11-tabi öldürdüğüm kişi joohyun değilse

965 160 94
                                    

"Joohyun'u öldürmek nasıl hissettirdi Junmyeon?" Genç kız normal olmayan bir gülüşle önündeki saçlarını yeni kırmızıya boyatmış Junmyeon'a baktı. "Birini öldürmek istediğim bir şey değildi," Junmyeon hafifçe güldü ve arkasına yaslandı. "Tabi öldürdüğüm kişi Joohyun değilse." Genç kız da onunla beraber gülümsedi ve kahverengi saçlarını arkaya attı. Elindeki kahve bardağına bakarak kısa süre duraksadığında yeniden bakışlarını Junmyeon'a çevirmişti. "Tüm arkadaşlıkların bir gün bitecek olması beni çok üzüyor." Junmyeon onunla beraber kafa salladı ve kahvesinin dibini kafasına dikip sandalyeden kalktı. Sandalyesine taktığı deri montunu alıp giydiğinde hafifçe kızın gelmesini duymuştu. "Ben çıkıyorum. Sonra seni ararım." Kapı koluna elini koyduğu anda öksürmeye başlamasıyla kahverengi saçlı olan kırmızı saçlıya gülmeye devam etmişti. Kesinlikle normal değildi. "Bir yere gidebileceğini mi sandın Myeon? Beni bırakıp polislere gideceğini mi?" Junmyeon'un öksürükleri artmış ve ağzından kan gelmeye başladığında sırtı kapıya dayanmış ve yavaşça yere oturmuştu.

Genç kız elini Junmyeon'un yanağına koydu ve elindeki kahve bardağını onun bacakları arasına bıraktı. "Bizim arkadaşlığımız da bugün bitti."

Son olarak arkasına dönmüş ve tripottaki kameraya gülümsemişti. "Güzel bir şovdu, değil mi?"

Kameranın önünden çekilip Junmyeon'un gözükmesini sağladığında ağzından akan kanların beyaz tişörtünü kırmızı yaptığı, gözleri kapalı yerde oturan ölü bir Junmyeon vardı.

---------------------------------------------

Jisoo boş bakışlarla önündeki televizyonu izliyordu.

Daha doğrusu kapalı televizyona bakarak sadece düşünüyordu. Bunları yaşamaları gerekiyor muydu? Onların yaptığı şeyler bunları hak etmelerine gerçekten neden olmuş muydu? Yerim neredeydi? Katil aralarından biri miydi?

Aralarında gerçek bir sevgi yoktu. Sadece çıkarları vardı. Lisa'yı parası için aralarında tutuyorlardı, Chaeyoung'ı müdür babası olduğu için, Jennie'yi masumiyetini kullanarak kullanmak istedikleri için ve hepsi bunun farkındaydı.

Jisoo ise kendini hiçbir sınıfa koyamıyordu. Delirmiş miydi? Bunlar bir rüya mıydı? Chaeyoung, kendisini sevdiğini söyleyip ölmüş müydü gerçekten? Tanrı, Jisoo'yu sevmiyor olmalıydı. Elindeki çikolata paketine baktı. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı kahverengi saçlı kızın. Kanın kokusunu alıyordu çikolata paketinden. Çünkü yönünü çeviren ok, hiç masum değildi ve ucu kanla kaplıydı. Paketi kenara bırakıp fotoğraf albümünü eline aldığında 9 kişi çekindikleri ''happy together'' yazan kağıt yere düşmüştü. Aynı fotoğraftan 9'unda da vardı. Saklama sözü vermişlerdi. Fakat 9 kişiden artık 7 kişi yoktu.

2 kişiden biri çok tehlikeliydi. Bunun herkes farkındaydı ama yapabilecekleri bir şey yoktu. çünkü hangisi olduğunu bilmiyorlardı tehlikeli olanın. Belki de katil değildi tehlikeli olan, sonuçta 11 kişi dışında kimse geçmişte neler olduğunu bilmiyordu.

Katil 11 kişiyi fazla bulmuş olmalıydı. Ama 2 kişi zaten intihar ederek tüm bunların başlamasını sağlamıştı. Ama 9 ve 11 ararsında sadece 2 fark vardı ve bu sayı hala fazlaydı katile göre. Sayıyı 2'ye kadar indirmişti.

