flashback
"Küçük bir kedi gibisin Jennie." Lisa, Jennie'nin yanına oturup onun süt içişine gülerken Jennie dudak büzmüş ve ona bakmaya başlamıştı.
"Kediye benzetilmekten artık insan mıyım diye sorguluyorum."
"İnsan değilsin. İnsan olamayacak kadar iyi bir kalbin var." Lisa duygu katmaya çalıştığı bakışlarını Jennie'nin gözlerine sabitlediğinde onun elini tutmuştu. "Taehyung ve Jungkook'a dedikleri çok kötüydü."
Kimsenin şüphelenmeyeceği genç kız, Jennie ve Lisa'nın konuşmalarının nereye gideceğini bildiği için göz yaşlarını tutmaya çalıştı. Olacak şeyleri tahmin edebiliyordu.
"Ona neden kötü davranıyorlar Lisa? Jeongguk kötü biri değil." Jennie kafasını Lisa'nın boynuna gömdü ve ona sarıldı. "Jennie, onlar kötü insanlar."
"Özür dilerim Lisa." Genç kız kendi kendine fısıldadı ve onları izlediği çalının arkasından çıktı. "Bir şeyler yapmak ister misin Jennie?"
"Bilmiyorum. Taehyung'u görmek istiyorum."
"Şu anda bizimle konuşmak istemeyecektir. Sonra konuşuruz olur mu?" Jennie kafa salladı ve gömdüğü kafasını kaldırdı. Lisa'nın gözlerine bakmaya başladığında Lisa'nın gözlerinde ilk defa duygu görmüştü.
Lalisa Manoban, duygusuzluğunu Jennie Kim ile yenecekti.
"Seni seviyorum Lisa. Sen tek iyi kişisin."
"Ben de seni seviyorum Jennie. Sen iyi birisin. Hepimizin aksine, sen tek iyisin." Jennie gülümsediğinde Lisa'nın bakışları onun dudaklarına inmişti.
Sarı saçlı kız sadece kahverengi saçlının dudaklarına bakarken, kahverengi saçlı kızın da bakışları sarı saçlınınkine inmişti. Hafif aralık dudaklarını birleştirdiğinde sarı saçlı da bunu beklediği belli olan bir şekilde hemen karşılık verdi. Birbirlerine itiraf etmeseler bile ilk kez sevgilerini paylaşmışlardı.
flashback end
Tarih: 28.10.2018
Saat: 09.04
Yer: Son Seungwan'ın evi
Seungwan kahvesinden bir yudum dağa içti ve kupayı kenara koydu. Boşlukta gibi hissediyordu, sanki yapacak hiçbir şeyi yoktu.
Şu anda kapıdan giren kişinin kendisini öldürmesine izin verirdi.
Sadece bekledi. Sıranın kendisinde olduğunu hissedebiliyordu. Saatin tam olmasını bekledi. Kapı çaldığında ayağa kalktı ve kapıyı açtı.
Karşısındaki gözleri dolu kıza gözleri dolu bir şekilde bakmaya başladığında birbirlerine gülümsediler. "Bunu hak ettim değil mi?" Genç kızın bir cevabı yoktu. Seungwan'ın kırmızı saçlarına baktı ve konuştu. "Sooyoung'ın saçlarını kırmızıya senin için boyattığını biliyor muydun?"
Seungwan olumsuz anlamda kafa salladı. Sooyoung için bir şey ifade etmediğini sanıyordu. "Hayır, o yaptığı şeyin bir hata olduğunu anladı. Seni sevmek istiyordu."
"Hepimiz hata yaptık."
"Onu öldürdünüz." Kız saçlarını önünden çekti ve Seungwan'a yaklaştı. "Zorlama olmuş gibi göstermek istemiyorsan,"
"Hayır."
Birkaç dakika sonra ise her şey polisin bulması için hazırdı. Kim'lerden birisi onu öldürmüştü.
Ve bundan dolayı vicdanı sızlamıyordu, çünkü o bunun olacağını biliyordu.
-----------------------------------
Tarih: 25.10.2018
Saat: 09.58
Yer: Morg
Bakılacak bir şey yoktu belki de. Diğer cesetler ile aynıydı. Çünkü yaptığı her şey katilin imzasıydı. Bu bir taklit değildi. Her şey tamamen aynı yapılmıştı.
"Jisoo'ya ulaşabildiniz mi?" Yerim, Mark'a döndü ve kızarmış gözleri ile konuştu. Mark olumsuz anlamda kafa sallamıştı. "Berbat bir şey. Her an, her gün ölme tehlikem var. Katil en yakın arkadaşım. Bunlar ne kadar berbat biliyor musunuz?"
"Katil en yakın arkadaşınız olmayabilir." Yerim şaşkınlıkla Mark'a döndü. "Birisi daha var. Bae Joohyun'un cinayetine bakıldığında. Bir erkek tarafından işlenmiş, diğerlerinin aksine zorlama var." Yerim gerginlikle ellerini sıktı. "B-bu ölme ihtimalimin daha fazla olduğunu gösterir."
"Merak etmeyin. Korumamız altındasınız. Kim Jisoo da aranıyor. Onu da koruma altına alacağız." Yerim kafa salladı ve kenardaki koltuklardan birine oturdu. "Lütfen bulun onu. Ona bir şey olmasını istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
murder [blackvelvet]
FanfictionSaat 9.28'de ilk cinayetin, aralarında yaşça en küçük olan tarafından bulunmasıyla kanlı bir ay başlamıştı. blackvelvet. ×tamamlandı