Uyandığımda saatin 9:36'yı gösterdiğini gördüm. Okula çok geç kalmıştım bunun sebebi ise bütün gece, belki Kibrit mesaj atar diye telefonumun açık kalmasıydı. Şarj aletimi de alıp üstümü giyinip okula doğru yola çıktım. Saat 10:32'yi gösteriyorken teneffüs olmasına rağmen hızlı hızlı okul merdivenlerini çıkıyordum. İşte o sırada tam koridoru dönecekken biriyle çarpıştım, benden yaşca küçüktü, muhtemelen lise 1. Sınıf öğrencisi olmalıydı. Özür dileyip çocuğu yerden kaldırdıktan sonra yoluma daha yavaş adımlarla devam etme kararı aldım. Bütün bunlar olurken aklım telefonumdaydı. Bir an önce gidip telefonumu şarja takıp mesaj var mı diye kontrol etmek istiyordum. Sınıfa girdiğimde bir kaç arkadaşım dışında kimse olmadığını gördüm. Hemen sınıfın arka sıralarının olduğu yere yürüdüm ve şarj aletimi çantamdan çıkarıp prize taktım. Telefonumu şarja bırakıp açılmasını bekleyene kadar lavaboya gittim çünkü alelacele çıktığım için sabah gidememiştim. Döndüğümde telefonum az da olsa şarj olmuştu mesaj var mı diye baktığımda yine yüzüm düştü çünkü son görülmesi bana yazdığı saatti. O sırada teneffüs bitti ve hoca geldi, telefonu bırakıp derse adapte olmaya çalışsam da başaramadım ve kafamı masaya koyup uyumaya çalıştım.
Kollarımın uyuştuğunu hissediyordum. Hafiften hafiften kulağıma Melike'nin sesi geliyordu. "Azra öğle yemeği vakti, hadi kalk" bir kaç kere sendeleyip kafamı kaldırmayı başardım. Melike'nin "Ağladın mı sen?" Sorusuna 'ne alaka? Saçmalama' şeklinde el kol yapsam da ağlamıştım. Arka sıradan telefonumu almaya gittiğimde mesaj bildirim ışığının yanıp söndüğünü gördüm. Birden ağzım kulaklarıma kadar uzandı koşa koşa telefonuma gittim ve ekranını açtım. Evet beklediğim kişidendi mesaj.
“
Kibrit : Yazamadım özür dilerim (11:57)Kibrit : Telefonunun notlar kısmına bak (11:57)
Kibrit : uzun bir süre yokum nefesim (11:58)
Kibrit : ben yokken yaramazlık yapma (11:58)
Kibrit : Kalbim hep seninle olacak (11:58)
”Gözlerim dolmuştu ama ağlamadım, sakince telefonumun notlar kısmına girdim ve beni bir not karşıladı.
“İmkansızım'a;
Nefesim, daha sana gelememişken senden gitmek çok zor. Daha senin benim kim olduğumu bilmiyorken senden veda beklemek çok zor. Seni soru işaretleriyle ardımda bırakmak çok zor ama geri döneceğim. Söz veriyorum. Senin için yandığım her gece bir rüzgar olup es üzerime olur mu Azra? Ben imkansıza aşık oldum, sen imkansız oldun. Bilmiyorum benim hakkımda ne düşünüyorsun ya da bilmiyorum sevdiğin birisi var mı? Ama önemli değil sen mutlu olacaksan eğer ben başka biriyle olmana da razıyım. Çok önceden bir konuşmamızda "Sevgi ne demek bilmiyorum" demiştin. Ben de bilmiyorum ama ben sende bir ışık gördüm Azra. Bunun aşk olduğuna inanıyorum. Çünkü daha önce hissetmediğim bir şey bu. Sevgi neydi? Sevmek neydi? Beraber öğrenmek isterim Azra. Sen benim ya Azra'm olacaksın ya Azrail'im Azra. Kendine dikkat et. Senin için önemli miyim bilmiyorum ama benim için ağlama olur mu?”
Olduğum yere çöküp kalmıştım, daha tanımadığım bir insana bu denli aşık olmaktan mı yoksa onu kaybetmekten mi korkuyordum bilmiyorken korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım. Benim hakkımda her şeyi bilen birinin hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bu beni ürkütsede geri döneceğini bilmek beni az da olsa rahatlatıyordu. Melike'nin yanıma geldiğini, koluma girdiğinde farkettim. "Sana ne oldu Azra?" Cevapsız kaldığımı görünce "Öğleden sonra okula gelmiyoruz. Evde takılalım biraz, belki keyfin yerine gelir" diyerek kolumdan tutup çekiştire çekiştire kendi evlerine götürdü. Aysun Teyze beni o halde görünce çok endişelendi anneme haber vermek istedi ama zor da olsa ikna ettim ve haber vermedi. Melike televizyondan Netflix'i açıp beraber izlediğimiz Sherlock dizisini açtı ve mutfaktan abur cubur almaya gitti. Hiçbir şey düşünemiyordum, aklım kibritteydi.
Ama kibrit nerede? Nerdesin be kibrit? Nerdesin?-
Melike gibi bir arkadaşa ihtiyacım var :D
Bölüm hakkında tartışmak için buraya yazabilirsiniz.
Sonraki bölümde görüşmek üzere.
Öbtüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibrit | Yarı texting (TAMAMLANDI)
Teen FictionKibrit : Nefes alma sebebimsin. (02:42) #1. KİTAP#