1 kişi bir bilgiyi ne kadar tek başına içinde tutabilirdi? En ufak bir bilincin kendini kaybetmesiyle tüm bildiklerini anlatabilirdi, bu yüzden katil bunu bilen kimsenin kalmasını istemiyordu.

Jisoo eline aldığı bıçakla gülümsedi. Koluna hafifçe bastırdığında deri hücrelerinin soğuk metal tarafından kesilmesiyle derin bir çığlık atmıştı. Gözlerini birkaç saniye kapatıp akan kana alışmaya çalıştıktan sonra yeniden açmış ve koluna bakarak önce nefes arası gülmeler sonra da kahkahalar bırakmıştı büyük salona. ''İşini bozdum.'' Gülmeleri arasında konuştuğunda arkasındaki kişiye bakmıştı. O da onunla gülerken Jisoo'ya elini uzatmış ve ayağa kalkmasını sağlamıştı. Onu tanıdık bir odaya doğru götürürken Jisoo'nun ise tek yaptığı beklemekti.

Tabi tüm bunlar yaşanırken tarih 30.10.2018'di. Yani her şeyin açığa çıkmasından 1 gün önce.

flashback

Taehyung kolundaki saate baktı ve kapıyı çaldı. Jungkook'a söz verdiği saatte onun evinin önündeydi. Kapı açılıp içeriden bir kadın gözüktüğünde Taehyung heyecanla gülümsedi.

''Merhaba, ben Jungkook'un arkadaşıyım.'' Kadın, Taehyung'a gülümsemiş ve Jungkook'a seslenmişti. Tabiki Taehyung'un hiç beklemediği bir şekilde. ''Oğlum, sevgilin gelmiş!'' Taehyung şokla Jungkook'un annesine bakarken birkaç adım sesi gelmiş, sonrasında da Jungkook görünmüştü. ''Merhaba Taehyung.'' Jungkook tatlı sestonuyla konuşup annesini öptüğünde ayakkabılarını giymiş ve evin dışına adımını atmıştı. ''10'da geleceksiniz. Tamam 10.30'da olur.'' Jungkook'un annesi konuşup kapıyı kapattıktan sonra Jungkook ve Taehyung aynı anda birbirlerine bakmış ve gülmeye başlamışlardı. ''Annen eğlenceli birine benziyor.'' Taehyung, Jungkook'un elini tutup arabasına doğru yürümeye başladığında Jungkook onun dediğine gülmüş ve arabasına binmişti. ''Her zaman yanımdaydı. Sahip olduğum tek ama en güzel şey o.''

Taehyung baş parmağıyla kendini gösterdiğinde Jungkook gülmüş ve yanağını öpmüştü. ''Sana da sahibim, öyle mi?''

''Tabiki. Biz birbirimize aitiz. '' Taehyung arabayı çalıştırmış ve Jungkook'un elini tutmuştu. Jungkook gülümseyerek yolu izlerken hayalini yaşadığını hissediyordu. Taehyung'la beraber mutluydu ve bunu bozabilecek kimsenin olmadığını düşünüyordu. Ama sadece onun düşüncesiydi.

Düşünceler bizi en çok etkileyen şeylerdendir. Bir düşünce, iyi veya kötü, gerçek olduğunda insanın verdiği tepki çoğunlukla aynıdır. ''Ben demişitm.'' şeklinde düşüncelere kapılır.

Düşünceler insan psikolojisi için de çok önemlidir. Sağlıklı düşünceleri olmayan biri büyük ihtimalle psikolojik sorunlar yaşayacaktır. Ama düşüncelerin sağlıksızlaştırılması kesin bir ihtimalle insanı yıkacaktır.

Jungkook'a da böyle olmuştu. Jungkook'la olan düşüncelerini her ne kadar korusa da Taehyung da onun intiharından sonra yıkılacaktı. Taehyung'un intiharından sonra da katilin düşünceleri sağlıksız olacaktı ve bugünlere gelmeye neden olacaktı.

Taehyung'un, Jungkook'u yemeğe çıkardığı o akşam ikisi de kötü sözlere maruz kalmışlardı. Joohyun, Sooyoung, Seungwan ve yanındaki diğer kişiler katilin ona verdiği adrese gitmişler ve yemeklerini yiyip, birbirlerine hayallerini anlatan 2 gence hakaretlerini sıralamışlardı.

Katilin pişmanlık duygusu onun kendi kollarına açtığı yaralardan daha fazla can yakıyordu.

murder [blackvelvet]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin