Çalışacak Yere İhtiyacımız Var

116 5 0
                                    

  Sabah erkenden uyandım.Saat 05:35 idi.Giyinip aşağı indim.

Kahvaltı hazırlamaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kahvaltı hazırlamaya başladım.Güzel bir kahvaltı hazırlıyordum.Saat 07:00'dı.Masayı kurmuştum.Diğerlerini uyandırmaya gidecektim.Arkamı döndüğüm sırada itiraf etmek gerekirse Yoongi'yi göreceğimi hiç düşünmemiştim.Neredeyse burunlarımız birbirine değiyordu.Ellerim ise göğüsündeydi.O bana bende ona şaşkınca bakıyordum.Yavaşça uzaklaştım.Elimi tezgaha koydum, yaslandım.
Ben:S-sen ne zaman uyandın?
Yoongi:Az önce.
Diğerlerini masada gördüm.
Jimin:Siz hiç biz yokmuşuz gibi yiyişmenize devam edebilirsiniz.
Ben:Yok öyle bir şey.
Jungkook:Noona yani neredeyse öpüşüyordunuz.Devam edin ya siz biz yemek yer sonrada sıvışırız.
Ben:Yaa yok öyle bir şey.
Taehyung:Yoongi hyung hiç ses çıkarmıyor.O da istiyor gibi siz gidin ya da biz gidelim.
Yoongi:Adamı deli etmeyin.Yok öyle bir şey.
Woojin arıyordu.
Woojin:Ela kahvaltıya gideceğiz.Gelecek misin?
Ben:Tamam geliyorum.
Telefonu kapattım.
Ben:Ben gidiyorum.
Huening Kai:Tamam noona sonra görüşürüz.
Ben:Görüşürüz.
Evden çıktım ve arabaya bindim.Sürmeye başladım.

Çok geçmeden buluşacağımız yere geldim.Üçünü görmem uzun sürmedi.Yanlarına gittim.
Ben:Günaydın.
Minho:Günaydın.
Kahvaltımızı yaptık.
Woojin:Hadi gidelim.
Onayladık.Arabalara bindik.
***
Çelik yeleklerimizi giydik.Telefonu çalmaya başladı.Yeonjun arıyordu.
Ben:Alo.
Yeonjun:Alo noona, nasılsın?
Ben:İyiyim sen nasılsın?
Yeonjun:İyi bende.Bu akşam kaçta geleceksin ona göre yemeği yiyeceğiz.
Ben:Hiçbir fikrim yok tamamen operasyona bağlı.
Yeonjun:Tamam noona, başarılar.
En:Sağol görüşürüz.
Yeonjun:Görüşürüz.
Telefonu kapattım.Silahlarımı aldım.Bıçakta aldım.
Minseok:Hazır mıyız?
Üçümüz:Evet.
Minseok:O zaman gidelim.
Dışarı çıktık.Siyah bir araba durdu önümüzde.Bindik.Operasyon şehir dışındaydı.Kadınları tecavüz edip ardından öldüren bir adamı arıyorduk.Minho'nun sayesinde o adamın yerini tespit etmiştik.Oraya doğru gidiyorduk.Woojin askerlere planı anlatıyordu.Woojin ve ben arkadan girecektik.Minho ile Minseok'ta önden, iki asker malikanenin sağ kanadından diğer iki askerde sol kanattan girecekti.İçeri girdiğimizde daha fazla asker gelecekti.
***
İçeri girmiştik.Woojin ile sessiz sessiz sessiz ilerliyorduk.Birden önümüze bir adam çıktı.Malikanenin sahibi olan Jack'ın adamlarından biriydi.En azından ben öyle düşünüyordum.Woojin bıçağını adamın şah damarına sapladı.Adamı kenara atıp devam ettik.Minseok telsizden konuştu.
Minseok:Salona doğru ilerliyoruz.
Woojin:Bizde.
Salona girmiştik.Salona gittiğimizde tabloya doğru dönük bir sandalye görmüştük.Silahımı elime aldım.Hiç tereddüt etmeden sandalyeye doğru yürüdüm.Sandalyeyi çevirdiğimde kimse yoktu.Ardından etrafımızı yaklaşık 30 tane adam sarmıştı.
