Astoria titreyen elleriyle arabanın kapısını açıp ön koltuğa oturduğu anda gözleri dolmaya başladı. Kendini yeterince sıkmıştı ve artık göz yaşlarını tutamayacak kadar yorulmuştu. Oğlunun başına bir şey gelme ihtimali ile sarsılıyor, düzgün düşünemiyordu.
Şoför kapısı açıldığında Astoria kafasını eğdi göz yaşlarını silmeye çalıştı. Güçlü olmalıydı. Yoksa bir yol kat edemeyeceklerini biliyordu. Fakat Will kadının ellerinden tutup kendine çekip sarıldığında Astoria daha da şiddetli ağlamaya başladı. Titremeleri artmış, ağlarken hıçkırmaya başlamıştı. Ağlayıp içini dökmek belki rahatlatırdı onu. Will ise sevdiği kadının saçlarını okşayıp ona destek olmaya çalışıyordu.
"Onu bulacağım biliyorsun, değil mi?" diye sordu. Fakat Astoria cevap vermedi, onun yerine daha sıkı sarılmaya başladı genç adama. Will kadının saçını öpmeye başladığında arabanın camından, dışarı çıkan sarışın adamı görünce gözlerini kıstı. "O herifin dediği saçmalıklara mı inanıyorsun?"
Astoria iç çekti ve geri çekildi. Eliyle göz yaşlarını sildi. "Hayır, biliyorum onu bulacağız sadece Draco gerçekten çok zeki bir adam ve-
"O herif mi çok zeki? Bazen aptallaşıyorsun sevgilim." Ondan böyle bahsetmesi sinirini bozmuştu. Will kadının yanaklarını tutup göz yaşlarını sildi. "Elbette o orospu çocuğunun dediği şeyler doğru olmayacak. Öyle bir şeyin olmasına izin vermeyeceğim ve oğlumuzu bulacağım."
"Düzgün konuş Will! Ölü bir kadının arkasından-
"Tamam, tamam. Sadece sana o aptalın zeki olmadığını ve Scorpius'u bulacağımızı söylemeye çalışıyorum," dedikten sonra kadının ellerini tuttu ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurmak için eğildi. Fakat Astoria başını başka bir tarafa çevirip bunu engelledi. Will başını salladı ve önüne döndü. "Sadece sakin ol onu bulacağım."
"Nasıl?" diye sordu Astoria yan bakışlarla adama bakarken.
"Eminim ki Scorpius o kalabalıkta heyecanlandı ve etrafa koşuşturmaya başladı ve babası olacak o herifte onu aramak yerine saçma sapan teoriler üretmeye başladı," dedi ve derin bir nefes aldı. "Sadece sakin olmalıyız."
"Haklısın." Bu sefer dudaklarını birleştirmek isteyen taraf Astoria oldu. Kısa ve tutkulu bir öpücüğün ardından geri çekildi ve kemerini bağladı.
Will de kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırıp yavaş yavaş yola koyuldu. Yağmur daha da hızlanmıştı ve bu durumda hızlı gitmek onların yararına olmazdı.
Astoria hızlanan yağmura bakıp iç çekti. Aklına gelen sarışın adamla elini başına koydu ve gözlerini kapattı. Dediği şeyleri düşününce kızardı. "Öyle konuşmamalıydım," dedi bir anda. Daha çok kendi kendine der gibi bir havası vardı ama Will duymuştu.
"Ne?"
"Draco." Astoria her ne kadar göremese de Will'in gözlerini devirdiğine adı kadar emindi. "Çok üstüne gittim. Eminim şu an dediğim sözleri düşünüyordur. Kahretsin, neden öyle konuştum ki?"
"Boşver. Zaten hak etmişti," dediğinde genç kadın ona yan bir bakış attı. Alt dudağını dişledi ve düşündü bir süre.
"Bilemiyorum. Draco bu tür sözleri kafasına takmıştır, hele benden duyduysa-
"Tanrı aşkına Astoria, şu konuyu kapatabilir miyiz? Şu an bahsettiğin kişinin kim olduğunun farkında mısın?" diye bağırdı. Astoria derin bir nefes aldı. "Ben cevaplayayım, sorumsuz bir baba! Gelmiş bana karşı onu savunuyorsun. Cidden bazen aptallaşıyorsun."
Astoria hiçbir şey demedi ve kollarını göğüsünde birleştirip arabanın camına kafasına dayadı.
Will'in öfke problemleri olduğunu biliyordu, elbet. O yüzden daha sonra pişman olacağını bildiğinden böyle durumlarda sessiz kalıp daha sonra tartışmayı tercih ediyordu fakat genç adamın bu sefer söyledikleri onu düşündürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful light | dramione
FanfictionSanki her şey Scorpius'un kaçırılma gibi bir ihtimali yokmuş gibi planlanmıştı. Belki de diğer aileler bu yüzden bu oyunda kaybetmişlerdi? Çocuklarının kaçırılmadıklarını düşündükleri için. Aslına bakarsak çok mantıklıydı. Herkes ilk başta çocukları...