Havanın esintisi yüzümüzü yalayıp geçti. Hava çokta soğuk değildi buna seviniyordum. Soğuk olsaydı asla dışarı çıkmazdım. Ah bir de Oğuz olmasaydı.
"Nerege gidiyoruz Oğuz?"
"Bebeğim konuşmadan sadece beni izleyemez misin?"
"Ama merak ediyorum."
"Etmeye devam et o zaman."
Oflayarak onun beni sürüklemesine izin verdim.
~¿~
Sahil gibi bir yere gelmiştik. Ve Burası o kadar güzeldi ki! Deniz hırçın dalgalarını kıyıya vuruyordu. Büyük bir dairenin kenarlarında uzun tahtalar vardı tahtalara bağlanmış şekilde uzun tüller vardı. Rüzgarın etkisiyle onlarda uçuşuyordu. Ve etrafa çok güzel bir görüntü sunuyordu.
"Bunları sen mi yaptın?!" dedim heyecanlı bir şekilde.
"Hayır keşfettim." diyip gülümsedi.
"Ne zaman keşfettin? Bu arada kim yaptıysa çok güzel yapmış."
"Ayrıldığımız zaman. Evet bence de."
"Ah, peki ne yapacağız burada?"
"Bilmem dans ederiz tüllerin arasında."
Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı. Şarkı açmıştı, bana ellerini ver...
Telefonu yere koyup "Bana ellerini ver." dedi, gülümsedim. Hemen kolları arasına girdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dans etmeye başladık. Arkadan gelen o güzel şarkının eşliğinde.
"Yana yana kül olsam her an, yinede senden ayrılamam, yoluna adadım ömrümü ben sensiz olamam." dedi devam ettim.
"Yana yana kül olsam her an, yinede senden ayrılamam, bin yıl yaşasam yine sana doyamam."
Başımı omzuna yasladım ve kokusunu içime çektim. Şu an o kadar güzel ve özeldi ki benim için. Bu Oğuzla başbaşa ilk randevumuz sayılırdı. Ve bu hazırlıksız randevuya aşık olmuştum. Her şey o kadar güzel görünüyordu ki..
Oğuz ile salına salına dans ediyorduk. Bu andan hiç ayrılmak istemiyordum. Sonsuza kadar bu şarkıda ve bu ortamda Oğuz ile salına salına dans edebilirdim.
"Defne?"
"Hmm?"
"Seni seviyorum demek istedim sadece."
Omzuna yasladığım başımı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. O mavi gözleri şu anda bulundumuz yerdeki deniz gibiydi. O kadar güzeldiler.
Gözlerine bakmayı kesip dudaklarına baktım. Ellerimi kaldırıp yanaklarına yerleştirdim ve onu öptüm. Kısa bir öpüşmeden sonra ayrılıp alnımı alnına yasladım.
"Ben de seni seviyorum Oğuz."
Kocaman gülümsedi. Onun gülümsemesiyle ben de gülümsedim.
"Aşık olduğumu söylemiş miydim?"
Gülerek kafamı olumsuz anlamda salladım.
"O zaman söylüyorum. Aşık oldum! Bu yanımdaki kıza aşık oldum!" dedi bağırarak.
"Oğuz ne yapıyorsun?" dedim gülerek.
"Aşık olduğumu itiraf ediyorum sadece."
"O zaman ben de etsem mi?" dedim gözleri parladı. Ona bakmayı kesip önümdeki denize baktım.
"Ben de aşık oldum! Bu yanımdaki adama aşık oldum." dedim bütün gücümle. Oğuz bir anda beni kucaklayıp etrafında döndürmeye başladı. Boynuna sarılıp kahkahalar attım.
