|Perdido|

322 34 73
                                    

«Böylesi ikimiz için de daha iyiymiş! Aptal! Aptal! Gerizekalı dengesiz! Ne diye böyle bir şey yaptım ki? Amacım neydi? Tam bir aptalım. Ona düzgünce korkularımı söyleseydim, doğru olanı yapmış olurdum. Doğru olanı!»

«Sakin ol Finn!»

Finn Wolfhard, sabah gözünü ilk açtığından beri bir şeylerin yanlış olduğunu anlamıştı.Her şey düzelir sanmıştı, ama olmuyordu işte.Pişman mıydı, evet. Fakat bu saatten sonra yapacağı ne vardı ki? Onu bu kadar kırmışken...Jack'in çok üzüldüğünü tahmin ediyordu ve bu kendisini daha çok vicdan azabına sokuyordu.Birinim hisleriyle oynamak hiç hoş bir şey değildi. Özellikle bu Jack gibi biriyse.
Tamam, bu olaylar olmadan önce Jack'e karşı böyle bir yaklaşımı yoktu ama onun yokluğunu şimdi anlıyordu.

«Sakin olamam.Olamıyorum.Ne yaptım ben?»

«Ne yaptıysan yaptın. Hata olabilir ama iş işten geçti.Topla kendini ve unut onu.»

«Unutayım mı?Bu haldeyken mi?Jack gibi birini hem de?»

«En azından dene.»

«Ben pisliğin tekiyim.»

Başını yastığına geri gömdü.Bu kadar kaba davrandığına kendi de kızıyordu.Attığı mesajlar hem çok saçma hem de küçük düşürücüydü.

«Toparla kendini. Tek söyleyeceğim bu.»

«Anlamıyorsun. Eğer kaybettiğin kişi Jack gibi biri ise... Yani, bir insanın olabileceği en iyi seviyedeyse...O zaman yokluğu çok kötü oluyor işte.»



___________
____
_

«Hoş geldin Jaeden.»

«Hoş buldum Bayan Grazer. Jack yukarıda mı?»

«Odasında.Bugün hiç çıkmadı.Kimseyle konuşmuyor.»

«Anlıyorum...»

Jaeden merdivenleri üçer üçer atladı. Jack'in başına ne geldiğini az çok tahmin ediyordu.Yukarı kata vardığında Jack'in odasının kapısının aralık olduğunu fark etti.Derin bir nefes alıp içeriye girdi.

Tahmin ettiği gibi Jack kapişonunu başına çekmiş, yatağın üstünde küçücük olmuş bir şekilde yatıyordu. Sırtı kapıya dönüktü.Jaeden sessizliğinden onun ağladığını fark etmişti.Çıt çıkarmadan yatıyordu öylece.

«Jack.»

«Anne, istemiyorum yemek-,Jaeden?»

«Söylemene gerek yok, anladım bile.»

Jaeden yavaş adımlarla yatağa ilerleyip oturdu.Jack gibi hayat dolu birini böyle görmek hiç hoşuna gitmemişti.

Elini Jack'in omzuna koydu ve onu kendine çekti. Gözleri kızarmıştı ve saçları dapdağınıktı.

«Gözlerin kıpkırmızı Jack.»

«Biliyorum, ama ne yapabilirim ki? Beni biliyor.»

«Anladı mı?»

«Evet, benden nefret ediyor.»

«Ne dedi sana?»


«Telefonumda.Yerde duruyor.»

Jaeden yavaşça eğilip telefonu yerden aldı.Finn'in gerçekten nasıl bir tepki verdiğini merak ediyordu.Aslında böyle olmasını hiç beklemiyordu.Finn her zaman nazik görünmüştü ona. Eğlenceli biriydi, anlayışlıydı.
Kaşlarını daha çok çattı. Eğer Finn gibi insanlar da kötü olabiliyorsa, Jack daha çok üzülecekti.
Aceleyle mesajları açıp sondan başladı okumaya.

Jack yan dönüp göz ucuyla tepkisine baktı.

«Bu... Bu çok saçma.»

«İlk başta ben de öyle demiştim. Ama sonra kendi kendime dedim,seni neden sevsin ki, salak?»

«Hayır Jack.Ondan değil.»

«Neyden ya?»

«Bu Finn olamaz. Yani... Bilmiyorum.Görünüşe bakılırsa o yazmış ama...»

«Bence bizzat o ve o yazdı.»

«Hayır Jack. Bu Finn olamaz.Bence biraz zaman geçsin, o zaman bakarız. Şimdi elini yüzünü yıkama vakti.»

Jazz the way you are «Fack»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin