2.3

2.1K 150 12
                                    

Biz öpüşmeye devam ederken altımda bir ıslaklık hissettim. Ama bu baya büyük bir ıslaklıktı. Oğuzdan ayrılıp ona baktım. Ne oldu der gibi o da bana bakmıştı.

"Cidden beni domateslerin üzerine oturttuğunu söyleme." dedim gülerek. Eğer bu gerçekten doğruysa kahkahayı koparırdım.

"Bilmiyorum sence?" dedi ve beni kucağına aldı. Dönüp baktığımızda cidden domateslerin ezilmiş olduğunu gördük. Kahkahayı basmıştım. Bu yaşadığımız en komik andı.

"Ahahahah Oğuz ahahahah cidden domateslerin ahahahah üstüne oturtmuşsun ahahahah!" dedim onun kucağından inerken.

"Ne bileyim kızım ya? Hem sen şimdi mi hissettin bunu?"

Sonunda gülmemi durdurup konuştum.

"Nasıl hissedeyim? Senin yüzünden üstümde battı."

"Öpüşürken öyle demiyordun ama?"

"Orayı karıştırma. Ben üstümü değiştirip geliyorum, sen de domatesleri temizle."

"Seninle gelmeyi tercih ederim."

"Oldu paşam. İstersen birlikte değiştirelim üstümüde ne dersin ha?"

"Çok güzel olur. Hadi gidelim."

"Oğuz saçmalama kal olduğun yerde domatesleri temizle ve makarna suyu koy."

"Aman be şaka da yapamıyoruz. İyi git değiştir üstünü sen ben yaparım yemeği." gülerek ona öpücük gönderdim ve mutfaktan çıktım.

~¿~

Oğuzla oturmuş televizyonun karşısına patlamış mısırımızıda almış şekilde film izliyorduk. Yemeğimizi çoktan yapmış ve yemiştik. Başımı Oğuzun omzuna koydum uykum gelmişti ve filmden de sıkılmıştım açıkçası klasik bir aşk hikayesiydi.

Sahne sevişme sahnesine gelmişti. Gözlerimi büyüttüm ve yediğim mısır boğazıma kaçmıştı. Öksürmeye başladım. Oğuz hızlı bir şekilde sehbanın üstünden kolamı bana uzattı. Pipeti yakalayıp içtim.

"İyi misin?"

Kafamı salladım. Gözlerimi tekrar televizyona çevirdiğimde işlerin ileri boyuta ulaştığını gördüm. Utanmıştım. Hızlı bir şekilde kumandayı alıp televizyonu kapattım.

"Ne oldu ya?"

"Hiiç sıkıldım. Dışarı çıkalım mı?"

"Bu saatte mi? Saat üçe geliyor."

"Olmuş mu o kadar ya?" Dönüp arkama saate baktığımda, saatin iki buçuğu geçtiğini gördüm. Tekrar önüme döndüğümde "Olmuş." diye mırıldandım.

"İstersen çıkabiliriz ama? Güzel bir yer biliyorum."

"Öyle mi neresiymiş orası?"

"Hadi kalk gidelim." elini uzattı. Uzattığı elini tuttum. Dış kapıya doğru ilerledik.

"Bu şekilde mi gideceğiz?"

"Evet ne varmış halimizde?"

"Eşofmanlıyız." üstümde gri eşofman takımı vardı. Aslında güzeldi ama ben rahat edemiyordum.

"Of Defne yürü." diyip beni çekiştirdi. Kapıda ayakkabılarımızı giydik ve sonunda dışarı çıkmıştık.

sınırı geçmediniz ama bölüm atıyorum :( 40 oy sınır final yaklaşıyor

ANONİM:DEFUZ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin