Sürekli geldiğimiz sahile geldik ve banklardan birine oturduk.Herkes konuşurken gün batımını izliyordum.Gökyüzünün rengi çok güzeldi.Her ne kadar pembeyi sevmesemde gökyüzünde acayip mükemmel duruyordu.
Taehyun:Nereye bakıyorsun noona?
Ben:Gökyüzü çok güzel.
Diğerleri derin bir sohbete dalmışken Taehyun ile gökyüzünün güzelliğine bakıp yorumluyorduk.
Taehyun:Noona size birkaç haftalığına konsolosluktan tatil veriliyor değil mi?
Ben:Evet, ama neden sordun?
Taehyun:Hep birlikte tatile gidelim mi?
Ben:Olur, gideriz.
Gökyüzüne bir süre daha baktım ve ona döndüm.
Ben:Nereye gidelim istersin?
Taehyun:Kısıtlama var mı?
Ben:Antartika hariç.
Gülümsedi.
Taehyun:Hmm bir düşüneyim...Amsterdam, Paris falan olabilir.Kanada'da olabilir Ottawa, Toronto gibi.
Ben:Tamam diğerlerine de bir sorarız.
Taehyun:Huening Kai Hawaii'ye gitmek istiyordu.
Gülümsedim.Birkaç saat daha dolaştık ve eve geldik.Karnım ağrımaya başlamıştı.Büyük ihtimalle regl olucaktım.
Jungkook:Saat kaç?
Jimin:Akşam 6.
Jungkook:Sağol hyung.
Yukarı çıktım ve üstümü değiştirdim, ne olur ne olmaz diye de ped koydum.Daha sonra aşağı indim ve kulaklığımı takıp dosyaları kontrol etmeye başladım.Bora abimin aradığını gördüm.Çok bekletmeden aramayı yanıtladım.
Ben:Efendim?
Bora Abim:Nasılsın ufaklık?
Ben:Kes be kes.
Bora Abim:Hemen tersle zaten.Neyse model bekliyorum biliyorsun değil mi?
Ben:Biliyorum ama bilmemezlikten geliyorum.
Bora Abim:Çok ciddiyim, modele ihtiyacım var.
Ben:Ben niye modellik yapıyorum?Git başka birini bul.
Bora Abim:Başka güzel kız yok.Estetikli kızda istemediğimi biliyorsun.
Ben:O benim suçum değil.Kendi işini kendin hallet.
Bora Abim:Ahh!Yeter be!Geleceksin!
Ben:Şimdi sen yat, uyu belki rüyanda gelirim.Hadi görüşürüz.
Bora Abim:Kapatırsan Busan'dan Seul'e gelirim ve evini basarım.
Ben:Hadi görüşürüz.
Telefonu kapattım.Kollarımı sıvadım ve güzelce işime odaklandım.Birden burnumun ortasına bir çorap yedim.Bildiğin katlanmış çorap.Kulaklığımı çıkardım.
Ben:Neden ben?Sataşacak o kadar çok insan varken neden ben?Git diğerlerine sataş.Çalışıyorum ya.
Saliha:Canım sana sataşmak istiyor sana ne.
Yoongi:Haklısın bende ona sataşmak istiyorum.
Yoongi yanıma geldi.Kolunu omzuma attı.Anlamsızca ona baktım.Göz kırptı.
Ben:Sapık çocuk!
Yoongi:Sapık?Çocuk?Hadi sapığı anlarımda çocuk ne?
Taehyung:Hyung sapık mısın?!
Yoongi:Sana ne diyim ben ya?Zeki misin, yoksa salak mısın anlamıyorum.
Taehyung:Bende anlamıyorum hyung.
Yeonjun:Bir şey sorabilir miyim?
Hoseok:Sor Yeonjun-shi.
Yeonjun:Ne zaman yemek yiyeceğiz?Acıkmaya başladım.
Saliha:Sarı civciv.
Yeonjun:Ya noona.
Saliha:Çok tatlısın.
Harbi çok tatlıydı yeni saç rengi çok güzeldi.
Jin:Neyse Yeonjun acıkmış hadi gidip yemek yapalım.
Jin, Jimin ve Jungkook'la mutfağa gitti.Ardından Saliha'da mutfağa gitti.Herkes kendi hâlindeydi.Soobin ve Taehyun kulaklıklarını takmışlardı.Hoseok, Kai, Beomgyu, Namjoon ve Taehyung sohbet ediyordu.Yeonjun aradan aradan Soobin'in yanına gitti ve kulaklıkların tekini çıkarıp kendi kulağına taktı.İşte aile olmak böyle bir şeydi sanırım.Sevdiklerinle, sevildiklerinle.Etrafa göz gezdirirken yanımda ki Yoongi'ye takıldım.Gamzelerime bakıyor, gülümsüyordu.Elini yanağıma koydu baş parmağı ile gamzemi okşamaya başladı.
Yoongi:Her zaman benim yanımda bu kadar güzel güler misin?
Güldüm.
Ben:Bu bir evlilik teklifi mi?
Yoongi:Aslında sadece bir istek ama evlilik teklifi cümlesi için fena değil.
Ben:Evet, gülerim.
Yoongi:Daha evliliğe çok var biliyorsun değil mi?
Ben:Ne kadar çok mesela?
Yoongi:1-2 yıl falan.
Ben:Seni gerçekten elde edebilmem için bunca zamanın geçmesi şart mı?
Yoongi:Ne o?Hemen şimdi mi istiyorsun yoksa?
Ben:Hemen şimdi de değil ama 1-2 yıl uzun bir süre.Ya o zaman kadar bize bir şey olursa?
Yoongi:Neden aklına hep kötü düşünceler geliyor?
Ben:Bilmiyorum.Belkide annemin ve babamın başına gelenler bizim başımıza da gelir...Sanırım bu yüzden korkuyorum.
Diğer elinide yanağıma koydu ve anlını anlıma yasladı.
Yoongi:Bir daha böyle şeyler söyleme ve düşünme tamam mı?Baban anneni aldattı.Ben seni aldatmayacağım.O kötü şeyler olmayacak.Seni her zaman koruyacağım, sende beni her zaman koruyacaksın.Birbirimizi koruyacağız güzelim.Aklını kötü şeylerden uzaklaştır.Güzel şeyler düşün.
Ellerini belime sardı.Kısık sesle konuşmaya başladı.
Yoongi:Sana nasıl aşık olduğumu tahmin bile edemezsin.Hatta öyle ki bu aşk beni korkutuyor.Sana olan aşkım çok güçlü bebeğim.Senin gibi çok güçlü.Belki sana bu yüzden aşığımdır.Güçlü olduğun için.Zengin bebesi, herkes tarafından korunan, şımarık kızlardan daha farklı olduğun içindir.Onlar gibi kendilerini bir şey sanan biri olmadığınandır.
Ben:Sence korunmaya ihtiyacım yok mu?
Yoongi:Herkes seni koruyamaz bebeğim, ama ben seni herkesten koruyacağım.
Ben:Bu romantik hâllerrin beni öldürüyor.
Yoongi:Senin yüzünden.Senle tanışmadan önce hiç böyle değildim ben.Ne yapıyorsun sen bana?Kalbim yerinde değil senin yüzünden.
Ben:Nerede kalbin?
Yoongi:Burada.
Kalbimi gösterdi.
Yoongi:Tam burada.Kilitli kaldı, kaçamadı.Senin aşkının yanından gidemedi.Kalakaldı.O sende tamam mı?Ona iyi bak.Kendi kalbin gibi.
Ben:Bir ömür boyu onu oradan çıkarmayacağım.
Yüzünü yüzüme eğdi.
Ben:O zaman bende bir istekte bulunabilir miyim?
Gülümsedi.
Yoongi:Elbette.
Ben:Her zaman benim karşımda bana bu kadar güzel bakar mısın?
Yoongi:Bunu da bir evlilik teklifi cümlesi olarak kullana-
Dudaklarımı dudaklarına götürdüm.Yavaşça emmeye başladım.Kolları belime sıkı sıkı sarılmıştı, o kadar sıkıydı ki kollarım iki büklüm bir şekilde göğüslerindeydi.Derin öpüşmelerimiz sonlanmıştı.Nefes aldım ve güzel gözlerine bakmaya başladım.Flash sesi geldiğinde gülümsedim.
Yoongi:Hemen yalnızlığımızdan yararlanın zaten.
Taehyung:Öyle deme, çok yakışıyorsunuz.Bir adama bir kadın bu kadar mı yakışır?
Yoongi:Off Taehyung.
Taehyung:Offlama hyung.
Yoongi:Hadi gidip sohbetinize geri dön.
Hoseok:Konuşucak konu kalmadı ki.
Yoongi:Oyun oynayın.
Beomgyu:Ne oynayalım?
Ben:Bizde birkaç kaset vardı.
Huening Kai:Ne kaseti?
Ben:Mario falan.
Jin:Ne?!Cidden mi?!
Ben:Evet, yukarıda olucaktı.Getireyim mi?
Jimin, Jungkook:Evet!
Çatı katına çıktım.Büyük bir siyah kutu vardı onu aldım ve aşağı indim.Masanın üzerine koydum.
Taehyung:Birkaç kaset?
Kutunun içindekileri çıkardık.
Taehyung:Noona burada 12 kaset ve 24 konsol var.
Ben:Sizin için daha iyi değil mi?Bir sürü oyun işte.
Beomgyu:Wow beğendim!
Gülümsedim.
Ben:Bu kasetlerin hepsini 2-3 yılda bitirsiniz herhalde.
Hoseok:Bunları bitirmeye ömrüm yetmez.
Güldük.Televizyona bağladık.Oynamaya başladılar bende dosyalara geri döndüm.Arada onlara bakıyordum.Mario, engel atlamaca ya da futbol falan oynuyorlardı.Kendi kendime gülümsüyordum.Çok eğlenceli bir ortamdı.
Ben:Oyun düşkünleri için VR gözlüğüde alalım isterseniz.
Taehyung:Sen ciddi misin?
Ben:İsterseniz neden olmasın.
Jimin koşarak mutfaktan geldi.Boynuma kollarını doladı.
Jimin:Noona!Sen bir tanesin!
Ben:Tamam tamam hadi mutfağa git.
Mutfağa zıplayarak geri gitti.Gülümsedim.Gamzeme konulan dudaklara daha çok gülümsedim.Fısıltıyla konuşmaya başladım.
Ben:Ama olmuyor böyle Yoongi-shi.
Yoongi:Ne olmuyormuş?
Ben:Düzgün çalışamıyorum.Öpücüklerine son vermelisin.
Yoongi:İstemiyorum.
Ben:Çocuk gibisin.
Yoongi:Hah ben miyim çocuk?Kendine bak bir kere sen.
Ben:Asıl ben miyim çocuk?Nerem çocuk be?
Yoongi:Şu anki hareketlerin mesela.
Ben:Seninde hareketlerin öyle.
Yoongi:Tamam susalım.
Ben:Bence de.
Yoongi:Ama yinede seni rahat bırakmayacağım sevgilim.Çünkü benimle ilgilenmeni istiyorum.
Ben:Zaten seninle ilgileniyorum.
Kulağıma yaklaştı.
Yoongi:Ben daha fazlasını istiyorum.
Ben:Daha fazlasından kastın sevişmekse hayır.
Yoongi:Niye?İkimizde çok mutlu olabiliriz.
Ben:Çünkü bunu neden dediğini biliyorum.Beni sinirlendirmek senin hoşuna gidiyor.Ayrıca bana sözlenmeden bir şey yapmayacağını söylemiştin.
Yoongi:Ya sözümden durmayıp yaparsam?
Burnunu yanağıma sürttü.
Jin:BİRİ ŞU YOONGİ'Yİ MUTFAĞA GETİRSİN YOKSA ONU MERDANEYLE KOVALIYACAĞIM.
Yoongi:Yeonjun aç, işini yapar mısın?Hem sen bizi mi gözetliyorsun?
Jin:EVET!ÇABUK BURAYA YOONGİ.
Jin'e gülümsedim.
Yoongi:Gelmeyeceğim.
***
Kısa bir süre sonra yemeğimizi yedik ve film aramaya başladık.
Yeonjun:Bu sefer korku izlemesek.
Saliha:Civciv haklı.
Taehyun:Mission Impossible izleyelim.
Beomgyu:Tom Cruise.
Ben:Tamam.Bana uyar.
Herkes onaylayınca filmi açtık.
Jungkook:Jimin hyung.
Jimin:Tamam mısır patlatmaya gidiyorum.
Saliha:Bende geleceğim bekle beni Jimin Oppa.
Beraber mutfağa gittiler.
Soobin:Tom Cruise kaç yaşında?
Namjoon:Sende 40 ben diyim 50.
Jin:Daha yaşlı diye biliyorum.
Huening Kai:57 değil mi?
Hoseok:Evet 57.
Ben:Bu adam yaşlandıkça gençleşiyor.57 yaşında da bu kadar yakışıklı olmaz bir insan.
Saliha:Buna katılabilirim!
Ben:Sen bir sus.
Jin:Sen beni 57 yaşıma girince gör.Ona taş çıkarıyor olacağım.
Toplu bir kahkaha attık.
Jin:Ne?Yalan mı?
Namjoon:Evet hyung, çok yakışıklı olursun.
Jin:Bak Namjoon gibi adam olun.
Jungkook:JİMİN-SHİ!
Jimin:Efendim?
Jungkook:Hadi yaa.
Jimin:Gel sıkıyorsa sen yap.
Jungkook:Alt tarafı yağ ve mısır koyup patlatacaksın.
Jimin:Gel yap lan!Bu seferde senden yiyelim.
Jin:Çok mantıklı hadi JK, sen patlat.
Saliha'ya baktığımda hazır tatlı yaptığını gördüm.Jungkook mutfağa gitti, Jimin geldi.Telefonumu elime aldım ve bacak bacak üstüne attım.Dudaklarımı ıslattım ve fotoğraf albümüne girdim.Yoongi'ye özel albüme girdim.3502 fotoğrafı vardı.Tatlı, seksi her türden fotoğrafı vardı.Tatlı olduğu bir fotoğrafını gördüğümde ufakça gülümsedim.Bu adamın böyle olması beni deli ediyordu.Bir insan bu kadar mükemmel olmamalıydı.Off kafayı yiyeceğim bu adam yüzünden!
~Millet bu kitap içime pek sinmedi,Yoongi ile başka bir kitaba mı başlasam.Hadi bakalım yeni kitaba başlamak istiyorum.Sizde lütfen düşüncelerinizi yazın~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do You Love Me? / Min Yoongi
RomanceY:Sen beni mi seviyorsun? B:Hayır, seni sevmiyorum.Sana aşığım. Y:Ne zamandan beri? B:Çıkış yaptığınız zamandan beri.Seni aklımdan çıkaramıyorum.Her salise aklımdasın. Y:Ben- B:Sen beni sevmiyorsan anlarım.Seni unutmaya çalışırım.Sorun değil. Y:Beni...