acınacak hâldeki bedeninden yüzünü çevirip bavuluna adımlarken içinde büyüttüğü nefreti bir kenara bırakmaya çalışıyordu. annesinin yanına taşınacaktı. aynı şehirde, farklı bir semte.
-
"iyice d-düşündüm yoongi, artık buna devam edemem." elindeki bavulu sürüklerken yanında yürüyen çocuğa söylüyordu jungkook. "şimdi annemi arayacağım, o evde istenmemek bu evde gördüğüm işkenceden iyidir." yoongi başıyla onaylarken, yeşil yolda sıralanmış banklardan birine oturdular.
yoongi, tırnaklarının kenarlarını kemirirken, bunu gören jungkook eline vurmuştu. "yapma şunu yeter." yoongi göz devirip parmaklarını birbirine geçirirken mırıldandı. "stres altındayım, niye anlamıyorsun."
jungkook onaylamaz sesler çıkarırken annesine ulaşmak için cebindeki telefonu eline almıştı. ekranında duran oyun bildirimlerini sola kaydırırken, son kalan bildirimle gözleri açılmış, yoongi'nin de baktığı ekranı refleks olarak göğsüne kapatmıştı. yutkunurken kocaman gözlerini yoongi'nin kedi gözlerine dikmiş ve titrek bir nefes bırakmıştı.
"siktiğimin taehyung'u ile mi flörtleşiyorsun?"
yoongi ağzı açık şekilde jungkook'un yüzüne bakarken sinirle çenesini kasmış ve çocuğun göğsündeki telefonu zorla çekip almıştı. jungkook kendini paralarken yoongi elinde tuttuğu telefondan başını kaldırıp öyle bir bakış atmıştı ki jungkook şimdi cehenneme gidiyorum diye düşündü. sonuç olarak, yoongi, mesajlar kutusuna girmişti.
⇨ kimden: SAKIN AÇMA. 👽
✉ mesaj:
daha önce seninki gibi bir kalça görmemiştim, jeon jungkook. sanırım, ona gömülmek istiyorum.⇨ kimden: SAKIN AÇMA. 👽
✉ mesaj:
bana bir şey söyle, jungkook."y-yoongi... sorun değil."
yoongi elini kaldırıp parmaklarını jungkook'un ağzına kapattı. "bu herifin seninle böyle konuşmasına nasıl izin verdin jungkook?" gözlerini telefondan çekip jungkook'un yüzüne çevirdi. şu an çocuğun gözlüklerindeki parmak izlerini görmezden gelmeye çabalıyordu. jungkook yoongi'nin parmaklarına küçük bir öpücük bıraktı. yoongi hemen elini çekmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐝𝐨𝐧'𝐭 𝐭𝐚𝐤𝐞 𝐨𝐟𝐟 𝐲𝐨𝐮𝐫 𝐠𝐥𝐚𝐬𝐬𝐞𝐬. ╱ 𝐤𝐨𝐨𝐤𝐯.
أدب الهواة"sana gözlüğünü çıkartma demiştim." (düzenliyorum.)