Jack:Silahlarınızı bırakın!
30 adam aynı anda silah çıkardı.Mecburan bırakmak zorunda kaldık.Bütün askerler, Woojin, Minseok ve Minho alınmıştı.
Minho:O NİYE GELMİYOR?
Jack:Hatırlarsan ya da biliyorsan kadınlara zaafım var.
Minseok:Hayır lütfen ona bir şey yapma.
Jack beni belimden tuttu ve beyaz bir odaya götürdü.
Jack:Fantezi odama hoşgeldin güzelim.
Üzerime yürümeye başladı.Kafa attım.
Ben:Yaklaşma!
Jack:Ohh bu sertti.Ama ben daha sertim.
Tekrar üzerime geliyordu.Geri geri gidiyordum.Ayağım takıldı.Düştüm.Piç bir şekilde gülümsedi.
Ben:Ha-hayır uzak dur.
Ceketini çıkarmaya çalışırken bir silah gördüm belinde.
Jack:Ahh hadi bebeğim sadece oynamak istiyorum.
Ben:Ama acıtmak yok.
Jack:Tamam.
Elini uzatıp beni yerden kaldırdı.Kalktığımda ellerimi beline götürdüm.
Jack:İlk defa bu kadar istekli birini görüyorum.
Yalandan bir şekilde gülümsedim.Elimi yavaşça kalçalarına götürürken belindeki silahı alıp kollarından kurtuldum.Silahı ona doğrulttum.
Ben:Tek bir adım daha atma.
Jack:Seni hafife almışım.Ama bu kadar kolay olacağını mı düşündün?
Botundan bir silah daha çıkardı.
Jack:Ya o silahı bırakırsın ya da o güzel vücuduna ateş ederim.
Ben:Hayır bırakmayacağım.
Jack:Eğer dediklerimi yapmazsan önce diğerlerini senin gözlerinin önünde işkencelerle öldürürüm sonra seni ya da o silahı bana ver.
Silahı verdim.
Jack:Aferin uslu ol.
Silahları bir köşeye bıraktı ve beni bir sandalyeye oturttu.Ellerimi ve ayaklarımı bağladı.
Ben:Benden uzak dur.
Jack:Böyle bir şey olmayacak.Vücudun çok hoşuma gitti.
Yanağımı okşamaya başladı.Yüzümü çevirdim.
Jack:Yapma ama.Çekinmene gerek yok.
Baş parmağıyla dudağımı okşamaya başladı.Parmağını ısırdım.Sert bir şekilde.Bana yumruk attı.
Jack:SEN CİDDEN KAŞINIYORSUN AMA!
Ben:HAYIR SEN KAŞINIYORSUN.SEN BENİ NE SANDIN?ALTINDA YATACAK DİĞER SÜRTÜKLERDEN OLDUĞUMU MU DÜŞÜNÜYORSUN?
Kükremiştim resmen.
Jack:AHH YETER BE SENLE Mİ UĞRAŞACAĞIM.
Bana vurmaya başladı.Ardı arkası kesilmeyen yumruklar geliyordu.Kaşım ve dudağım patlamıştı.
Jack:Üzgünüm, bu güzel vücuduna yazık olacak.
Diğer botundan bıçak çıkardı.Elmacık kemiğimin üstünü kesti.Bacaklarımı da kesti.Sırtımıda.Belimide.
Ben:Kaçışın yok biliyor musun?Burdan çıktığımda seni kendi ellerimle öldüreceğim.
Yine bir yumruk yemiştim.Sandalyeme bir tekme attı.Savrulmuştum.Kafamı sandalyenin tahta kısmına çarpmıştım.Bileklerimde ip yüzünden kesilmişti.Yerde yatarken bir tekme atmıştı karnıma.Artık kan kusuyordum.Kafama demir bir çubukla vurdu.Çok geçmeden bayılmıştım.
***
Uyandığımda Minseok'un kucağındaydım.Koşuyordu.
Ben:Mi-minseok?
Minseok:Ela?Hemen çıkmamız gerek.
Evden çıktık.Kucağındayken arabaya bindi.Buradan uzaklaştık.Uzaklaşırken arkadaki patlama sesi kulaklarımı cızırdatmıştı.
Ben:O adamı aldınız mı?
Minseok:Evet.Konsolosluğun gönderdiği diğer arabada.
Arkada Woojin'in sesini fark etmiştim.
Woojin:Sana ne yaptı böyle?
Ben:Boşver.
Ardındanda Minho'nun sesini duymuştum.
Minho:İyi misin?
Ben:Evet.İyiyim de biraz başım ağrıyor.
Elimi başıma götürdüğümde kanadığını görmüştüm.
Minseok:K-kan.
Woojin:Hastaneye gidelim.
Ben:Hiç gerek yok.Eve gittiğimde pansuman yaparım.
Minho:Tamam ama kötü hissedersen hemen git.
Ben:Tamam.
***
1 saat sonra konsolosluğa gelmiştik.Adamı teslim ettik.Sabah konsolosluğa gelirken giydiklerimi tekrar giydim.Hava kararıyordu.Saat 17:15'ti.Arabama binip eve doğru yol aldım.Daha yemek yememişlerdir diye düşünerek hızlı gidiyordum.Çünkü acayip açtım.Eve son hızda gelmiştim.Arabamı park edip içeri girdim.Ceketimi askılığa astım.Hoseok'un bağırmasıyla kulaklarım biraz çınladı.
Hoseok:NOONA!NE OLDU SANA BÖYLE?
Ben:Yok bir şey iyiyim.
Jimin:Noona çok kötü gözüyorsun.
Ben:Bir şeyim yok Jimin-shi iyiyim.
Soobin:TXT hizmetiniz hazır.
TXT üyeleri yanıma geldi.Beni kolumdan tutarak koltuğa götürdüler, oturttular.
Jungkook:Bir şey ister misin?
Ben:Yemek.Açım biraz.
Gülümsemişlerdi.
Ben:Yemediniz değil mi?
Endişeyle sormuştum.Tekrar gülümsemişlerdi.
Jin:Merak etme yemedik.
Ben:Rahatladım.Hadi yiyelim çok açım.
Taehyung:Biraz daha var.
Ben:Ne kadar?
Beomgyu:Yaklaşık yarım saat.
Ben:Yapma.
Kafamı geriye attım.
Namjoon:Mükemmel bir soru sorabilir miyim?
Kafamı salladım.
Namjoon:Nasıl bir operasyondu bu?
Ben:Kadınları tecavüz ettikten sonra öldüren bir adamın evini bastık.
Yeonjun:ŞEREFSİZ!
Yoongi:Peki ya sana dokundu mu?
Ben:Hayır.Kendimi tanımadığım bir erkeğin altına atacak kadar kalitesiz olmam merak etmeyin.
Tebessüm ettim.Tebessüm ettiler.Telefonum çalmaya başladı.Woojin'di.
Ben:Alo Woojin.
Woojin:İyi misin?
Ben:Evet.Merak etme.
Woojin:Yok ben seni merak etmemde Minseok az sonra gözlerimin önünde kalp krizi geçirebilir.Ondan aradım.
Güldüm.
Minseok:GÜLME LAAAAAN!
Woojin ile kahkaha attık.
Minseok:LAAAAAN GAMZELİ MAVİŞ BEN ÖLDÜRÜRÜM SENİ!SUUUUS!
Gülmemi kestim.
Ben:Tamam.
Woojin:İki gün iznin var.Sakın geleyim deme öldürürüm seni.
Ben:Tamam işime gelir, uyurum bende.
Woojin:Tamam hadi görüşürüz, geçmiş olsun.
Ben:Sağol, görüşürüz.
Telefonu kapattım.İki dakika sonra elinde ilk yardım çantasıyla gelen Yoongi'yi gördüm.
Yoongi:İzin var mı?
Kafamı salladım.Gülümsedi.Yanıma oturdu.Tentürdiyot çıkardı pamuğa döktü.
Jin:Yoongi-shi hayırdır.
Yoongi:Efendim hyung?
Jin:Sen kimseyle bu kadar ilgili değilsin.Hayırdır.
Göz kırptı Yoongi'ye.
Yoongi:Hyung susar mısın?
Jin:Yani susarımda nedenini merak ettim sadece.
Kafasını eğdi sabır dilercesine.Pamuğu kaşıma tuttu.
Yoongi:Böyle bir operasyona giderken ne düşünüyordun acaba?
Ben:O adamı tutuklamayı.
Jimin:Çok mantıklı.
Yoongi:Şerefsiz adam ya.Hangi insan kadınlara böyle bir şeyler yapar ki?
Taehyun:Tek kurtulan kadın sen misin?Yoksa kurtulan başka kadınlarda var mı?
Huening Kai:Hayır noonam Harry Potter olduğu için tek o kurtuldu, bak o da şimşek izleri.
Büyük kahkaha kopmuştu.Ben sadece gülümsemiştim.
Yeonjun:Çok iyiydi lan.
Anlımdan aşağı doğru bir kan damlası süzülmüştü.Yoongi anlamsızca anlıma bakmaya başladı.
Ben:Demir çubukla kafama vurdu.Ondan kanıyordur.
Yoongi'nin ağızı 30 santim açıldı.Çok tatlı gözüküyordu.
Yoongi:Şu adamı tutukladıysanız bir tur dövebilir miyim?
Jungkook:Sadece noonam için mi yoksa bütün kadınlar için mi?
Jungkook bıyık altından gülmeye başladı.Yoongi kaşlarını çatarak Jungkook'a döndü.
Yoongi:Şimdi bir turda seni döveceğim!
Kaşıma tuttuğu pamuğu Jungkook'a attı.Kaşıma yara bandı yapıştırdı.Tekrar bir pamuk çıkardı elmacık kemiğime tuttu.Biraz bastırdı.Canım acımıştı.Elimi pantolonunun paçasına götürdüm.Avuçlarıma alarak sıktım.Anında pamuğu çekti.
Yoongi:Canını mı yaktım?
Ben:Biraz.
Yoongi:Üzgünüm.
Ben:Sorun değil.
Pamuğu tekrardan yavaşça elmacık kemiğime götürdü.Yavaşça kanı sildirdi.Sonra ise yara bandı yapıştırdı.
Yoongi:Niye o adamı dövmedin?
Ben:Diğerlerini öldürmekle tehdit etti.Yoksa elimde silahı vardı.Çok rahat bir şekilde öldürürdüm.Benim yüzümden onlarca adam ölsün istemedim.
Kafasını salladı.
Ben:Evet bitti mi?
Yoongi:Henüz değil.
Dudaklarıma baktı.Nefes alıp pamuğu dudağıma koydu.Biraz elleri titriyor gibiydi.
Hoseok:Noona?
Ben:Efendim?
Hoseok:Bizim çalışacak yere ihtiyacımız var.Stüdyoya, pratik odasına.Nasıl yapacağız?
Ben:İkinci katını ve bodrum katını kullanabilirsiniz.Çatı katınıda kullanabilirsiniz.İstediğiniz gibi düzenleyin.
Cüzdanımı çıkardım.
Ben:Ne kadara ihtiyacınız var?
Yoongi cüzdanımı tuttu.
Yoongi:Biz öderiz.Sorun değil.
Cüzdanımı tutmaya devam ederken diğer elimle bileğini tuttum.Elini yavaşça cüzdandan uzaklaştırdım.
Ben:Ne kadara ihtiyacınız var?
Jimin:Noona gerçekten gerek yok.Biz veririz parayı.Zaten sana yük olduk.
Jungkook:Evet noona.Sana yük olduk.Bırak biz ödeyelim.
Ben:Tamam siz ödeyin ama bir daha bu evde yük olduk cümlesini duymak istemiyorum.Tamam mı?
Hepsi:Tamam.
Ben:Güzel.
Pansumanım bitmişti.En azından yüzümdekiler.Dudağımada bir yara bandı yapıştırdı.Tam kalkıyordum ancak Yoongi beni durdurdu.
Yoongi:Nereye daha birmedi.
Ben:Tamam ben yaparım.Önemli değil.Teşekkür ederim.
Yukarı çıktım.Duşa girdim.Soğuk suyla yıkandım.Üstümü giydim ve aşağı indim.

Do You Love Me? / Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin